Gidiyorum bilinmezliklere
Gitmek gelecektir
Kalıyor bilinenler tüm eskimişlikleriyle
Kalmak dündür
Tırpanlar hayatı en umutlu yerinden ölümün işbirlikçisi zaman
Kurgulanmış mekânlarda kıstırılmış özgürlük
Yıldızı sönmüş günün
Çıkmaz sokaklarında ezincin
Acı rüzgârlar dağıtır ahengini düşlerin
Ellerinde çiçek ölüsü gibi vurulmuş uçurtmalar çocukların
Yalnız bilgiye aç olmalı insan okumalı sevdanın kitabını
Tükettikçe büyümekte yoksunlukları
Bir buzul çağında yürekler
Mavisini yitirmiş us boyar kanla yeryüzünü
Aşk indirgenmiş etin cinsel cazibesine
Gidiyorum bilinmezliklere
Gitmek gelecektir
Kalıyor bilinenler tüm eskimişlikleriyle
Kalmak dündür?
AĞARTIR BOZ BULANIK GÜNÜ?
Çığlık çığlığa geçmiş
Bilinemez gelecek arasında
Yitirilmiş bir şimdide
Anılardan kopup gelmiş
Kendi içine dönük ince bir hüzün
Harlanır yüreğinde
Vurur yalnızlığını yüzüne yüzüne aynalar
Bir ses bir koku bir görüntü
Alıp götürür onmaz gerçeğinden
Olmaz düşlerin peşi sıra
Oysa güngörmüş zaman bilir ki
Acının da beli kırılır
Sabır ve umut
Ağartır boz bulanık günü?
Hülya Köksal Kara