Tarih: 13.01.2013 09:42
YENİ BARIŞ SÜRECİ
Mehmet Koç
Başbakan Sayın Erdoğan bir süredir verdiği sert mesajlardan sonra yeni yıl ile birlikte yeniden bir barış projesini tartışmaya açmış bulunuyor. Beklenmedik bir anda açıklanan bu barış girişimi, önceki açılıma nazaran çok daha ümit verici görünüyor.
Bu kere açıklanan barış sürecine PKK lideri Abdullah Öcalan resmen dahil edilmiş, arabulucu olarak da BDP den ılımlı ve yapıcı iki isim olan Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata görevlendirilerek İmralı ile temasa geçilmiş ve böylece siyasi müzakereye BDP de ortak edilmiştir.
Başbakan Sayın Erdoğan?ın bu kararlı çabası gerçekten takdire değer. Ne var ki şer yanlıları daha önceki açılımda yaptıkları gibi bu kere de yoğun bir faaliyet içine girmişlerdir. İkinci barış paketinin ayrıntıları bile belli olmadan, AK Parti tarafından atılan bu olumlu adımlar sabote edilmeye çalışılmaktadır.
Çünkü bu çevreler, Kürt meselesinin sadece ?vur kurtul? politikaları ile çözümünü istiyorlar. Barış sürecini sabote etmeye adeta yeminli bir ittifak gibi davranan bu kesimler, sırf karşı çıkmak adına kimin kiminle hangi safta buluştuğunu görmek açısından önem ifade ediyor.
Geçen uzun zaman göstermiştir ki, Kürt sorununun şiddet kullanılarak ya da yoğun ve yaygın tutuklamalarla çözülemeyeceğini göstermiştir. O nedenle bütün siyasi çevreler bilmelidir ki, bu sorun ancak demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülebilir.
Temel hakları kapsayan bir vatandaşlık tanımı ve Avrupa Birliği değer ve ilkelerini kabul edecek bir yazılı hukukla bu meseleyi çözmek mümkündür. Diğer bir ifade ile gerçek bir demokrasi, her şeyin ilacıdır.
Kürt meselesinin çözümü, öncelikle bütün vatandaşların itibarını ön plana alan bir anayasal düzen kurmaktan geçer. Politik ve ideolojik hesapların ağır bastığı bir düzende barış halini tesis etmek zordur. At gözlüğü takmış dar görüşlü siyasetçilerle barışa giden yolu bulmak mümkün değildir.
O nedenle barış girişimlerini baltalamaya yönelik atılan manşetler ve ? AKP?den sonra CHP?de Apo?nın kayığına bindi? şeklindeki karikatürler, tamamen barışa destek vereceklerini deklere eden CHP ve Kılıçdaroğlu?nu yıpratmaya yöneliktir. Çünkü yakın zamana kadar CHP daha çok barışa karşı olanların safında yer almışken, Kılıçdaroğlu, kısa sürede CHP?yi demokrat bir çizgiye taşıyarak, barış karşıtlarının gücünü önemli ölçüde kırmıştır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu doğrusunu yapmıştır.Çünkü siyasi partiler sorun ve sıkıntılara çözüm bulmak için ortaya çıkarlar. Zira cümle alem biliyor ki Türkiye?nin bir Kürt sorunu vardır ve bunun bir şekilde sulh yoluyla çözülmesi gerekir. Fakat AK Partiden önce iktidarlar, şiddet ve Kürtlerin Türkleştirilmesi politikasıyla sorunun aşılabileceğini düşündüler ama olmadı.
Binaenaleyh meselenin çözümü için barış dışında bir yöntem yoktur. Şunu da ifade etmek gerekir ki, eğer barış ciddi bir arzu ile isteniyorsa, o vakit barışa destek veren siyasi partiler siyasi bir kararlılıkla, barış umuduna bel bağlamış milyonlarca insanı hayal kırıklığına uğratılmadan, bu girişimlere destek olmalı, bu konuda tüm siyasetçiler diline hakim olmalı, konuşmalarına dikkat etmeli ve sözcüklerini özenle seçmelidir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —