Okuyacağınız köşe biraz uzun ve sıkıcı olabilir. Ama okuyunca vay be diyeceğinizden hiç kuşkum yok.
ŞİMDİ BAKIN…
Bilindiği gibi TBMM Genel Kurulunda, Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, kabul edilerek yasallaşmıştı.
Yasanın görüşmeleri sırasında iktidar ve muhalefet milletvekillerinin ortak imzasıyla verilen önergelerle, milletvekillerinin emekliliklerine yönelik yeni düzenlemeler yapıldı.
Yasayla, kendi isteğiyle memuriyetten ayrılanların emekli ikramiyesi alabilmesine olanak sağlanıyor. 15 yılını doldurduktan sonra kıdem tazminatı almaya hak kazanan işçiler gibi, 15 yılını doldurmak şartıyla memuriyetten ayrılanlar da emekli ikramiyesi alabilecek. 15 yıldan az hizmet süresi olanlara ikramiye ödenmeyecek. Birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlar ile ölenlerin hak sahiplerine de emekli ikramiyesi verilecek.
Vekillerin dokunulmazlıkları var, maaşları da bir hayli yüksek. Sağlık harcamaları, personel giderleri derken Vekiller kendilerine sağlanan kolaylıkların ailelerine ve yakınlarına da sağlanmasını istemeye başladı… Neden istemesinler ki, hazırladıkları yasa tasarılarını kendileri hazırlıyor ve kendileri imzalıyor tıpkı "kendin pişir kendin ye" gibi…
Vekillere ait araçlar trafikte kural ihlali yaptıklarında plakalarına ceza kesilmiyor. İçişleri Bakanlığının böyle bir genelgesinden haberiniz var mıydı?...
Yoktu tabi. Bunu bırak İçişleri Bakanlığı bu genelgeyi şimdilerde daha da genişletip, Vekillerin kendi araçları ile birlikte ayrıca eş ve çocuklarının kullandığı araçlara da ceza muafiyeti getirildi.
Vekiller kendileri için kıyak emeklilik, kıyak maaş, kıyak sağlık harcamaları, şoför, sekreter danışman derken şimdi de trafik cezalarından muaf tutuluyorlar. Böyle bir mantık olabilir mi?...
Kanun koyucular, kanundan muaf tutulacak ve dokunulmazlık zırhı altında istedikleri kural ihlallerini yapıp, insanların hayatını tehlikeye atacaklar ve tek bir kuruş dahi ceza kesilemeyecek…
Bu uygulama olsa olsa Türkiye`de olurdu. Nitekim İçişlerinin genelgesi ile bu da oldu.
Bakın Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu çatısı altında olan ve halkın oyları ile Meclise getirilen Vekillerin sosyal hakları ve elde ettikleri gelirleri şöyle bir hatırlayalım:
-Milletvekili maaşı ortalama 12 bin lira,
-Emeklilikte yaş sınırı yok,
-Çifte emekli geliri,
-İki yıl Milletvekilliği yaptıklarında emeklilik hakkını alabiliyorlar.
-Kendileri ve ailelerinin tüm yurt içi ve yurt dışı sınırsız sağlık harcamalarını devlet karşılıyor,
-Kendilerine ve ailelerine ömür boyu kırmızı pasaport,
-Süresiz ve vergisiz silah ruhsatı,
-Trafikte araçlarına geçiş üstünlüğü vesaire… Vesaire…
Türkiye`deki Vekillere tanınan dokunulmazlık hakkı, yüksek maaş ve saltanat gibi yaşam dışında ayrıca ailelerine de dokunulmazlık hakkının tanınması isteniyor. Vekilleri acaba kendilerine ve ailelerine kıyak yapsınlar diye mi seçip Meclise gönderdik.
Bakın Türkiye`de kişi başına düşen milli gelir yılda ortalama 15 bin TL`dir ama Vekiller bu parayı sadece bir ayda almaktadırlar. İşte böyle bir ülkede yaşıyoruz. Tüm bunların yanı sıra Vekiller çıkardıkları yasalardan muaf tutulmaya çalışıyorlar. Bu da yetmiyor bu kez aile boyu dokunulmazlık istiyorlar.
Bizler vatandaş olarak ne kadar sessiz kalırsak o kadar tepemize binerler ve "Neden böyle yapıyorsunuz?" diye de kimse sormaz. Bu insanlar eğer bizim oylarımızla Meclise gelmişlerse kendileri için geliştirdikleri kıyak yaşam hakkının hesabını da sorma hakkımız olmalıdır. Bunlar bildiğimiz kıyaklardır, bir de bilmediğimiz kıyaklar var onları duysanız zaten, oy vermek için belki de sandık başına gitmezsiniz.
Avrupa da Vekillere böyle ayrımcılık tanınmaz. Herkes eşittir, hatta Vekiller sade bir yaşam benimsemişlerdir. Bırak makam aracını, bisikletle işe gidip gelirler. Bizim Vekiller zırhlı araçlarla, koruma orduları ile dolaşırlar İşte Avrupa ile aramızda ki fark bu…
Vekil dediğin, halkıyla birlikte nefes alıp vermesi, yaşam koşullarının halkla aynı standartlarda olmasıdır. Vekillerin vatandaştan bir üstünlüğü olmamalıdır. Adı üstünde "VEKİL" eğer halkın vekiliyseler saltanat sürmemeli kendilerine ayrıcalık tanımamalıdırlar.
Bunu yapmak, halktan soyutlanmak ve halkla arada ki mesafeyi artırmak anlamına gelir ki bu da ilkelliğin ve geri kalmışlığın bir göstergesidir.
Geri kalmış ülkelerde böylesi standart ayrımcılıkları vardır.
Türkiye’de maalesef üçüncü dünya ülkesi olmaktan kurtulmamıştır. Göstergesi de; Vekil ile ailelerine tanınan aile boyu dokunulmazlıktır…
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
22.11.2024