Nezir ÇELİK Yazıyor
Bu bölgede kimisi milletin verdiği emaneti onurluca kullandıktan sonra köşesine çekildi, kimisi de ne yazık ki siyasi tiryakiliğe kapılın soluğu Ankara’da aldıktan sonra bir daha Ankara’dan dönemez oldu.
Tüm bunlara rağmen böylesi bir mertebeyi kimlerin kendilerine verdiği her nedense hatırlanmaz önce en büyük vefasızlık örneği sergilenir.
Seçim dönemlerinde milletin ayağına gidip oy dilenme yarışına girenlerin seçilip tası tarağı Ankara’da aldıktan sonra bu insanları nasıl dışladıklarına da tanık olmuşuzdur. Vefasızlığın, en büyük örneğini hatırlamamakla ortaya koyan siyasilerin ne kadar nankör olduklarını biliyoruz.
Günlerce vatandaşın oylarına alabilme adına her türlü şaklabanlığı yapıp vatandaşın gönlünü kazananlar aldıkları oylardan sonra vatandaşa Allah’ın selamını bile vermediklerini de tanık olmuşuzdur.
Vatandaşın oylarını bin bir vaatle alanların seçilip gittikten sonra vatandaşa karış tutum ve davranışlarının da nasıl değiştiğine de tanık olduğumuzu belirtmek isterim.
Eh işte milletin oylarıyla vekil sıfatını kazanıp daha sonra milleti görmezlikten gelme ve milleti saymama hastalığına yakalananların şanlı, şatafatlı günlerinin sonu da gelecektir. Sandıklardan çıkardıklarını yeniden sandıklara gömmekle ün salmış bu millet kendilerine değer vermeyenlere gereken yanıtı mutlaka sandıklarda verecektir.
Halkımız kendisini unutmayan ve seçildikten sonra da halkı ile bütünleşmeyi kendine bir görev sayan kadirşinas siyasetçilerini de biliyor ve onları asla unutmadıklarını her demde dile getiriyorlar.
Yeni dönemin siyasetçileri vekil sıfatını kazanıp tası tarağı Ankara’da aldıktan sonra üzülerek ifade etmek isterim ki vatandaşın kendisine verdiği vekillik emanetini unutma gafletinde bulunuyor.
Vatandaşların oylarıyla bir yerlere gelen siyasetçilerin neden böylesi bir tutum takındıklarına anlam vermek mümkün değildir. Ama helal süt emmiş siyasetçiyi de burada istisna tutmayı da görev addederiz tabii ki.
Günümüz siyasetçisinin en büyük zaaflarından biride yağcılık, yalakalık yapanlara değer vermesidir. Üzülerek ifade etmem gerekirse bu yalaka ve yağcılığı kendine meslek edinmişlerin hemen hemen her dönemin siyasetçilerinin yanında olmalarına her zaman tanık olmuş biri olarak siyasetçilerimin de bu döneklere neden bunca değer verdiğini de bir türlü anlamış değilim.
Birçok siyasetçinin dönemini yaşadım, birçok siyasetçinin siyaset hayatının ne kadar uzun veya ne kadar kısa sürdüğüne de tanık olmuş biri olarak her dönemin yalaka kesimine tüm siyasetçilerin değer verdiklerine de tanık olduğum için bunun nedenlerini bir türlü bulamadım.
Yağcı ve yalaka kesimi her dönemin iktidar partisinin mensuplarının eteklerinin dibinden ayrılmamaya başlar ve öylesine profesyonelce bir yalakalığa başlarlar ki siyasetçi de bunların gerçek dostu olduğuna inanır ve belkide en yakınına bile vermediği değeri bu yalakaya vermeye başlar.
Her nedense bu yalaka kesimini her kesimin bilmesine ve kim güçlüyse onun yanında olduklarına tanık olmalarına rağmen yinede bu kesime değer vermeyi sürdürürler. İşte bunu kesinlikle anlamak mümkün olmuyor.
Bu yalaka kesimi üstüne üstlük birde gömlek değiştirir gibi parti değiştirmede de ustalar. Hangi parti iktidarda ise bir anda o partinin bir numaralı yandaşı olduklarını inandırırlar. Halen bu yalaka kesimi ne yazık ki siyaset arenamızda utanmadan sıkılmadan boy göstermektedirler.
Bunların amacı siyasetçilerin sırtından bir yerlere gelmek ve siyasetçinin sayesinde bir şeyler elde etmekten öteye gitmemektedir.
Ve yine ne yazık ki siyaset partilerimizin yetkililerince de yine en büyük değeri görmekteler. Yazık hem de çok yazık. Siyasetçilerin sayesinde bir yerlere geleceklerini zannedenler şunu iyi bilmeli ki millet onların nasıl olduklarını, nasıl bir yalakalık örneği sergilediklerini çok iyi biliyor, milletin gönlünde onlara ayrılmış asla bir yer yoktur.
Onlar siyasetçileri yalakalıklarıyla kandırabilirler ama milleti asla kandıramayacaklardır.
Bunu böyle bilsinler.