Başı mutluluk ortası hüzün sonu acı tecrübelerle dolu yıllar geçirdik memleketimizde...
Memleketim doğup büyüdüğüm toprak seni çok seviyorum ama!..Bana son yaşattığın acıyı unutmadım unutursam kalbim kurusun!!!
Bizim eskiden sadece mutluluk sesleri ile çınlayan şimdi çocukluğumuzun, gençliğimizin, Hayallerimizin, umutlarımızın üstüne yıkılan kerpiç evlerimiz vardı?
Zamanla ağrılarımızın ağrı dağı kadar ağır olabileceğini nerden bilebilirdik ki...
Bakıyorum da memleketime gelecek adına içinde hiç bir heyecan taşımayan ve geçmişle yüzleşmeye cesareti olmayan insanlarla dolu.
Harcına hırs katılmış tuğlaları doyumsuzluk olan bitmek tükenmek bilmez bir ihtirasın ürünü olan gökdelenleri dikenler insanların umudunu da oraya hapsetmişler.
Kendi yükselttiğimiz gökdelenlerin yanında ufacık bi noktayız oysa...O denli zayıf o denli güçsüz?
İnsan en yakınlarına bile güvenemeyeceği bir hayatta nasıl mutlu olabilir ki?
Hayatımızdaki tüm taşlar yanlış yerlerde. İşin kötüsü onlara hak etmedikleri değeri vererek yanlış yerlere yerleştirende biziz.
Dün başımı ellerimin arasına alarak eskiyi şöyle bir düşündüm hemen aklıma çocukluğumda ki, gençliğimde ki memleketim geldi içim cız etti.
İnsanların sabah erkenden kalkması kapılarının önünü yıkaması herkesin birbirini selamlaması, kapı önü sohbetleri, babamın radyodan kısa dalgadan şarkılar arayıp bulması annemin çay demliğini koyduğu gaz ocağının sesi, her evin bahçesinde cıvıl cıvıl çocuk sesleri.
Evimizin tam karşısında ki sunar sineması feyyaz amcanın bayanlar matinesinde ki o gün oynayatacakları filmi elinde hoparlörü ile alo alo dikkat dikkat bugün saat ikide yanlız bayanlara sunar sinemasında diye mahalle mahalle gezerek anons etmesi genç kızların süslenip filme yetişme telaşı sevdiklerini görmek için sinemanın önüne dizilen gençler, sinemanın önünde satılan çekirdek ve kuncitli geldi. Herkesin birbirine saf temiz duygular beslediği o güzel günler filim şeridi gibi geçti nemli gözlerimin önünden...
Bizmi değiştik ,yoksa yıllarmı?
Zaman gün gibi vurdu üzerine o yılların, soldukça soldu şimdi hafızalarımızın albümünde soluk bir resimden ibaret.
Kerpiç evler vardı eskiden etrafında mutlu çocuklar oynardı. Çocukluğumuzu da biz öldürdük.
Hani bir derdin olur da anlatamazsan kimseye git kerpiçten evine anlat. Ah o kerpiç evlerin dili olsada konuşsa içinde nasıl mutlu olduğumuzu...
Kerpiçten evlerimiz vardı ve biz mutluyduk. Kerpiç evlerde bir sıcaklık vardı, kanaat etmek vardı,mutluluk vardı, saygı sevgi vardı.
Eskiden evlerimiz kerpiçtendi ama içinde ?biz? vardık. Şimdi modern evlerdeyiz ama kendi evimizde bile "biz" yokuz...
Güçlü olmak isterdim yaprakları dökülse bile kökleri sağlam olan bir ağaç gibi ama maalesef içleri kömür karası olan insanlar köklerinden söküp attılar ağacımızı ...
Hüzne hüküm giydik kendimize yazık ettik...
Şöyle bir bakıyorumda geriye güzel olan ne çok şey kaybetmişiz...
Yazık ki ne yazık!...
9357,24%-0,11
34,57% 0,26
36,28% 0,16
2993,61% 1,07
4956,37% 0,00
Ağrı
22.11.2024