MEHMET KOÇ

Tarih: 16.08.2024 12:15

ÖLÜM ve TAZİYE DİLİ ÜZERİNE

Facebook Twitter Linked-in

Ölüm, her kültür ve inanç sisteminde farklı dramatik şekillerde karşılanmaktadır. 

Zamanla değişen sosyal, kültürel ve dini dinamikler, insanların ölüm karşısındaki tepkilerini, başka bir anlatımla taziye için kullanılan ifadeleri etkilemiştir.
Eskiden, toplumun genelinde yaygın olarak kullanılan taziye ifadeleri, zamanla farklı kesimlerin kendilerine özgü söylemler geliştirmesiyle çeşitlenmiştir.
Türkiye'de geleneksel olarak ölüm karşısında kullanılan taziye ifadeleri, büyük ölçüde İslam kültürünün etkisiyle şekillenmiştir. "ALLAH RAHMET EYLESİN” "MEKANI CENNET OLSUN ", "BAŞINIZ SAĞ OLSUN ", "SABIRLAR DİLERİM " gibi ifadeler, vefat eden kişinin geride kalan yakınlarının acısını paylaşmak ve teselli vermek amacıyla söyleniyor du. Bu ifadeler, toplumun geniş kesimlerinde kabul görmüş ve ortak bir dil haline gelmiştir.
Daha sonra özellikle statüsü yüksek dini liderlerin, etkin siyasetçi ve onların yakınları ile yüksek bürokratların veya yakınlarının vefatları sonrasında alışılmışın dışında farklı taziye ifadeleri kullanılmaya başlandı. "HAKKA YÜRÜDÜ" ifadesi, bu bağlamda dikkat çekicidir.
Bu ifade, vefat eden kişinin Allah’a kavuştuğunu, bu dünyadan ahirete geçtiğini vurgulayan bir anlam taşır. Aynı zamanda, kişinin dindarlığına ve manevi değerine bir atıf olarak da görülebilir. Böylece, bu ifadeyle vefat eden kişinin manevi yüceliği ve dini kimliği ön plana çıkarılmaktadır.
Benzer şekilde, sol siyasi düşünceye sahip kesimlerde de taziye ifadelerinde değişiklikler gözlemlenmiştir. "IŞIKLAR İÇİNDE UYU", "YILDIZLAR YOLDAŞIN OLSUN” gibi ifadeler, bu kesimde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu ifadeler, ölüm sonrasında kişinin ruhunun özgürlüğüne kavuştuğunu ve evrenin bir parçası haline geldiğini ima eder. Aynı zamanda, bu taziye sözleri, sol düşüncenin evrensel kardeşlik, özgürlük ve adalet gibi değerlerine bir gönderme olarak da değerlendirilebilir.
Her ne kadar dini ve ideolojik farklılıklar taziye ifadelerinde belirgin hale gelmiş olsa da, temelde bu ifadelerin hepsi aynı amaca hizmet eder: Vefat eden kişinin anısını onurlandırmak ve geride kalanlara teselli vermek.
Bu bağlamda, taziye ifadelerinin farklılaşması, toplumun kültürel ve düşünsel çeşitliliğinin bir yansıması olarak görülebilir. 

Ancak, bu farklılaşma, aynı zamanda toplumdaki bölünmüşlüğün ve kutuplaşmanın da bir göstergesi olabilir gibi görünüyor.
Eskiden herkes için ortak olan taziye ifadeleri, zamanla farklı grupların kendi kimliklerini ve değerlerini vurgulayan özel söylemler geliştirmesiyle değişmiştir. Bu durum, toplumsal dayanışmanın zayıflamasına ve insanların ortak duygular üzerinden bir araya gelme kabiliyetinin azalmasına neden olabilir.
Binaenaleyh ölüm karşısında kullanılan taziye ifadeleri, toplumun kültürel ve dini yapısına göre değişkenlik göstermektedir. 

Türkiye'de, geleneksel taziye ifadelerinin yanı sıra, dini ve ideolojik kesimlerin kendi özgün söylemlerini geliştirmesi, bu durumun en belirgin örneklerinden biridir. Bu çeşitlilik, bir yandan toplumsal zenginliği ve farklılıkları yansıtırken, diğer yandan toplumsal kutuplaşmanın ve bölünmüşlüğün de bir göstergesi olabilir. 

Önemli olan, bu farklılıkları kabul etmek ve saygı göstermekle birlikte, ortak insani değerler etrafında bir araya gelebilme yeteneğini korumaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —