Bazen sık, sık yazılar yazarım, bazen yaşadığım metropol il İstanbul’un vermiş olduğu yorgunluk, bezginlik, vakitsizlik v.s ne derseniz deyin. Yazılarıma ara vermek zorunda kalıyorum. Sağ olsunlar bu da okurlarımın ve dostlarımın hiçte hoşuna gitmiyor. Tabi ki, kendilerince haklıdırlar. Gazetecilikte mazeret olmaz. Her zaman sıkı takipçi olacaksın, okurunun ve insanların sesi-kulağı olacaksın.
Geçenlerde çok sevdiğimiz ve bizim açımızda büyük bir değere sahip olan, canımız, ciğerimiz Tacettin Konyar’ı genç yaşta yitirdik. Tacettin Konyar için bir şeyler yazmamı herkes beklerken, ben biraz şoku atlatayım, Tacettin için yazacağım yazıyı rahat, rahat dile getireyim, dedim. Ama hiç te öyle olmadı.
GÜLE, GÜLE SEVGİLİ DOSTUM TACETTİN KONYAR
Tacettin Konyar’ı yitirmenin acısını yaşarken, bir ortamda oturuyorduk, sohbet almış başını gidiyordu, konu dönüp dolaşıp Tacettin Konyar’ageliyordu.Ancak içlerinden bir bana dönüp, pişkin, pişkin “senin Tacettin Konyar’lan aran yokmuydu?” dedi, ben afalandım ‘ne demek o?’ deyince, “ne bileyim Nezir Çelik, Mehmet Koç Tacettin Konyar için bir çok şeyler yazdılar ama, sen hiçbir şey yazma gereğini duymadın san ki,”.
Durumu kendisine izah ettim, o da kendince haklıydı, Tacettin Konyar gibi aş veren, ekmek veren, vefalı, iyilik seven bir insanı benim yazmamam onlara çok abes gelmişti ve hatta Tacettin Konyar gibi sevdiğim, değer verdiğim bir insan söz konusu olunca.
Evet Tacettin Konyar’ı genç ve erken yaşta kayıbettik. Mekanı cennet ruhu şad olsun. Mehmet Koç ve Nezir Çelik yeterince Rahmetlinin biyografisini yazdılar. Hele Nezir Çelik gün geçmiyordu ki, rahmetli Tacettin Konyar ile olan anılarını paylaşmasın.
Ben Tacettin Konyar’ı çok severdim. En çok hoşuma giden yanı ise fakir ve fukaranın ekmek teknesiydi.Yaptığı yardımları gizli tutar, her kesin sofrasında aş ve ekmek olurdu.
Kadim dostumu hep özleyeceğim, bilirim o gülen yüzüne hasret kalacağım. Ama ne var ki, sevgili kardeşim Asım Çelik’in acısını nasıl yüreğimin en derin çanağına gömdüysem de Tacettin Konyar’ın acısınıda yüreğimin en derin çanağına gömeceğim, ama ne Asım’ı nede Tacettin’i hiç unutmayacağım, unutmak nanköre mahsustur. Mekanları cennet olsun…
BURS VE TABLETLER
Sağ olsunlar hayırsever Doğubayazıt’lı iş adamlarımız Üniversiteyi okuyan gençlerimize yardımcı olmak amacı ile burslar veriyorlar. Birkaç gencimiz aradı dert yandı, virüs nedeni ile verilen burslara kısıtlama gelmiş. Bu kıstlama nedeni ile kendileri zor durumda kalıyorlarmış. Rica da bulundular bunu dile getirmemi istediler. Benden de söylemesi. Gençlerimizi unutmayalım, gözleri yolda kalmasın, moralları bozulmasın…
MÜJDAT KOÇ
Hazır elim değmişken Müjdat Koç’tan da söz etmeden içim rahat etmez.
Müjdat Koç Edirne’li bir asker arkadaşım.Sağ olsun sosyal medya üzerinde araştırma yapmış ve beni buldu. Birkaç satır karalamıştı görüştük, beraber mutluluğumuzu paylaştık.
Bir çocuğunu doktor yapmış, topluma faydalı bir evlat yetiştirmiş, ancak son zamanlarda bazı kendilerini bilmezler sağlıkçılara yapılan saldırılar onuda derinden üzmektedir.
Sevgili Müjdat Koç Doğubayazıt’tan Edirne’ye en derin sevgi ve selamlarımla…