TÜRK KÜRT KARDEŞLİĞİ DÜŞMANLARI KORKUTUYOR

SEYİTHAN KAYA

Siyaset 5.03.2025 08:00:00 0
TÜRK KÜRT KARDEŞLİĞİ DÜŞMANLARI KORKUTUYOR

MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin kimine göre Kürt sorunu kimine göre terör sorunu olarak görülen çatışmalı süreci ile ilgili terörsüz Türkiye söylemi ile Beklenilmeyen bir çıkışı yaparak Türkiye gündemine oturttu.

Devlet Bahçeli’n çıkışı neydi? 

Bahçeli; . PKK lideri Abdullah Öcalan'a "Türkiye’ye getirilirken her türlü hizmete hazırım diyen terörist başı buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin"  "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın" 

"TBMM’de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün hatta mecburidir" "Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız" "Bagajları boşaltalım ve milli ülküleri hep birlikte yakalayalım" demişti. 

Sonra ne oldu?

Sonrasında, Cumhurbaşkanı da bu konuda Bahçeliye destek verdi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı Cezaevine gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın şu mesajını getirmişti;

'Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim,” 

Bu açıklamalardan sonra Adalet bakanlığın izni ile DEM parti heyeti birkaç defa İmralı adasına giderek PKK lideri Abdullah Öcalan la görüştü

Daha sonra, başta kandil olmak üzere PKK nın ilgili tarafları, DEM partisinin genel başkanı Selahattin Demirtaş ve cezaeviler indeki diğer yöneticileri, ayrıca Irak Kürdistan bölgesel yönetimi Başkanı Mesut Barzani, AK Parti ve diğer siyasi partileri ile MHP Genel başkanı ve bu girişiminin baş mimarı Devlet Bahçeli ile görüştü.

Bu görüşmelerin neticesinde DEM partisi bu aşamaya kadar İmralı adasına ikili üçlü kişilik heyetle ziyaret gerçekleştiriyordu,  ziyaretin bu son safhasında ise kalabalık bir heyetle İmralı adasına gitti.

İmralı heyetinin bu son ziyaretinde, Abdullah Öcalan dan beklentilerin ötesinde 7 maddelik şartsız ve koşulsuz  PKK’nın silah bırakması ve tasfiyesini içeren bir mektup  getirdi. 

Bu mektup İmralı heyeti tarafından Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere dört dilden

okundu.

Mektup büyük bir yankı uyandırdı ve sevinçle karşılandı.

Peki, bu mektup ne içeriyordu?

Söz konusu mektubun metni tamı tamına şöyledir;

“Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı

PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkârı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkârının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nın anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nın; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.’’ Denildi.

Bu mektup Türkiye ve Dünya gündemine oturdu. 

Beklentilerin çok ötesinde olan şartsız ve koşulsuz olan bu çağrı bazı kesimlerince inandırıcı bulunmadı.

Her kesim kendi bakış açısına göre bu mektubu yorumlamaya çalışarak, Bu konuda tarafların mutlaka gizli bir Pazarlıkları ve ajandaları olduğunu iler sürdüler.

Taraflar yaptıkları açıklamalarla konuyu şüphe ile karşılayan kesimlerin kafalarındaki şüphelerini gidermeye çalıştılar.

Devlet ve Hükümet siyası açıdan çok büyük riskleri göze alarak Devlet Bahçeli üzerinde tarihi bir çıkış yaptı. 

Bu birinci Çözüm süreci kadar zor ve meşakkatli olmasa da yine de taraftarları zorlayacaktır.

Türkiye’nin birlik ve beraberliğine karşı olan güçler Bu süreçten çok rahatsızdılar. Çünkü Türk Kürt kardeşliğinden, birlik ve berberliğinden korkuyorlar.

Bu nedenle, Allah muhafaza içerde veya dışarıda bu projeye yönelik bir sabote girişimi veya olumsuz bir durum olursa bütün çabalar ve emekler heba olur. Türkiye yine eski günlerine döner. Bu yük ve sorumlulukta hükmet ortakların özerine kalmış olur. 

Adına ister Kürt sorunun çözümü deyin, ister terör sorunun çözümü, isterse terörsüz bir Türkiye deyin, isterse kardeşlik projesi deyin, isterse Milli birlik projesi deyin. Adını ne koyarsanız koyun, bu kardeşlik projesi, ortak aklın ve basiretin bir tezahürüdür. 

Ülkemize, milletimize, İslam âlemine ve İnsanlığa Hayırlar getirmesine vesile olur inşallah. 

Selam ve dua ile.

Birinci barış süreci çalışmaları sürerken konu ile ilgili gazetedeki köşemde yazmış olduğum 2.05.2013  tarihli yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

(BARIŞ ÇİÇEKLERI SOLMASIN

2.05.2013 

Hükümet siyası açıdan çok büyük riskleri göze alarak tarihi bir çıkış yaptı. 

Bunun Hükümet açısında ne kadar zor ve çetin olduğunu projenin uygulama aşmalarında beraber müşahede etmekteyiz. 

Bu kanın durmasını isteyen herkesin yani gerçek vatanseverlerin bu sürece katılıp destek vermeleri bir zorunluluk haline gelmiştir. 

Taraflarında aklıselimle hareket etmeleri gerekir. Çünkü bu süreci kendi çıkarlarının doğrultusunda sabote etmek isteyen grupların varlığı kadar çekincesi ve hassasiyeti olan iyi niyetli kesimlerde mevcuttur. Bu kesimleri ürkütmemek ve üzmemek lazımdır. 

Aksi takdirde Hükümetin ve dolaysı ile de Devletin manevra kabiliyet alanını daraltmış ve hatta zaafa uğratmış oluruz.

 Çok hassas bir dönemde geçiyoruz, herkes sorumluğun bilincinde olmalıdır. Yoksa bu kadar güzel bahar havası, Allah korusun birden kışa dönebilir. Kışa dönmese bile uzun süre yenibaharların kar çiçeklerini, kardelenlerini beklemek zorunda kalabiliriz. 

Açılan bu barış çiçekleri solmasın, yeşeren ümitler sönmesin. Birleri bu nadide barış çiçeklerin köklerine kezzap suyu taşırken bizlerde hamallığını yapmış olmayalım

. Eğer tarafların anlayışına aklıselim hâkim olursa, bu sürece radikal bir şekilde karşı çıkan iyi niyetli kesimlerinde katkı sunması beklenebilir.

 Evet, Türkiye kritik bir dönemeçten geçiyor. Hükümetin başlattığı demokratikleşme süreci, Ülkenin 30 yılını çalan kardeş kavgasını sona ermesi yönünde umutları artırdı. 

Böylesi olumlu bir atmosfer ilk kez yakalandı. Bu olumlu atmosferin akamete uğramasının faturası ağır olur. Hiç kimse bu sorumluluğu üstlenemez. Onun için herkes mayın tarlasında yürüyormuş gibi çok hassas ve dikkatli olmalıdır.

Örneğin, Özelikle taraflar konuşurken, kelimeleri özenle seçmelidirler. Çünkü böyle kritik ortamlarda sivri sözler hiç sarf edilmemeli. Yuvarlak sözlerden de kaçınmalıdır. Çünkü yuvarlak sözler lastik gibidir. Her yöne çekilebilir. 

Süreci sekteye uğratmak isteyen bir kısım insanlar, bazı sözler ve tavırları gerekçe göstererek, kamuoyunu tahrik edilerek buna karşı çıkışını şovmenliğini yapabilirler.

Bu şekilde barış sürecini sekteye uğratmak isteyenlere fırsat verilmemelidir. 

Muhalefet de, günlük siyası çıkarlar için ülkenin geleceğini karartmamalı. 

Bu ülkenin sağduyulu insanları, muhalefetin şimdiye kadarki tavırlarını olgunlukla karşıladı. Ancak gelinen şu noktada artık insanların canına tak etmiştir. Hep bahaneler, sudan Sebepler ve kısır çekişmeler. Buda çok çirkin bir görüntü vermektedir. 

Muhalefet bütün cesaretini toplayarak demokratik açılıma maksimum katkı sağlamalıdır. Aksı bir davranış bazı marjinal grupları memnun etse de halkın kahir ekseriyeti tarafından affedilmez bulunacaktır.

Başta muhalefet partileri olmak üzere çekincesi olan kesimler barıştan korkmamalıdırlar. Çünkü hiçbir zaman; Savaşın kazanını barışın kayıp edeni olmaz.

SEYİTHAN KAYA 

MALİR MÜŞAVİR

  • BIST 100

    10403,43%-0,18
  • DOLAR

    36,57% 0,07
  • EURO

    39,90% 0,72
  • GRAM ALTIN

    3414,36% 0,58
  • Ç. ALTIN

    5532,22% 0,00

Egazete


  • Salı -0.3 ° / -8.3 ° Sisli
  • Çarşamba -0.3 ° / -9.5 ° false
  • Perşembe -0.3 ° / -10.9 ° Güneşli

Ağrı

11.03.2025

  • İMSAK 04:56
  • GÜNEŞ 06:19
  • ÖĞLE 12:23
  • İKİNDİ 15:40
  • AKŞAM 18:17
  • YATSI 19:34