NEZİR ÇELİK YAZIYOR
Önceleri ana caddelerde gördüğümüz bakkallar artık mahalle aralarında bile görünmez oldular.
Bakkalların tükenmesi nedeniyle veresiye yapılan alışveriş dönemi de sona erdi. Bakkal defterleri tarihe karışırken vatandaşlar eski bakkallarını arar oldular.
Halen Doğubayazıt’ta büyük denebilecek onlarca sayıda market bulunuyor. Marketlerin içinde ünlü zincir marketlerinin de yar alması, bundan böyle bakkal göremeyeceğimizin de bir işareti.
Marketlerin evlere servis yapmaları ve aralarında rekabet yaparak alışverişi teşvik etmeleri, vatandaşların kredi kartına yüklenerek borçlanmalarına ve ödeme güçlüğü içine düşmelerine de neden oluyor.
Marketlerin şehir dışına çıkarılması gerektiğini isteyen vatandaşlar, “böylece gelir seviyesi yüksek olanlar arabalarıyla gidip marketlerden alış veriş yapsınlar. Bizler de bakkallarımızdan veresiye alışverişimizi yapalım. O zaman şehir merkezinde trafik de rahatlar. Böylesi daha iyi olur” dediler.
AVM’ler açıldıktan sonra gerçek manada etkilenen küçük esnafımızın düştükleri durum gerçekten son derece düşündürücüdür.
Küçük esnafı bitirme operasyonu olarak algılanan büyük alışveriş merkezleri ne yazık ki dar gelirli vatandaşlarımızın bütçesini düşünmeden peşin para ile yaptıkları alışveriş nedeniyle dar gelirlinin gereksinimini almalarına da üzülerek ifade atmak isterim ki neden olmuşlardır.
Alışveriş merkezlerinin Doğubayazıt’ta peşi sıra açılması halkın cazibesini çekmiş ve mahalle bakkalımız, mahalle kasabımız sabahtan akşama kadar siftah bile yapamadan dükkanlarını kapatma gibi bir talihsizliğe uğramışlardır.
Yanı parası olan beslenecek parası olmayan da ne yazık ki peşin alışveriş yapamadığı için öylesine çaresiz bir duruma itilmiş olacaktır. Ben alışveriş merkezlerinin Doğubayazıt’ta açılmasına karşı asla değilim ama dar gelirli vatandaşlarımızın dört elle sarıldığı küçük esnafımızın da yaşatılması gerekliliğine inanıyorum.
Şimdi merak ediyorum da yetkililerin alışveriş merkezlerinin açılması için hiçbir engel çıkarmazken küçük esnafın gerekliliğini de hiç mi nazarı itibare almıyor ve bunlarında yaşama hakkının olduğu gerçeğini göz ardı edip önlem alma gibi bir özveriyi ortaya koymuyor. AVM gibi alışveriş merkezlerini kurma gibi bir varlığa sahip olanlara her şey mübah da günlük kazancıyla geçimini sağlamaya çalışan küçük esnafın ekmeğini elinden alma gibi bir durum haksızlık değimlidir?...
Zengin ve son derece varlıklı insanlar sahip oldukları servetlerine bu yolla inanılmaz karlar katarken, günlük nafakasını bile karşılayamayan küçük esnafın durumu hiç mi yürekleri sızlatmaz?... Yaşaması ve yaşatılması kaçınılmaz olan bu insanların en azından yaşamlarını sürdürebilmelerine olanak sağlamak gibi bir düşünce hiç mi kafalarda hasıl olmayacak? Yoksa giden gider kalan sağlar bizimdir hesabı ile mi hareket ediliyor.
Doğubayazıt’ta son dönemlerde kepenk kapatan birçok küçük esnafımızın olduğu bilinen bir gerçektir. Bu insanlar kepenk kapattıktan sonra yapabilecekleri bir iş olmayınca da ne yazık ki zaten işsizlikte ülkenin ilk sırasında yer alan Ağrı’da işsizlerin sayısına her geçen gün bir yenilerinin katılmasına neden olunmaktadır.
Bu duruma bir an evvel el atılmalı ve gereken önlemlerin alınabilmesi için gerekli mercilere gereken uyarı ve ikazlar avazlar çıktığı kadar bağırarak anlatılmalıdır. Fakirin, yetimin, öksüzün de bu ülkede doğal gereksinimlerini karşılayabilmesi için gereken ortam sağlanmalı ve bu insanların da bulundukları yerde yaşamaktan büyük ölçüde haz duymalarına yardımcı olunmalıdır.
Bizler gözlemci olarak bu vahim durumu anlatma gereğini duyduk. Önlem alma adına kendilerini mükellef sayanların da hiç vakit geçirmeden bu olayla gerektiği kadar eğilme gibi bir sorumluluk yüklenmeleri kaçınılmaz olmalıdır.
Küçük esnafın yaşaması ve yaşatılması adına sorumluluk taşıyanların en seri şekilde gereken girişimlerini başlatmalarında büyük yarar olacaktır.
Bizler küçük esnafımızın ve bakkallarımızın. Kasaplarımızın da bu ilçede ekmek kazanma hakları olduğuna, sadece para babalarının doyumsuz para kazanma hırsına yenik düşmememiz gerektiğine inanıyoruz...