Eğitim-öğretim sezonu başladı. Bu vesileyle bu yazıda özellikle öğretmen-veli ilişkisine dair bazı hususlara değinmek istiyorum.
1) Öncelikle öğretmenliğin çok zor bir meslek olduğunu hatırda tutmamız lazım.
Evde kendi kanımızdan canımızdan olan çocuğumuz yaramazlıkta ileri gittiğinde “yeter artık, kafam şişti” diyebiliyoruz. Öğretmenler ise zamanlarının büyük bir kısmını farklı ailelerde yetişmiş, çeşit çeşit karakterde onlarca öğrenciyle muhatap oluyor. Bu hiç de kolay değil.
2) Mutlu bir öğretmen çocuğunuza çok şey katar. Okuldaki meslektaşlarıyla, idarecisiyle sorunu olmayan bir öğretmen çocuğunuza çok şey katar. Bazen velilerin gereksiz çıkışları öğretmenlerin kendi meslektaşlarıyla kendi iradecileriyle sorunlar yaşamasına neden olabilir. Bu en nihayetinde öğretmenin verimini düşürdüğünden dolayı sizin çocuğunuzu etkiler. Mutlu ve huzurlu bir öğretmen, mutlu ve huzurlu öğrenciler yetiştirir. Bu oldukça önemlidir.
3) Eskiden öğretmenlere erişim veliler için külfetliydi, okula kadar gelmeleri gerekiyordu. Şimdi telefonlar, WhatsApp grupları öğretmenlere erişimi anlık hale getirdi. Çocuğunun derslerinin ve davranışlarının daha iyiye yönelmesi ve diğer meseleler için öğretmenlerle sıkı bir iş birliği ve iletişim oldukça önemli. Ama dikkat edilmesi gerekenler var. Özellikle mesajlaşmanın veya aramanın zamanına dikkat etmek gerekir. Öğretmenlerin de bir özel hayatı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Hafta sonları, çok geç veya erken saatlerde acil bir durum olmadığı müddetçe yazışmamak daha münasip bir davranış. Yazışmanın diline de dikkat etmeliyiz. Selam ile başlayıp meseleyi anlaşılır bir şekilde aktarmalıyız.
4) Çocuğunuzun okul ve öğretmenler hakkında şikayetleri olabilir, ama bunu yüzde yüz doğru olarak kabul edip ona göre hareket etmemeliyiz. Onu dinledikten sonra okul yönetimine ve öğretmenlerine de durumu sorarak teyit etmek daha iyi olur. Çocuğunuz sizden korktuğu için bazı gerçekleri saklayabilir.
5) Çocukların en ufak meseleleriyle dahi uğraşan, onların tepesinde dolanan ailelere “helikopter ebeveyn” tabiri kullanılıyor. Bazen öğrenci ile öğretmeni kendi haline bırakmak, ayrımcılık, haksızlık, kötü niyet ve eziyet gibi muameleler olmadıkça sınıf içi atmosfere çok müdahale etmemek gerekir.
6) “Diğer hocalar böyle yapıyor, siz de böyle yapın”, “diğer hocalar böyle yapmıyor, siz niye böyle yapıyorsunuz” benzeri, öğretmenleri diğer meslektaşlarıyla kıyaslama yoluna gitmemek gerekir. İzlediği yol ve yöntemde ciddi bir eksik veya hata olduğunu düşünüyorsanız güzel bir üslup kullanmakta fayda var.
7) Öğretmenler kusursuz varlıklar değil. Bilmeyerek hatalar yapabildikleri gibi bilerek ve isteyerek de bazı yanlışlar yapabilir. Bu durumda “kavgaya gider” mantığında hareket etmemeli, rahatsızlığımızı münasip bir dille ortaya koymalıyız.
Bir öğrencinin bir öğretmene alışması vakit alır, bir öğretmenin de bir sınıfa alışması vakit alır. O nedenle öğretmenlerimizi harcama yoluna gitmemeli, mutlu ve huzurlu bir ortamdan en çok kendi çocuğumuzun istifade edeceğini bilmemiz gerekir.
9293,99%2,90
34,48% 0,06
36,42% 0,23
2953,86% 0,65
4949,95% 0,45
Ağrı
21.11.2024