Haber. Nezir ÇELİK

Sınır ticareti ülkelerin kara sınırı olan devletlerle yaptığı genellikle özel bir rejime tabi olan bir ticaret şeklidir. Komşu ülkeler arasında varılan karşılıklı anlaşmalarla düzenlenir. Sınır ticareti genellikle sınırın iki yakasındaki bölge halkının ihtiyaçlarını karşılama amacına yöneliktir.

Türkiye’de sınır ticareti, ilk defa zamanın ticaret odası başkanı olan Başyazarımız Mehmet Koç'un büyük gayretleri ile Ağrı-Gürbulak sınır kapısında kurulan Sarı Su bölgesinde başlatılmıştı.

Daha sonra da özellikle doğu ve güneydoğu bölgesindeki gümrüklerde devam etmişti. Bir ara öyle yagın bir hale geldi ki iç bölgelere de bu hak tanınmış Erzurum tacirleri de Gürbulak'tan sınır ticareti yapmaya başlamıştı.

   Sınır ticareti yapılan bölgeler, Doğu ve Güneydoğu’daki az gelişmiş bölgelerimizdir. Özellikle bölgelerarası gelişmişlik uçurumunun ortadan kalkması açısından sınır ticareti son derece önem taşımaktadır. 

Doğu ve Güneydoğu’da bugüne kadar ülkemizin en büyük derdi olan terör, ortadan kalktığına göre yeniden ekonomik kalkınmaya geçmenin zamanı gelmiştir. 

Bundan sonra, geri kalmış bölgelerin, kalkınmış bölgelerimiz seviyesine ulaştırılması amaç edinilmeli ve bölgeseel olanaklar hayata geçirilmelidir.

 Onun için de, bu bölgedeki esnaf, sanatkâr ve ticaret erbabının sınır ticaretinden yararlanması çok doğaldır ve o bölgenin ticarî hacminin gelişmesi, işsizliğinin önlenmesi, o bölgede yapılan sınır ticaretiyle çok ilişkili hale gelmiştir.

O sebeple yerel ekonomik varlıklar teşvik edilmeli ve SINIR TİCARETİ, özellikle petrol ürünlerini kapsayacak şekilde yeniden başlatılmalıdır.