Konut kira olayı düzene koyulması gereken umumun önemli ekonomi mevzularındandır.
Ekonomi işlerini anlayabilmek için öncelikle paranın ne olduğunu bilmek gerekir. Cepteki rakamlı kağıtlara para deriz. Para aslen değer oranıdır ve o kağıtlardaki rakamlar da o oranın temsilcisidirler. Bu temsilcilerle omuzda taşınamayan yükler, cepte taşınabilir hale gelmişlerdir. Mesele sadece rakkamlardır. Bu rakamlara isim vermekle onları değer temsili yapıp bütün miktarların değer yönünde ortak tanımları için o rakamlara ismen para diyoruz. İhtiyaç, gereklilik, ve lazımat derecesi ne ise, o dereceyi temsil eden parasal rakam miktarın isimide o dereceyle özdeş algıya sahip olur.
Para olarak isimlendirilen ortak temsiliyat, bir varlığı temsil eder. Olmayan varlığın parasal temsilat karşılığıda olmaz. O yüzden var olmayan bir şeye karşılık bastırılacak para, hiçbir şeyi temsil etmediği için bir değer ifade etmez. Rakamları taşıyan nesnenin değeri ne ise odur.
ZAM DEPREMİ OLMAMASI İÇİN PİYASADA AZALAN BİR MALIN DEĞERİ SABİT KALMALI. Bir zarar olacaksada bu zarar, sebep olunacak deprem zararı ile karşılaştırılıp ona göre hareket edilmeli.
para, tüm malların ortak temsilcisi olup onları birbirine bağlı kıldığı için, çeşitli işler yapan milletin alım mecburiyeti, zincirleme olarak o zamı tüm çeşit iş ve ürünlere mecburi olarak yansıtır.
Deprem denilen Boyut bu yansıma süreci içinde gerçekleşenlerdir.
Bütün ürünler birbirine bağlı bir zincirin halkaları gibidirler.
Yüksek fiyat zincirin bütün halklarına yansıdığında, rakamlar değişmiş olsada değer oranları aynı dereceye gelmiş olur. Yani bir ekmeğe karşılık gelen iki bardak su, yine aynı şekile gelmiş olur.
Tahribat, zammın her çeşit ürüne yansıyana kadar geçen süre içinde yaşanır. Denklik için herkes eldeki ürüne ve yaptığı işe zam yapar ama, elde bulunan nakit paranın değer ifadesi ise, geride kalmış olur.
ZAM DEPREMİNİ ÖNLEYİCİ FORMÜL.
Ürünlerin birbirine olan bağlılığına zincir dedik. Birbirlerini tetiklemelerine de deprem dedik. Bu benzetmeler çözüme kavuşma kolaylığı içindir.
Çeşitli sebeplerle bir ürüne veya ham maddeye zam geldiğinde, o ürünü veya ham maddeyi kullanan kesimin günlük, haftalık yada aylık ortalama kullanım miktarı tespit edilir. Bu miktara göre aradaki zam farkı hazineden karşılanır. Bu şekilde ürünün çıkış fiyatı kendisine bağlı diğer halkalara yansımaması için sabit tutulmuş olunur. Ürünü pahalı kılan sebep kalkıncaya kadar bu işlem devam eder. Sebebin kaynağı içeride yada dışarıda olsun, araştırmacılar kaynağa inip sebebin giderilmesi için çözümler üretecekler.
BU SON DÖNEMDEKİ ZAM DEPREMİNİN TAHRİBATI DİNMİŞ GİBİ GÖRÜNSEDE, BAZI ALANLARDA DEVAM ETMEKTEDİR. EN BAŞLICASI KONUT KİRALARIDIR.
Sözleşme kağıtlarında olağanüstü olaylar ihtimali diye bir bölüm olmadığı için, deprem gibi zam olayları kapsam dışı kalmaktadır. Dolayısıyla sözleşmenin bağlayıcılık çapı da depremi kapsamaya yetememektedir.
Kira artış yüzdeliklerinin yıllık ortalama tüketici fiyat endeksine göre belirlenme sistemi, tartışmaları kaldırmaya yönelik olsada, olağan dışı bu zam olaylarında yetersiz kalmıştır.
Kısmen değil, tüm ürünlere yüzde 200 ile 400 arasında zam gelmiştir. Bunlara karşı kiranın yüzde 25-40 artışı denge değildir. Önceki yılda bin lira bin ekmek iken, bugün bin lira 300 ekmektir.
Buna göre kiranın 1400 olmasına artış denmez, rakamsal olarak denilsede değersel olarak eksilmedir. Kiranın 1000 liradan 1400 liraya çıkması demek, 1000 ekmeğin 333 ekmeğe düşmesi demektir. Bu gerçeklik, düzenlemeyi insaf, vicdan ve etiklik noktasında aciz kılıp kaale alınmamasına sebep olan bir formaliteye dönüştürmektedir.
KİRA İŞLERİNDE DOĞUBAYAZIT VAZİYETİ
Dükkan kiralarında ekspertizlik, taraflar arasında gerçekleşir. Kiracı belirsizliğe sermaye harcar. İş olmazsa bir sene sürmez. Olursada piyasa şok enflasyona uğramadığı halde dükkan sahibi ona ortak olurcasına kiraya şok zam yapmaktadır. Zorlanan kiracı da çıkmak zorunda kalıyor. Bu sıkça duyulan hadiselerdendir. Buradaki endeks vergiye benzer şekilde kiracının yaptığı iştir. Bu işler iki zıt isteğe bırakılacak işler değil. Ekonomi düzeni toplumların en mühim konularından olduğuna göre, arabulucu ekspertiz mesleğine önem verilmelidir. Tarafların kazanma arzuları, bu ekonomik iş konusu uzmanlığını yürütemez.
Konut kiralarındaki düzen de dükkan kiraları düzeninden pek farklı değil. Doğubayazıt ortamında Konut kira konusu genelde memurlarla özdeş hale gelmiştir. Bazı memur maaşları batıya göre yüksek olmasına rağmen kiralar batıya göre ucuzdur. İnşaat malzeme fiyatları da mesafeden dolayı kısmen aynı sonucu yaşamaktadır.
Bu şok üstüne şok enflasyon içindeki kira konusunu bakana soran spikere şu cevap verilmiştir: BİR KİRA ORANI, MÜLKİYET FİYATININ 20 YILLIK KİRASINA DENKTİR. Buna göre baktığımızda, doğubayazıtta Konut fiyatlarının yediyüz bin ile bir milyon arasında olması, kiranın en az üç bin beş yüz lira olması demektir. Oysa fiyatlar bina durumuna göre 1500 ile 2200 arasında değişir. Bunun üstü olsada çok nadirendir.
Bu durum ne tüketici fiyat endeksine uyuyor nede konut fiyatının 20 yıllık kiraya bölünmesine. Ortada çözülmesi gereken bir sorun durmaktadır.
Enerjimizi daha önemli konulara harcayabilmek dileğiyle...
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
21.11.2024