Doğubayazıt ufak bir yağışta bile etkileniyor.
Öyleki Dağlardan gelen suların da katılması ile yükselen taşkın daha çok gecekondu ve de toprak briketlerden yapılan evlerde geniş hasarlar meydana getiriyor.
DSİ’nin himayesinde bulunan ve Geçtiğimiz yıl DSİ tarafından gönderilen iş makineleri, Doğubayazıt'ta çalışarak bu kanalları çöplerden temizlemiş ve muhtemel bir taşkın anında göreve hazır hale getirmişti.
Ancak, aradan kısa bir süre geçmesine rağmen taşkın kanalları yine eski haline doğru gidiyor.
Kendini bilen insan, çöpünü ve pisliğini ar sayar, ulu orta atmaya. Kullanım hakkı ortak olan, yol, sokak ve benzeri yaşam alanları, kimsenin tekelinde değildir.
Zaten tekelinde olsa, kendi evine, bahçesine atmaz çöpünü değilmi?.
Atılan her çöp, rüzgârla, araç trafiği ile insan ayağıyla bir şekilde çevreye dağılmakla kalmıyor,
Fütursuzca atılan her çöp, su yataklarının, rögar giderlerinin ve yağmur sularının akış yolu olan asfalt ızgaralarının tıkanmasına, işlevini gerçekleştirememesine sebebiyet veriyor.
Tekrar dolması, vatandaşın duyarsızca çöp atmasının suçudur, kabul edelim.
ÖTE YANDAN
KARAYOLLARININ YOL SORUNU, DSİ’NİN DERE HATIRALARI… KANAL VE YOL MÜLKİYETİ…
Doğubayazıt’ta bulunan DSİ mülkiyetindeki kanallar sorun olmaya devam ediyor.
Ağrı Caddesi, ta stadyuma kadar boydan boya Kara Yollarının mülkiyetinde olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla vatandaş, bunu bilemediği için bu yol ile alakalı şikayetleri kime yapacaklarını bilemiyor.
Tıpkı şehir içinde geçen kanalların DSİ'ye ait olduğu ve DSİ müsaade etmediği için bu sebeple kanalların temizlenmediği gibi.
Tamam anladık da peki vatandaş ne yapsın?
DSİ kanalları temizlemiyor ya da bakmıyor, Karayolları mülkiyetindeki devlet yolunun onarımlarını yapmıyorsa halk ne yapsın?
Çünkü Kanal ve yolların bakımsızlığı nedeniyle meydana gelen sorun ve sıkıntılar sonuç itibariyle vatandaşları mağdur ediyor.
Zira, Kurumlar mülkiyet tartışması içinde olurken sıkıntıyı çeken halktır.