Doğubayazıt’lı olmak erdemliktir, Doğubayazıt’lı nandardır. Onurludur, Ekmeğini bölüşür, bir tas aşını saklar, belki komşusu ya da ne bileyim bir yabancı yol alırda bizim eve uğrar, diye ona ikram eder, Doğubayazıt’lı candır, cana can katandır. O uyuşturucu tacirleri sevinmesinler, Doğubayazıt’ın o ter temiz adını kirletmeye çalışan İthal “HIRSIZLAR-NAMUSSUZLAR-TEFECİLER-TOZCULAR” gün gelecek defolup gidecekler.
Yine Doğubayazıt onurlu, şerefli insanları ile kalacak.
VE BAY-DER İSTANBUL’DA KURULDU
Daha evvel Doğubayazıt’lılar bir derneğimiz olsun, sorunlarımızla ilgilensin, diyerek bir çok kuruluşlanarak bir araya geldiler ve İstanbul’da dernek kurma çalışmalarına başladılar. Başlamasına başladılar da, bir türlü anlaşamadılar, her kafadan bir çatlak ses, her kes bildiğim gibi olacak, dediler de, dediler. Sonunda “Bu böyle olmaz” dediler, Doğubayazıt’ın insanları bir araya gelerek, kendi bünyelerinde kısa adı BAY-DER olan, Doğubayazıt Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneğini kurdular.1991 senesinde Muhteşem bir gece ile bir çok kişinin katılımı ile BAY-DER’in kuruluşunu ilan ettiler. Haddini bilmez bazıları ‘Doğubayazıt’lılar bu işi beceremez, en kısa zamanda derneği kapatırlar’ diyenler oldu.
BAY-DER İstanbul Aksaray’da aralıksız faaliyetini gösteriyor. Piknikler düzenleniyor, Ramazanda iftar yemekleri veriliyor,Taziyeler kabul ediliyor, her kesin haberdar olması için mesajlar yayınlanıyor, Bayramlaşmalar yapılıyor, Yardıma muhtaç insanlara yardımlar ediliyor, öğrencilere burslar veriliyor, Doğubayazıt’ta ve köylere yardıma muhtaç çocuklara okul kıyafetleri, kışlık botlar ve montlar gönderiliyor, evi harabe olana yardım ediliyor, gıda ve diğer yardımlar dağıtılıyor.
BAY-DER’in başına bir çok başkan getirildi, 6-7 yıla yakındır Muhasebeci ve mali müşavir Ahmet Dumlu BAY-DER Başkanlığını başarı ile sürdürmektedir. Başkan Ahmet Dumlu ile son görüşmemizde, dernek hakkında ki, bilgilerini kısaca bir daha siz okurlarıma aktarmaktan yarar var;
“Ben BAY-DER başkanı olmadan evvel bilindiği gibi yönetimdeydim. Beni BAY-DER’in başına getirmek istediklerine şartlarımı ortaya koydum, bu derneğin çok iyi bir yerlere gelmesi için, çalışmalarının hızlı yürümesi bakımında arkadaşlarla oturup konuştuk sağ olsunlar hiç kimse itiraz etmedi, yönetime sahip olan arkadaşlar yani benim ile yola çıkacak olan dostları tümü iş insanı olduğundan hiç bir sıkıntı yaşamadık. Başkanlık maaşını kaldırdık,Mesajlar için alınan ücretleri kaldırdık. yönetimde olan her kes derneğe belirlediğimiz aylıklar ödenip, derneğin kasasına paranın girmesini sağladık. Titizlikle tüm hesaplarımızı gözden geçiriyoruz. Bir karar alınacaksa ortaklaşa karar veriyoruz, yönetimde olan bir arkadaşımız işi nedeni ile yurt dışında ya da başka yerde de olsa telefonlan kendisini bilgilendiriyoruz.”
BAY-DER en kısa zamanda kapanacak, diyenler rezzilikepaze oldular, bir de BAY-DER’liler yapacaklarını yaptılar, BAY-DER’ muhteşem bir de yer aldılar, Doğubayazıt’lıların hizmetine soktular...
Yani, yanisi bu. Art niyetlilerin dediği olmadı, BAY-DER kapanmadı, tüm başarısı ile Ağrı ve yöresinin dernekleri arasında en başarılı ve işlev gören dernek olarak gündemdeki yerini koruyor.....
Doğubayazıt’lı namuslu-şerefli insanları para kazandıkça Doğubayazıt’a kalıcı yatırımlar yapmaya başladılar. Her ne kadar kayda değer iş alanları olmasa da bolca okul ve camiiler yaptırdılar.
BARAN GÜZEL VE FEVZİHAN ARAS’TAN İLK ESER
Doğubayazıt hatırladığım kadarlıyla 1980’li yıllara kadar tek bir lise vardı, sabahları liseliler giderdi, öğleden sonra da orta okul öğrencileri giderdi. Rahmetli Mehmet Beyazıt’ın çarşı merkezinde yaptırdığı bir de Camii vardı. Daha sonra devlet ve hayırsever Doğubayazıt’lılar başladılar okul ve Camii yaptırmaya.
Bilindiği üzere Baran Güzel ve Fevzihan Aras’ın büyük özverisi ile yapılan Ehmede Xanı Üniversitesinin dışında, edindiğim kaynağa göre İlk okul sayısı:20, Ortaokul sayısı:33, İmam Hatip sayısı:12, Lise sayısı:12, İmam Hatip Lise sayısı:2 ve Ana okul sayısı ise 4, Camiilere gelince Rahmetli Mehmet Beyazıt’ın yaptırdığı camiinin dışında pek camii yoktu, şu anda ise genel olarak camii sayısı 166’dır. Yani Doğubayazıt’a bağlı 85 köy var, her bir köye bir camii, desek, geriye kalan Doğubayazıt’ın 14 mahallesi de Camiiler ibadete açıktır.
HACI HALİS TAN’DAN CAMİİLERE 19 MİNARE VE HASTANEYE MALZEME
Hacı Halis Tan her zaman baba ocağı olan Doğubayazıt’a gelir, geldiği ile kalmaz ve eş-akraba-dost ziyaretlerinin dışında birde Doğubayazıt’ın köylerini gezer.
Çocukluğunun çınladığı kırları, gezindiği dağları, asmaları dolaşır, yokluk, kıtlık,kuraklık ile boğuştuğu yerlerde anılarını tazeler.
Halis Tan köyleri gezerken camiilerin varlığını görür ve minarelerinin olmadığı gözüne çarpar, hemen yetkililerden bilgi alır ve 19 camiinin minaresinin olmadığını öğrenir, yetkililerlen temasa geçer ve 19 camiinin minaresinin yapımı için gerekli finansı kendisinin sağlıyacağını ve bir an evvel minarelerin yapılması için talimat verir ve yıllar evvel
“Halis Tan’dan 19 minare” diye bir yazı yazmıştım.
Yazı çokta ses getirmişti. Bitmedi, Halis Tan hiç bir hastaneye nasip olmuyacak, bir sürü malzeme Doğubayazıt Devlet hastanesine gönderir, ama ne yazık ki, bildiğim kadarıyla bu malzemelerin çoğu kullanılmadan heba olmuş ve çürümeye terk edilmişti. Tabi ki, daha sonra takipçisi olmadım ve malzamalarin akibeti hakkında da bir bilgi edinmedim, daha sonra bizim gazetede birini görevlendiririz malzemelerin akibeti hakkında siz okurlarımızın bilgisine sunacağız.
Doğubayazıt’a bir üniversite dedik, sağ olsun Baran Güzel ve Fevzihan Aras sayesinde Ehmede Xanı Üniversitesi yapıldı ve faaliyete geçti, Doğubayazıt il olsun, dedik, sanki öyle bir şey demedik, yerimizde sayıyoruz, Sınır ticareti tekrar açılsın, Doğubayazıt’ın insanı iş yapsın, evine ekmek götürsün, dedik, bürokrasiye takıldık. Doğubayazıt’a bolca camii ve ilk okul, orta okul, lise ve hatta en son Çoktin ailesinin yaptırdığı hiç bir ile ve ilçeye nasip olmayan muhteşem bir Ömer Çoktin Fen lisesi yapıldı ve faaliyete sokuldu. Doğubayazıt’lı kazandı, ama kazandığı ile kalmadı, baba-dede yadigarı deyip, Doğubayazıt’a ya okul ya da camii yaptırdılar. Haaaa, taziye evlerini de unutmayalım, unutursak nankörlük olur.
Üniversite var, yurt yok, dediler. Fevzihan Aras, “o da olacak” dedi ve Baran Güzel’e teklifi götürdü, ilk etapta 200 kız öğrenci yurdunun temeli atıldı ve 2023’te kız öğrencilerimizin barınacakları yurt sorunu çözüldü.
Rahmetli Mehmet Beyazıt’ın camiisinden söz ederken, Rahmetli Selahattin Beyazıt’ı da anmadan olmaz. Hakkı üzerimizde kalmasın.
Ben sürekli yazardım, Mehmet Beyazıt Doğubayazıt’a bir camii yaptırdı, ama İstanbul Kadıköy Göztepe’de de kocaman bir lise yaptırmış. Dedim ya, o zaman bizde tek bir lise vardı, hem orta okuldu ve hemde liseydi. Peki Selahattin Beyazıt neden baba ocağına bir okul yaptırmıyor, diye kaç kez yazdım gündeme getirdim. Allah rahmet eylesin, Selahattin Beyazıt’ın kulağına gitmiş ve talimat vermiş, Babamın yaptırdığı camiinin yakınında bir yer bulun ve oraya okul yaptıracağım, ve hatta dönemin Kaymakamı Abdullah Özbek ile temasa geçmiş, okul yapımı için yer konusunda ona da talimat vermiş. Heeee, okul nerde diye,? Soranınız çok. Buna da açıklık getireyim;
“Rahmetli Selahattin Beyazıt okul için talimatını duyanlar, boş durmamışlar sürekli Selahattin Beyazıt’ı aramışlar, rahatsız etmişler, bu işi bize ver biz yapalım, diye. Selahattin Beyazıt’a gına gelir, okul yaptırmaktan vazgeçer ve Kaymakam Abdullah Özbek’i arar ve okul yaptırmaktan vazgeçtiğini ancak verdiği söz üzerine bir miktar para göndererek ihtiyacı olan okullarının tadilatı için harcamasını söyler”
Ben İstanbul’dan Doğubayazıt’a geçmiştim. Sağolsun Kaymakam Abdullah Özbek beni ve Nezir Çelik’i çay içmeye davet edip, bizim ile bu bilgileri o zaman paylaşmıştı.
KİMSESİZLER İÇİN NEDEN BARINMA YURDU YOK?
Bu soruyuda haliyle soran çok oluyor,
“Kimsesizler için neden barınma yeri yok?” bunu daha evvel hiç dile getirmemiştik.
Bu konuda tepkiler çoğalınca bunu da dile getirelim, dedik ve hayırsever iş insanlarımızın da böyle hayırlı işe el atacaklarından hiç kuşkum yok. Bir barınma merkezi olsa, hele kış aylarında kimsesizlerin barınma yurdunda kalıp, sıcak bir aş ve sıcak bir yataklarının olması bence dahada hayırlara vesile olur, diye düşünüyorum.. Bence asıl mesele bu olsa gerek..!