YÜREĞİNİ VER BANA

YÜREĞİNİ VER BANA

Hülya Köksal

Sevdayı pekiştiren

Göz değil bakıştır

Dudak değil gülüştür

Bakışın gülümsesin bana

Günüdür hayatı tutuşturmanın

Ellerinden öte

Yüreğini ver bana

İnce ince işledim çok yeni yalnızlıkları

Büyüttüm iğde ağaçlarıyla

Penceremde dokunaklı yağmur

Dokunmuyor insan insana

Bu kalın ağızlı törpüsüz adamlar

Bu ince burunlu törpülü kadınlar

Garlar limanlar alanlar içinde

Bozguna uğradık yersiz zamansız

Çocukluğumuzdan vurulmuşuz

Nasıl iflah olur ömür

Kıpırdamaz düş sensizlikte

Sen gidersen yara kalır

HÜLYA KÖKSAL

 

KARANFİLLERİ BÜYÜTÜYORUM

Sen şimdi oradasın ya

Dili geçmiş zamanlı

Ben buradayım işte

Gelecek zamanlı

Dağıtıyorum saçlarımı düşsel rüzgarınla

Dinliyorum El Condar Passa'yı

Çiçeklenir şarkılar da şiirler gibi

Gözlerin ırakta ne söyler şimdi bana

Aynı yanılgıların karmaşasında

Aynı hiçliğe uyanmak sensizlikle

Ayrı bir ölüm bu yürekteki

Durmadan dokuyor boşluğunu

Gelincikler kırmızısını versin dudaklarıma

Aşılıyayım kendimi kartal bakışına

Onulmaz mıdır sevda mavide

Yaşanmış olan silinmez yürekten

Yüreğindeyim

Anımsamak istersen dokun yüreğine

Şarapta derinleşir yalnızlığım

Sigaram biter soluksuz

Çağırsam martıları konarlar mı avuçlarıma

Ellerin gibi

Denizsin sen

Denizi getirirler mi bana

Sesini sesimle öpsem

Tinim tininle örtüşür mü

Ay geçiyor anımsatarak seni

Hüznümün üstünden

Şiir mi aldanma

Aşk mı yanılsama

Seviyorum

Gerek yok nedene

Sende kendimi buldum

Kendimde tüm evreni

Karanfilleri büyütüyorum sevinle

HÜLYA KÖKSAL

 

TÜRKÜLERİN ISLANIYOR ŞİMDİ

Konuştukça sen

Gece geri çekilir sesimden

Gün geri getirir

Gözlerinin görkemli imgesini

Öperim koklarım

Sen bile bilmezsin

Denize sunar kendini ay ışığı

Adın aşktır

Onmaz yaralarıma neden

Ağar yüreğime

Ömrümü kanatır sensizlik

Tanığıdır bu kent

Ve sanığıdır

Sensizliğimin

Denize sunar kendini gün ışığı

Sesinde umut var serüven var

Özlem bildiği gibi konuşuyor

Ama yine de güzel

İçinde varlığın var

Yalancı bahardın belki

Belki bir bozkır tenhalığı

Ya da çölümün serabı

Biraz ay ışığı biraz gün ışığıydın

Türkülerin ıslanıyor şimdi

Gözlerimin yağmurlarında

HÜLYA KÖKSAL

 

GEL TÜRKÜLERLE YANALIM

Yaşam mı engebeliydi sözcükler mi

Kaç kez öldüm sensizlikle

Aşkın platonik yüzünde narsist eğilimler

Biçti gülüşümü

Yarım kalmış akarsuydu sevdam

Ulaşamadı yüreğinin denizine

Bütün hüzünlerde hüzünlendim

Bütün kederleri denedim

Sevincimin yüzgörümlüğü bir seraptan başka neydi ki yüzün

Garlarda çaresiz bekleyişler

Limanlarda ufuksuz özlemlerim

Sabrım öğüttükçe eylemimi

Yarım kaldı ömrüm

Tamamlanmamış düşlerimin failidir

İğreti gülüşlerinle boyadığın yalanların

Sanal gerçeklikler gibi zaman dışısın

Sevginin kadavrası üstünde yükselsin uygarlığın

Yolunu şaşırdın

Ölüm şaşırdı biyolojik saatini

Kan damarda su yatağında akmaz

Önce masallar mı niniler mi terk etti çocukluğumuzu

Sen inkar ederken kendini

Vurdun gülüşümü

Vurdular ülkemin gençliğini

Hasat ettiler ham meyveyi

Sürgünde sürgün vermez can taneleri

Sürüklüyoruz bak işte

Kendi ölümümüzü

Sustun

Her susuş onaylamaktır olanı

Sorusuz yanıtlarınla

Taşıdın söylencelere hayatı

Gel

Türkülerle yanalım

Şiirlerle kanayalım

Tutuşsun hayat

Yüreğimizin rengini verelim ömre

Soluğumuzun ezgisi karışsın hayatın sesine

Aşk tendedir ama sevda tindedir

Yanacaksak sevdanın yolunda

Yanalım aşkla

HÜLYA KÖKSAL

 

MUTLULUK YARATILIR

Yapay gündemlerle

Çevirir gerçeğin yüzünü

İnsanın çarkından geçmiş

Zaman mı meydan okur

Zamana mı meydan okur

Kısırdöngülerin / sıradanlıkların içinde

Ahlarını oflarını taşır geçmişten geleceğe

Çok yüzlü çok boyutlu

Düşlerini toplar

Anıların sandığında

Vurur gölgesi yaşlı çınarın

Yaşanmışlıklarıyla

Oya gibi işlediği umutlarına

Ürkek sevgilerle

Kaçamak direnişlerle

Biriktirir yenilgilerini

Yengilerini damıtarak acılarından

Şiirlerin içinde geçmez

Şiirsel gözleriyle

Yaşamı dokuyandır tarlalarda fabrikalarda

Yaşamda söz sahibi olamadan

Fırtınalar büyütür yüreğinde

Esemez gürleyemez

Kanaviçe gibi işler yüz görümlüğünü aşkın

Aşk ona masalsı bir uzaklıkta

Tel tel olur gündüzün örtüsü

Apansız gece

Gecede hanımeli kokusu

Dolunayın ışıltısı

Mutlak bir dinginlik

Sessizliğin sesi

Gecede insanın dokunuşu

Yaşam mı dokunmaz ona

O mu dokunamaz yaşama

Bekleyişlerinin pasifliğinde

Belki öğrenecek bir gün

Mutluluğu yaratacak olanın kendisi olduğunu

HÜLYA KÖKSAL



Anahtar Kelimeler: YÜREĞİNİ
  • BIST 100

    9357,24%-0,11
  • DOLAR

    34,57% 0,26
  • EURO

    36,28% 0,16
  • GRAM ALTIN

    2993,61% 1,07
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,00

Egazete


  • Cuma 7.8 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 9.9 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Pazar 9.1 ° / 0.9 ° false

Ağrı

22.11.2024

  • İMSAK 06:23
  • GÜNEŞ 07:53
  • ÖĞLE 12:55
  • İKİNDİ 15:25
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:12