Ağrı Valisi Musa Işın, "şuanda Ağrı'da devam eden yatırımların toplam maliyeti 2 katrilyon 100 Milyar Türk Lirası'dır. Bu maalesef bugüne kadar pek anlatılmamış" dedi.
TÜRKONFED`in Hollanda Büyükelçiliği işbirliğiyle gerçekleştirdiği ``Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde Girişimciler İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi`` kapsamında, Ağrı`daki bir Otelde düzenlenen toplantıda konuşan Ağrı Valisi Musa Işın Bir işi demokrasi ederken kendi içerisindeki işiyle demokrasi etmek lazım dedi.
Ben valiyim ama bende bazı şeyleri açık açık konuşurum diyen Vali Işın şöyle devam etti:
"1950'e kadar Türkiye Demokratik bir Ülke değildi. Türkiye bir inşa içerisine girmiştir iyi kötü onu tartışırız o ayrı bir konu. 1950-1960 arası Demokrasiye geçtik ciddi kalkınma gerçekleşti. Daha sonra 1960 ile bir darbe yedik maalesef Türkiye çok geriye gitti. İlk kez Türkiye'de seçilmiş bir Başbakan idam edildi. Halkın iradesi ile seçilmiş olan insanları götürdük alçak iftiralar ile bu insanları itibarsızlaşmaya çalıştık. Sonra 1965'te bir seçim oldu burada bir parti tek başına iktidar oldu. 1965-1969 arası yine bir istiklal dönemi yaşadık.
Daha sonra maalesef Türkiye tekrar bir terörist harmanına girdi.1980'e kadar öyle gitti. Sonra 1987'de bir darbe daha yedik. Demokratik kurumlarımız yok edildi. Sonra 1983'te bir seçim yaptık. O Seçimde bir parti tek başına iktidara geldi. Bana göre 1989'a kadar sürdü bu. 91'de seçim yaptık ama Başbakan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte tekrar istiklal bozuldu. Ve 1991'den 2002 yılına kadar koalisyonlar meydana edildi. Ve Türkiye'nin benim yaşadığım ve gördüğüm bütün Akademisyen ve Bilim adamlarının söylediği Türkiye için kayıp yıllar olarak değerlendirildi.
Sonra 2002'de bir seçim yaşadık. 12 yıldır istikrarlı bir hükümet dönemi yaşıyoruz. Eğer bir ülkede siyası istikrar varsa Ekonomik istikrar de vardır. Siyası istikrar yoksa ekonomik istikrar de yoktur. Gecen İtalya'da bir karar aldılar. Dediler ki, bundan sonra koalisyonlar yasaktır partiler seçimlerde koalisyon kullanmazsa ilk ikiye kalan parti ile tekrar seçime gidilir.
Vali Işın şöyle devam etti:
Devletten dayak yemeyen kesim varmı?
Bu ülkede devletten dayak yemeyen bir kesim var mı? Alevi'si yedi, Sünni'si yedi, Türk'ü yedi, Kürt'ü yedi. Bu ülkede sadece şapka giymediği için bir Ay içerisinde Rize'de 8 kişi idam edilmiştir. Bu ülkede dayak yemeyen kimse kalmamıştır. 2002'den bugüne kadar Kürt sorunu diğer dindar kesimlerinin yaşadığı sorunlar, Alevi vatandaşlarımızın yaşadığı sorunlar olsun çok ciddi mesafeler kaydedildi. Kürtçe oğluyla konuşamayan, Ceza evinde Kürtçe konuşamayan, Kürtçe yazamayan, Kürtçe yayın yapamayan, Kürtçe özel eğitim alamayan, Kürtçe propaganda yapamayan dünya kadar sayabiliriz bunların hepsi bugün serbesttir.
Karamsar olmaya gerek yok
Türkiye bugün iyi bir yere geldi bunda karamsar olmaya gerek yok. Biz şimdi burada bardağın dolu olmayan tarafına bakarsan hepimiz anları. Ama birde dolu olan tarafa bakalım ve bundan mutlu olalım. Ve bunun gelişmesi için hep beraber çaba sarf edelim. Türkiye bugün çok büyük mesafe kaydetti. Eskiden Kürtçe kaset dinlemek yasaktı. Ve bugün Kürtçe kaseti bırakın Dünya TV ve TRT Kurdi gibi Kürtçe yayın yapan kanallar var. Bugün bir insanımız bu bölgede Kürtçe anadilinde eğitim veren bir okul açıyorum dese serbesttir. Türkiye eksikleri çok olsa da iyi bir yere geldi bunları hep birlikte devam ettireceğiz.
Bütün demokratik ülkelerde bu iki kavram vardır olmazsa olmaz şeylerdir; Bir kesinlikle hiçbir şekilde, hiçbir şartta hiçbir şeyi silahlı meşhur kabul etmez. 2. Siz temel hak ve hürriyetlerinizi kullanırken sizin temel hak ve hürriyetinizin sınırı başkasınınkinin sınırı kadardır. Bu iki kavram kabul edildikten sonra şuanda Türkiye'de bağımsız bir devlet kurmak veya savunmak serbesttir suç değil.
1991 yılında bir Milletvekilimiz bir köşe ilan etti yaka paşa götürdüler. Ben Ağrı'ya gelmeden önce iç güvenlik paketi mecliste tartışılıyordu kararnamem çıkmasına rağmen katıldım. HDP'nin Milletvekilleri çıktılar küsünün önüne, Kürtçe şarkı söylediler protesto ettiler. O zaman biz hepimiz oradaydık genel kuruldaydık kimse kimseye bir şey söylemedi. Allah'a şükürler olsun Türkiye bugün temel hak ve hürriyetleri açısında güzel bir noktaya gelmiştir. Yeterlimidir? hayır ama bunu da barışçıl bir şekilde savunmamız lazım. Hiçbir şekilde hiçbir şartta bizim şiddetle bu işi çözmemiz mümkün değil.
Barışı bizim bu şekilde savunmamız lazım.
Dağdaki insanlarda bu memleketin insanlarıdır gelsinler evlensinler ev bark kursunlar. Silahla şiddetle bizim bir yere varmamız mümkün değildir. Hindistan'da Gandi pasif bir yol kullanarak bağımsızlık ilan etmiştir. Dindar halk Türkiye'de çok çekmiştir. Ve cumhuriyet kurulduğu günden itibaren çekmiştir. Daha düne kadar dediler sen bu Ülkede çocuklarını başörtülü okutursan Başbakanlık yapmazsın ki. Adam şiir okudu onun mükâfatı olarak 4,5 ay Ceza evinde yattı. Dolayısıyla bu acıları hepimiz yaşadık. Ama bugün iyi bir yerdeyiz. Hiç olmasa temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi konusunda bir konsensüs vardır. Hükûmetiyle sivil toplum kuruluşlarıyla herkes bu Ülkenin bir yere gelmesini Barış ve Huzur ortamı sağlamak şartıyla bir yere gelmek istiyor. Bugün mesele sadece Ağrı meselesi değildir. Bütün bölgenin meselesidir. Mutlaka bizim, silahlara veda etmemiz gerekiyor. Silahların gömülmesi gerekiyor. Silahlar gömülmeden bu Ülkede müteşebbis çağırmamız çok zordur bunu kabul edelim.
Bu bölgenin birinci meselesi huzur ortamıdır.
Huzur ortamını biz sağlarsak bizim konuşamayacağımız söyleyemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur. Biz barışçıl yollarla elde edeceğimizi niye insanlarımızı öldürerek elde etmeye çalışalım. Hiçbir medeni toplum artık bu noktada değildir. 21. Yüz yıl taleplerin barışçıl bir şekilde ifade edilmesiyle elde edilmektedir. Toplantı ve gösterişler, panel yapılabilir basın yoluyla her türlü fikir ifade edilebilir. Türkiye bugün özgürlükler konusunda bu noktadadır. Bunu da bu hükümet yapmıştır. Biz hep beraber iyi niyetimizi ortaya koyarak, silahlara hiçbir şekilde izin vermememiz gerekiyor. Bu memleketin çocuklarda gelsinler bu Ülkede siyaset yoluyla söyleyebilecekleri her şeyi söylesinler. Şuanda devletinde istediği budur. Çözüm sürecinin maksadı budur. Silahlar bırakılsın, insanlar gelsinler fikirlerini düşüncelerini sivil ve siyaset ortamında ifade etsinler.
2 KATRİLYON YATIRIM
Şuanda Ağrı'da devam eden yatırımların toplam maliyeti 2 katrilyon 100 Milyar Türk lirası 'dır bu maalesef bugüne kadar pek anlatılmamış. Geçen yıl burada başlatılan yatırımların toplam değeri 716 Milyon Türk Lirası olmuştur. Bunların içerisinde sosyal transfer, tarımsal desteklemeler, tarımsal destekleme ajanslarım yapmış olduğu yatırımlar yok. Bunları da ilave edersek her yıl burada ortalamaSağlık hizmetleri hariç 1 katrilyonluk hizmet verilmektedir. Bu küçük bir rakam değildir.
Bu yıl 160 km yapacağımız köy yollarımızın hepsi sıcak Asfalt olacaktır. Gecen yıl 270 sosyal komut yapıldı. Bu yıl 576 sosyal komut yaptık teslim ettik şuanda insanlar evlerine taşınıyorlar.
100 YIL MAHALLESİ
100. Yıl Mahallesi için Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi 100. Yıl mahallesine talimat verin yapalım ikna edin. Ben Vali olarak söylüyorum kabul etsinler 100. Yıl mahallesini taşıyalım yapalım. Diğer Mahallelerimizi de yapalım. Devlet bugün zengindir, güçlüdür karamsar olmaya gerek yok. Bu bölge halkı şefkate muhtaçtır. Çok iyi ve gelenek göreneklerine bağlı insanlardır. Burada insanlara uzatılan her el karşılıksız kalmaz. Dolayısıyla sizin burada yapacağız her hizmet yerini bulur. İnsanlar bunlara muhtaçtır.
Bulunduğumuz yerlerde sosyal aktivitelerde bulunmak. Sosyal Hizmetlerde bulunma. Eğitim olsun, Sağlık olsun, Kreşler olsun, kadın Eğitimi ile ilgili olsun, kadın erkek hakları ile ilgili olsun, çevre ile ilgili olsun bu tür Sosyal alanlarda yapacağımı her hizmet çok makbuldür kayda değerdir. Bizim insanlarımız buna ihtiyaç ve muhtaçtırlar. Ve aynı zamanda bizim insanlarımız bunlara layıktırlar. Ağrılıda layıktır, diğer bölgede insanlarda layıktır. Yapacağımız her hizmet çok makbul ve değerlidir.
Kendimizi devleti idare edenlerin yerine koyalım. Her türlü düşünce rahatlıkla ifade edilebiliyor. Şiddet hiçbir şeyin mazereti olamaz. Silah hiç bir şeyin mazereti olamaz bu ülkede sadece meşru bir güç ve kuvvet vardır, o da devletin silahlı güçleridir. Bu ülkede dindarlar kadar çeken insanlarda olmamıştır. Silah değil konuşarak biz size müdahale edebiliriz. Biz barış ortamını bu şekilde ifade etmeliyiz. Biz sivil siyaset yoluyla bunu yapabiliriz. Biz bunu silahla yapamayız. Sen'inde gücün var benimde gücüm var senin de silahlı gücün var benimde var böyle bir şey yanlıştır. Bir Ülkenin bir halkın sadece bir silahlı gücün var oda meşrudur. Oda sivil siyasetin kontrolü altındadır. Bunun dışında herhangi bir şey kabul edilemez. Bunun için barış sürecini hepimiz savunalım.
Bu memlekette yapacağınız çakacağınız her çivi size misliyle maddi ve manevi katkı olarak geri döner. (AA)