VEKİLLERİMİZ KİMSESİZLERİN KİMSELERİ Mİ?...

VEKİLLERİMİZ KİMSESİZLERİN KİMSELERİ Mİ?...

(Kese Bê Kessa)

Mehmet Koç Yazıyor
Konu başlığı daha çok Ağrı Milletvekili Kerim Yıldız için söyleniyor. Kerim Bey kendisi mi bu lafı ortaya attı, ya da gerçekten birileri mi Sayın Yıldız’a bunu uygun gördü tam anlamış değilim.
Ama görünen o ki bu tanımlama çok da doğru değildir. Çünkü Ağrı’nın önemli bir bölümü, Doğu Beyazıt’ın ise tamamına yakın bir kısmı kimsesizdir (bêkes). Bir hukuksuzluk ve sıkıntı karşısında, bırakınız hak aramayı insanlar seslerini bile duyuramıyorlar.
Doğu Beyazıt’a 10 aylığına bir kaymakam geldi, öyle garip uygulamalar yaptı ki hiçbir milletvekili ya da siyasetçinin gıkı bile çıkmadı. Yapılanların çoğu da siyasetçilerin gözü önünde ve bilgisi dahilinde gerçekleşti.
Kaymakam, öteden beri Yeşil Kart taşıyan, fakir ve kimsesiz bir çok vatandaşın bu kartlarını iptal ettirdi, fak.fuk.fon yardımlarını kesti ya da kıstı, aynı şekilde yıllardan beri yoksullara dağıtılan isli yakacak kömürünü bile halktan esirgedi veya kesintili verdirmeye başladı.
Bununla da kalmayarak Fak.Fuk.Fon’a açıktan alınan memurların önemli bir kısmını Doğu Beyazıt dışından getirterek “sınavı kazandılar” ayağıyla, tam bir ahbap-çavuş muhabbeti ile ilçenin fak.fuk.fon kadrosunu kendi adamlarından oluşturdu. 
Yine her yıl eğitim ve öğretim başında boş öğretmen kadroları için mutat olarak göreve başlatılan açıktan vekil öğretmen alımını da, ilçe milli eğitim müdürlüğünün tekliflerini nazara almadan bizzat kendisi yaptı.
Oysaki Kaymakamın bağlı olduğu Ağrı valiliği, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonuna aldığı memurları özellikle yerel halktan temin ederek geri kalmış Ağrı’ya az da olsa bir istihdam olanağı sağlamıştı. Yine Taşlıçay Kaymakamlığı da sırf Taşlıçaylı kişiler alınsın diye adayların Taşlıçay’da ikamet etmiş olma şartını getirmişti.
Bu dönemde Ankara’da Ağrılı bürokrat kalmadı. Geçmişte Yaşar Eryılmaz ve Mikail Aydemir tarafından göreve getirtilen ve daha sonra en azından yerleri korunan Ağrılı bürokratlar son üç yılda tabiri caiz ise çil yavrusu gibi dağıtıldılar. Kimi sürgüne gönderildi, kimi kızağa çekildi, kimi emekliye zorlandı, kimileri ise cebren lojmanından çıkarıldı.
Gerek Ağrı’da gerekse Ankara’da yapılan bütün bu haksızlıkların tamamı, hem milletvekillerinin hem de yerel parti yetkililerinin gözü önünde veya bilgileri dahilinde gerçekleşti. Buna rağmen hiç kimseden bir müdahale gelmedi. Peki, nerede kaldı kimsesizlerin kimseleri? “kese bê kesa”
Bundan 3 yıl önce birçok bakanlıkta Ağrı’lı bürokrat vardı ve hemşerilerimiz Ankara’ya gittiklerinde onlara uğrayıp bürokratik işlerini takip edebiliyorlardı. Milletvekillerimizin ilgisizliği nedeniyle şimdi onların hiçbir yok.
Çünkü mevcut Milletvekilleri Ağrılı bürokratlardan sürekli uzak durdular. Bir güne bir gün biri akıl edip de Ankara’daki bürokratları bir masa etrafında toplamadı, onların sorun ve sıkıntılarını dinleme zahmetinde bulunmadı.
Özellikle Ekrem Çelebi, eski bir bürokrat olarak Ankara’daki Ağrılı memurlarla daha çok ilgilenmesi gerekirken o da bürokratik geçmişini çok çabuk unuttu ya da öyle uygun gördü. Oysaki geçen dönemin milletvekilleri, Yaşar Eryılmaz, Hanifi Alır, Cemal Kaya, Fatma Salman ve Kerim Aydemir birlikte Adalet Bakanına gidip Ekrem Çelebi’nin Bakanlık Müşaviri olmasını sağlamışlardı.
Böyle şey olamaz, Ağrı milletvekillerinin % 75’i iktidar partisine mensup olduğu halde Ağrı ve Ankara’da hemşerilerimize yönelik böylesine haksız uygulamalar yapılıyorsa, bunlar karşısında sessiz kalmak büyük bir vebaldir.
O nedenle başta milletvekillerimiz olmak üzere Ağrı AKP yetkilileri, bencillik ve gruplaşmalardan vazgeçmeli, birlikte hareket ederek, küçük hesaplar yapmadan Ağrılıları topyekun kucaklamalı ve koruma altına almalıdır. Aksi durumda yarın siyasi hayatları sona erdiğinde inanın isimleri bile hatırlarda kalmayacaktır.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor