Dünyayı sarsan Koronavirüs sebebiyle birçok sektör gibi, medya sektörü de zor günler geçiriyor. Reklam ve satış gelirleri düşen sektör, süreçten varlığını koruyarak çıkmayı umut ediyor.
Ayakta kalmaya çalışan YEREL GAZETELER önlemler almaya çalışıyor.
Dar boğazdan kendi çabalarıyla çıkamayacağını düşünen yerel basın kuruluşları, devletten destek bekliyor.
Sevgili Doğubayazıt Gazetesi okurları…
Yerelde gazeteciliğin en iyi tarafı, yaptığınız haberin veya yazdığınız bir yazının olumlu ya da olumsuz dönütlerini hemen alabiliyorsunuz. Bu insanı oldukça heyecanlandırıyor… Hele bir de olumlu tepkiler almak, oldukça keyifli…
Gelen olumsuz tepkilerden, yapıcı olanlar insanı geliştiriyor ama onur sahanıza girenler, ister istemez üzüyor…
En önemlisi, yerelde gazetecilik eleştiriye açık olmayı öğretiyor, insana…
Çünkü kent ortamında, okuyucularınızla sokakta, kahvede, çarşıda, pazarda hatta ev oturmalarında bile yüz yüze gelebiliyorsunuz…
Her an haber kaynaklarıyla yüz yüze olmak; cesaret ve sabrın yanı sıra giyimlerine, oturmalarına, kalkmalarına, yaşam tarzlarına, kimlerle birlikte oldukları konusunda daha dikkatli olmalarını gerektiriyor, gazetecilerin…
Eskiden gazetecilik gerçekten daha zordu…
Ayaklarınız ağır mesai yapar, fotoğraf makinelerimiz devamlı şekilde film harcar…
Dijital ortam yok,
Net Ortamı yok…
Arkadaşlar ve kurumlar arasında öyle şimdiki gibi net bağlantısı yok…
İnternet hiç yok…
Telefonla temsilciliğini yaptığımız ulusal basına haber geçer görüntülerimizi şehirlerarası otobüslerle yollardık…
İnternet çıktı her şey kolaylaştı ama bir çok anlamda da gazetecilik mesleğini kökünden değiştirdi…
İnternet gazeteciliği çıkınca birbirinin emeğine de saygı kalmadı…
Bu durum 80’li, 90’lı yıllar arasında gazeteciler arasında var olan o güzel arkadaşlıklarda da önemli değişiklikler getirdi.
İnternetin ortaya çıkması ile birlikte “Seç-kopyala-yapıştır” gazeteciliği türedi…
“El emeği göz nuru” gazetecilik böylece tarihe karıştı…
Kamuoyuna da bir iki çift sözümüz var… Biz iyi yazarsak iyiyiz, biraz eleştirel bir haber ya da yazı yazarsak kötü oluyoruz nedense…
Peki biz birileri mutlu olsun diye sadece baldan tatlı yazı mı yazacağız?
Hiç gerçekleri yazmayalım mı?
Gazeteciler yazılarında “kek tarifi” yapacak değildir.
Yerel yetkililerle her zaman beşeri ilişkilerimiz Yöneten- Gazeteci anlamında iyi olmalı…
Elbette bazı yanlış uygulamaları eleştiririz, ama bu hiç bir zaman yıkımsal anlamda bir eleştiri olmaz, olmamalı…
Mesleğimize her geçen gün yeni arkadaşlarımız geliyor, ama tabi bunların sayısı çok değil…
Mesleğimiz yeni yüzler görmeli. Gelen yeni yüzler basın-ahlak kuralları içinde bu mesleği icra etmeli ki bu meslek daha da yücelsin.
Velhasıl yerelde gazeteci olmak; tam bir işini sevme, özveri ve çelik gibi sinir sistemi istiyor…