Bir yıl daha sessizce çekip gidiyor hayatımızdan. Ardında kalanlar; yaşanan sevinçler, eksilenler, öğreten acılar ve bize iyi gelen küçük ama anlamlı anılar… Yeni bir yıla adım atarken takvimler değişiyor belki ama asıl değişmesi gereken, birbirimize bakışımız, hal hatır sorma biçimimiz, aynı sofraya oturamasak da aynı duayı paylaşabilme irademizdir.

    2025 yılı hepimize şunu bir kez daha hatırlattı: Güçlü olmak, tek başına ayakta durmak değil; zor zamanlarda birbirinin omzuna yaslanabilmektir. Dayanışma varsa umut vardır. Paylaşma varsa yarınlar daha aydınlıktır. Bir kapıyı çalıp “Buradayım” demek, bir çocuğun yüzünü güldürmek, bir yaşlının duasına talip olmak; bazen en büyük yeni yıl dileğinden daha kıymetlidir.

    Bu topraklar, zor günlerde kenetlenmeyi bilen insanların yurdudur. Aynı sokakta yürüyüp birbirimizin derdine kör kalmadığımız sürece, hiçbir kış umudumuzu üşütemez. Yeni yıl; daha çok selam vermeyi, daha az kırmayı, daha çok anlamayı ve iyiliği çoğaltmayı nasip etsin.

   Yeni bir yıl, yeni bir başlangıç demektir. Ama unutmayalım; güzel yarınlar takvim yapraklarıyla değil, vicdanla inşa edilir. 2026 yılı; kalbimizi büyüttüğümüz, merhameti çoğalttığımız, “ben”den “biz”e daha çok yaklaştığımız bir yıl olsun.

   Yeni yıl; ülkemize, şehrimize ve tüm insanlığa sağlık, huzur ve umut getirsin.