Haber. Doğubayazıt Gazetesi

Karamurat ve Karaoğlan´ın Çizeri Suat Yalaz ve Faruk Geç gibi usta ressamlardan ders alarak, ÇOCUK dergisinin ilk çıkışında romanlar çizmeyi başaran Yazar Bahattin Atak Doğubayazıt´ta?

Bazı çalışmalar için ilçede bulunan Bahattin Atak Gazetemize´de nezaketen bir ziyarette bulundu.
Gazetemiz Sahibi Nezir Çelik ile bir süre görüşen ve görül alış verişinde bulunan Atak bir süre daha kalacağı alınan bilgiler arasında?

YAZAR-ÇİZER VE SANATÇI OLAN BAHATTİN ATAK´IN ÖZGEÇMİŞİ VE ESRA VE KÜBRA´NIN KALEME ALDIĞI SÖYLEŞİ ŞÖYLE:

Esra ve Kübra Röportajı:

Konu: BAHATTİN ATAK-Yazar-Çizer- Sanatçı

*Özgeçmiş:

Eskişehir´de 1956´nın şubat ayında dünyaya gelmiş, tüm tahsil hayatını yine bu şehir de tamamlamış ve edebiyat mezunudur.        

Kara Murat´ın çizeri Abdullah Turhan, Karaoğlan´ın çizeri Suat Yalaz ve Faruk Geç gibi usta ressamlardan ders alarak onlara asistanlık ve çömezlik yapmış, sonra da kendi karakterlerini oluşturarak, Kara Doğan - Battal Gazi - Gümüştekin ve Baykara gibi kahramanları çizmiş. İlk romanını, o zamanlar (1974) sadece akşam üzerleri baskı yapıp  ve sadece İstanbul´ da satılan Türkiye Gazetesi´nde çizmeye başlamış, romanları o kadar çok sevilmiş ki 13 sene Türkiye Gazetesi´nde ve Türkiye ÇOCUK dergisinin ilk çıkışında romanlar çizmeyi sürdürmüş.

Sonra, Günaydın, Son Havadis, Ortadoğu ve Akşam ve Tercüman Gazetelerinde BAYKARA ve BATTAL GAZİyi çizmiş, şu anda ise yine değişik gazetelerde çizmeye devam etmektedir.        

Bu güne kadar 400´den fazla romanı ve 300 den fazla çocuk kitabı yayınlanmıştır. Bir dönem hemşerisi Ali Recan ile ? Yüzbaşı VOLKAN dergisini Tay Yayınları´nda haftalık mecmua olarak hazırlamıştır.

Evli iki erkek evladı olan ATAK, aynı zaman da Türk Halk Müziği Sanatçılığında 15 albümü ile müzikseverlerle buluşmuştur.

• Neden yazar oldunuz ve hangi dönem de karar verdiniz?
•  Aslında bir sabah kalkıp ben yazar olayım  mı diye kendi kendime hiç sormadım. Daha doğrusu benim bu konudaki başlangıcım çizerlikle olmuştur. Daha sizin gibi ilkokul yıllarımda çizgi romanlara karşı büyük bir sempatim vardı. Bunlar bize Amerika, İngiltere ve İtalya´dan gelen Tommiks Teksas ve Teks gibi çizgi romanlardı. Tüm ülke sathında gazete bayilerinde satılırdı. Haftalık olarak yayınlanan bu çizgi romanlara sonraları da Suat Yalaz´ın çizgileriyle KARAOĞLAN, Abdullah Turhan´ın çizgileri ile KARA MURAT ve Sezgin Burak´ın çizgileri ile de TARKAN gibi yerli üretim ve bizden olan çizgi romanlar süsledi gazete bayilerini.

            Benim de resim kabiliyetim iyiydi. Acaba ben de çizgi roman çizebilir miyim diye heveslendim. Her ders defterimin arka sayfalarını buna benzer tarihi kahraman çizgi örnekleri ile karalamaya başladım. Öğretmenlerim tarafımdan hep desteklendim ve iltifat edildim.

         Sonra ortaokul çağlarında iken Çocuk Dergilerine çizgilerimden örnekler gönderdim ve çoğu da ? Okuyucu Köşeleri?nde yayımlandı. O zamanlar DOĞAN KARDEŞ adında bir çocuk dergisi meşhurdu. Benim çizgilerime hep yer verdi. Zaman zaman da teşvik mahiyetinde kitap, kalem gibi hediyeler gönderirlerdi.

        Bir fırsatını bulup İstanbul´a gidip Karaoğlan´ın çizeri ve Kara Murat´ın çizerleriyle tanıştım. Onların yanında çömezlik( çıraklık) te bulundum. Kendimi hazır hissettiğimde ise Kara Doğan diye bir tiplemeyle ilk çizgi roman denemesinde bulundum. Çizgilerime değer veren Türkiye Gazetesi sahibi Enver Ören sayesinde ilk denemem Türkiye Gazetesinde 1974 yılında yayınlanmaya başladı. İşte o günden bu yana aralıksız olarak hem Türkiye Gazetesi´nde hem de diğer bazı gazetelerde yayımlanmaya devam etti. ( Akşam, Günaydın, Son Havadis, Hürriyet, Hergün ve Ortadoğu Gazeteleri gibi)

• Bir kitap yazmak için ne gerekir?
• Öncelikle onu istemek ve arzulamak gerekir. Sonrasında da derdini anlatabilecek yazı diline sahip olmak gerekir. Yani iyi bir kompozisyon yazabilmeli. Yaşadığı bir olayı yazdığında okuyan kişi de bu hem aynen yaşanabilmeli, hem de yer edinebilmeli.

Şimdi sizlerin çağında iken kompozisyon denemeleri yapılmalı, giriş-gelişim ve sonuçtan iabaret olan kalıp hedeflenerek bol bol yazılmalı.

Aynı zaman da roman ve hikaye tarzı kitaplar baş ucundan eksik edilmemeli. Bir Ömer Seyfettin Hikayeleri hiç eksik edilmemeli. Ben mesela Ömer Seyfettin ve Kemalettin Tuğcu hikayeleri ile başlamıştım.

• Bu ülkede yazar olmak nasıl, zor mu?
• Bu sorunuz biraz bıçak sırtı gibi ama yine de cevaplamaya çalışayım.

Her meslekte her toplumda iyiler de vardır kötüler de? Bu değer yargıları kişilere ve toplumlara göre değişir. Fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki benim anladığım manada son yıllarda kalıcı bir romancıya rastlayamıyoruz. Her dönem de okuyucusunu bulan ve toplumun her kesimini kucaklayan aynı değer yargılarının adetlerin ve örflerin taşıyıcısı savunucusu olan romancılardan bahsediyorum.

   Aksine zıt, uçuk kaçık, vatanına bayrağına sövenlerin çoğunlukta olduğu sözde romancılar türemiştir. Nerede Kerime Nadirler, Nezihe Arazlar, Ömer Seyfettinler, Kemalettin Tuğcular, Turgut Özakmanlar??

• Bir yazının kitap olması için hangi süreçler geçer?
• Öncelikler hikayenin tesbiti gerekir. Giriş, gelişim, sonuç belirlenir. Eğer benim çalışmalarım olan çizgi romandan bahsediyorsak; hikayenin kurgusundan sonra tiplemeler çizilir. Sonra da çizgi roman kareleri ve yazı baloncukları ile sayfalarca çizilmeye başlanır. Eğer bu gazete için hazırlanıyorsa her bir bant günlük olarak yayımlanır. Roman yazılıp çizilmesi bazen aylarca zaman alabilir. Gazete de yayınlandıktan sonra bir yayın evi ile anlaşma yapılabilirse kitap haline dönüştürülür.
• Korsanlar nasıl mücadele edilir?
• Güzel ve güncel bir soru çocuklar?

Bu mücadele görevi yazarlardan ve yayıncılardan çok okuyuculara düşmektedri. Korsan yayınlara itibar etmeyerek gerçek yayınları tercih edeceklerdir. Emeğe saygı her şeyin üstünde olmalıdır.

• Yazdığınız kitapların arasında en beğendiğiniz kitap hangisidir?
• Klasik bir cevap gibi olacak ama insan evlatlarını ayırt edebilir mi?

Ama okuyuculardan en güzel dönüşümler ve beğeniler bazı kitaplarımda daha farklı oldu. Örneğin gazetelerde yayınlanan çizgi romanlarımda Battal Gazi ve Baykara´nın yeri bir başka oldu. Ayrıca size örneklerinden sunduğum sizin gibi bir ilköğretim öğrencisi olan ?Küçük Gezgin Ömer? serisinde iki sene içinde 46 tane hazırladım. Bu 46 tane il ve ilçe demektir. Her bir kitapçıkta ülkemizin cennet köşelerinde Küçük Gezgin ile beraber gezdik. Her ilin öğrencilerine belediyeler ve valilikler tarafından hediye dildiği için çok ilgi gördü.

• Bizim yaşımıza uygun önerebileceğiniz bir kitap var mı?
• Yukarı da bahsettiğim gibi Ömer Seyfettin´den Kaşağı, Diyet, Ant gibi kitaplarını okumadıysanız muhakkak okuyun.  Kitaplardan korkmayın. Yazıp çizmenin yolu iyi bir okuyucu olmaktan geçer. Çocuk Dergilerini takip etmeye çalışın. Öğretmenleriniz size isim konusunda yardımcı olacaklardır.
• Şu an bir kitap yazıyor musunuz, hiç ödül aldınız mı?
• Şu günler de Sanat ve Sanatçı destekçisi olan Eskişehir Valimiz sayın Mehmet Kılıçlar Beyefendinin teklifi üzerine Yunus EMRE, Battal Gazi, Nasrettin Hoca ve Şeyh Şamil çizgi roman kitapçıklarını hazırlıyorum. Önümüzdeki günlerde Eskişehir Valiliği tarafından sizlere hediye edilecektir.

Ödül konusuna gelince en büyük ödül sizlersiniz. Bizim yazdıklarımıza sahip çıkmanız biz hatırlamanız en büyük ödüldür. Klasik manada ödül diyorsanız Bir çok belediye ve valilikten yazıp çizdiğim kitapçıklarımdan dolayı taltif edilerek plaket ve sertifika ile ödüllendirildim.

• Şu ana kadar kaç kitap yazdınız, isimlerinden örnekle verebilir misiniz?
• Yukarıda özgeçmişimde bu sorunun cevabı olacaktır. Ama yinelemek gerekirse gazetede yayınlanan romanlarım 1974´ten bu yana 400´ü geçmiştir. Yayınlanan kitapçıklar ise 300´ü geçmiştir.

Gazetelerde yayınlanan roman kahramanlarım Battal Gazi, Gümüştekin, Baykara, Dede Korkut Hikayeleri, Köroğlu, Mavi Gözlü Dev KEMAL ATATÜRK, Gerçek Yaşamdan Hikayeler gibi.

Kitapçılar ise ? 75 kitap Tarihte İz Bırakanlar ( Ertuğrul Gazi, Yunus Emre, Osman Gazi, Şeyh Edebali, Ahmet Yesevi, İslam Evliyaları, Emir Sultan v.b.)

• Kitap yazarken nelere dikkat eder ve hangi ortamı tercih edersiniz?
• Bir konuyu ele alacağım zaman önce benim içime sinmeli. Beni alıp götürmeli. İnsan kendi yazdığına çizdiğine ağlar mı? Ne yalan söyleyeyim bazı konuların final bölümleri beni mahveder. Meselâ Hacı Bektaşı Veli romanının final bölümü günlerce etkilemişti.

Yazıp çizdiğim romanlarda, vatan, bayrak, tarih, kültür gibi önem arzden hasletlerimize dikkat ederim. Yıkıcı değil yapıcı olmaya gayret gösteririm.

Çalışma ortamımın sakin ve sessiz bir ortam olmasına gayret gösteririm. Mesela en verimli saatlerim sabah 08?12 arası ve akşamları 21- 03 arası saatler diyebilirim.

• Konuları neye göre seçersiniz?
• Bu sorunuza biraz önce biraz değinmiştim. Yani öncelikle benim benimsemem gerekir. Genelde tarihi şahsiyetleri çizgilerle sizlere aktarmak vazgeçilmez önceliklerimdendir. Çünkü sizler şu anda teknoloji dünyasının bombardımanına hazırlıksız yakalandınız. Belki içinizde bir akrabasına, arkadaşına hiç mektup yazmamış olanlar vardır. Niçin? Bilgisayardan ya da cepten iki satır mesaj atmak daha kolay geliyor. Oda kelimeleri katlederek Örnek mi? Selam yerine SLM gibi.

Sizi suçlamıyorum ama lise çağlarında olan ağabeylerinizden bile bazıları daha resmi daireye usulünce dilekçe ve zarf başlığı nasıl yazılır bilmiyorlar!

• Yazarlığa kaç yaşında başladınız?
• 16 yaşımda iken ilk çizgilerimin Doğan Kardeş ve diğer çocuk dergilerinde yer verilmesi beni cesaretlendirmişti. 1974 de ilk çizgi romanım Türkiye Gazetesi´nde yayınlanmıştı.
• Yazar olma fikrini size kim verdi?
• Şu veya bu kimse diyebileceğim kimse yok.

     Roman yazıp çizme inadım; bize Amerikan kültürünü aşılayan kilise çanları ile dolu olan Tommiks ve Teksas´lara inat kendimizi, bizi anlatan kahramanları çizmek ve siz gibi gelecek kuşaklara aktarılmasında elçilik yapma isteği diyebilirsiniz?

     Yani bir Mustafa Kemal ATATÜRK´ü, Mevlana´yı, Yunus´u, Nasrettin Hoca´yı, Ahmet Yesevi´yi, Keloğlan´ı, Hacivat Karagöz´ü, Battal Gazi´yi, Hacı Bektaşı Veli´yi, İslam Evliyalarını, Türk Büyüklerini renkli çizgilerimle sizlere aktarabilirsem en mutlu bana?

• Biz de size bu emeklerinizden dolayı teşekkürlerimizi ve minnet duygularımızı sunmak isteriz. Kaleminiz güçlü, sağlığınız sıhhatiniz ve daim olmasını temenni ederiz. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Sizin gibi ünlü bir romancının şehrimizden çıkmış olması biz Eskişehirlileri mutlu etmektedir. Bundan sonra da yazıp çizdiğiniz romanları sabırsızlıkla bekleyeceğiz. Saygıyla ellerinizden öperiz.
• Ben de sizin şahsınızda tüm çocuklarımızın gözlerinden öperim. Öğretmenlerinize de saygı ve selamlarımı iletin lütfen.

HAYATTA HER ŞEY DİLEDİĞİNİZ GİBİ OLUR İNŞALLAH!