Popüler

Doğubayazıt'ın karanlıkla cebeleşen sokaklarından kurtulmak isterken, aydınlığa doğru açılan yollarında bir yanı açlıkla kavrulan, bir yanı da umuda sarılmış bir gencin hikayesini konuşacağız biraz.

Rastgele geldiği bir köyde hayalperest duygulara kapılarak hiç anlamadığı bir iş'i üstlenen, tatlı yalanlara inanan gencimizin hikayesi.

Yıllardır yöremiz ve çevre yörelerde kutsal bir inanç gibi benimsenen başlık parası, ele avuca alınamayacak törelerin kanunsuz kuralarına kurban olmuş insanların hikayesini de okuyacağız biraz.

İşte bu yüzden kitabımızın ismi Yaşanmamış Yaşamlar'dır.

Okumayan, araştırmayan, gelişmeyen toplumların önce tarihleri, ardı sıra gelenek ve görenekleri, kısaca toplumları temsil eden tüm değerleri yok olmaya mahkûmdur.

Bilindiği gibi biz, yani Doğubayazıt halkı olarak kadim ve köklü bir milletiz hiç şüphesiz. Çıkmış olduğum bu çetin ve meşakkatli yolda, şüphesiz ki siz hemşehrilerimin desteğine ihtiyacım var.

Yıllardan beridir yazılmayan ve kaybolmaya yüz tutmuş, bizi biz yapan ender değerlerimizi kaleme alarak bu düzeni yıkmak için bir yola girdim.

Biliyorum, alışagelmiş bir düzeni yıkmak oldukça zordur.

Fakat şahsım adına ben, benden önceki büyüklerimin yaptığı hataya düşmeyecek ve bu memleketi kaderine terk etmeyeceğim.

Son kitabım olan "Yaşanmamış Yaşamlar" kitabında bunun ilk temelini atmanın haklı gururunu yaşıyorum sizlerle birlikte. Müsadeniz ile kitabımızın içeriği hakkında biraz bilgi vermek isterim.

İlk okul yıllarında başına gelen talihsiz bir olaydan dolayı konuşma bozukluluğu yaşayan kahramanımız, sınıf arkadaşları tarafından dışlanır ve bundan ötürü ortaokul eğitimini geç tamamlar.

Eğitim hayatını maddi imkansızlıklardan ötürü yarıda bırakan Mîran isimli kahramanımız ardından çalışma hayatına atılır fakat ne yazık ki bir türlü burada da dikiş tutturamaz.

Bununla birlikte geçim derdine düşen, aç kalan karakterimiz bir akşamüstü kendini şehrin dışında bulur ve asıl hikayemiz burada başlar.

Uzun bir yolculuktan sonra tanımadığı ve bilmediği bir köyde çobanlık yapmaya başlayan karakterimizin malumunuz bu sefer de şansızlıkları peşini bırakmaz.

Aç gözlülüğün, çıkarcılığın, yalanın ve akla mantığa sığmayan töre adetlerinin insan hayatını ne derece de mahvettiğini, bize lazım olan asıl şeyin hiç şüphesiz sevgi ve saygının olduğunu kalemimin döndüğü kadar anlatmaya çalıştığım bir roman diyebiliriz.

Okurken çok keyif alacağınız, yer yer gülüp, bazen duygulanacağınız romanımız bana değil tamamen siz değerli okuyucularıma aittir.

İstiyorum ki bu güzide şehir hakettiği seviyeye ulaşsın ve ilerleme kaydetsin.

Buradan tüm değerleri iş insanlarımıza, başkanlarımız ve şehrimizin idarecilerine şöyle seslenmek istiyorum;

Ben inanıyorum ki yazdıklarım ve yazacaklarım günün birinde tüm dünya tarafından okunacak ve takdir edilecektir. Bu düşüncem kesinlikle kendini beğenmişlik olarak algılanmasın lütfen.

Tamamen içimdeki hissiyata, kalemimin gücüne ve halkımın eşsiz değerlerine güvenerek bunu dile getirdiğimin bilinmesini arz ederim.

Sözlerimin sonuna gelirken, siz değerli Doğubayazıtlıları sevgiyle ve hasretle kucaklıyorum. Ben sizin sesiniz, kaleminiz, evladınızım. Beni bu yolda yalnız bırakmayacağınızı biliyorum.” Dedi.

HASAN AKKUŞ KARDEŞİMİZE YÜREKTEN BAŞARILAR.