?Türkiye kadınlarını koruyamıyor?

         ınsan Hakları ızleme Örgütü nün raporuna göre, Türkiye deki yasal çerçeve ve yanlış uygulamalar nedeniyle kadınlar şiddete karşı etkin olarak korunamıyor.

         ınsan Hakları ızleme Örgütü (Human Rights Watch) hazırladığı bir raporla Türkiye?deki kadına karşı şiddete dikkat çekti. Raporda Türkiye de aile içi şiddet konusunda güçlü bir yasal çerçevenin olduğunu, ancak yasal boşluklar ve kanun uygulayıcıların yaklaşımları nedeniyle şiddet gören kadınların hayatlarını kurtarabilecek uygulamalara erişimin imkansız olabileceği belirtildi.

         Raporun yazarı Gauri van Gulik, "Türkiye kadının insan hakları konusunda örnek bir reform süreci geçirdi ancak polis, savcı, hakim ve sosyal hizmet görevlilerinin yapması gereken, kanunların yalnızca kağıt üzerinde değil, uygulamada da örnek teşkil etmesini sağlamak" dedi. .

4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun 2007 yılında değiştirilmişti. Kanunun bu haliyle aynı evde yaşadığı bir aile bireyinin kötü muamelesine maruz kalan kişiler doğrudan ya da savcı talimatıyla aile mahkemesine başvurabiliyor. Aile mahkemesinin yetkileri arasında ise, kötü muamele uygulayanın evi terk etmesi ya da mağdur ve çocuklarından uzak durması emri çıkartmak var.

BOşANMIş VE BEKAR KADINLAR KORUNMUYOR

         Rapor, yasal çerçevenin hızlı eylemleri mümkün kılmayı hedeflediğini söylüyor, ancak önemli yasal boşluklar olduğuna da dikkat çekti. rneğin, boşanmış ya da evli olmayan kadınlar yasa kapsamının dışında kalıyor. Uygulamada tespit edilen sorunlar arasında ise polis, savcı ve hakimlerin görevlerini ihmal etmesi var.

         Raporun yazımı sırasında görüşülen şiddet mağduru kadınların çoğu polisin kendileriyle dalga geçip, eve geri gönderdiğini ifade etti.

BARINAKLAR YETERSıZ

         Raporda ayrıca, Uygulamanın yetersiz kaldığı bir diğer alanın ise yasal çerçevenin önemli bir kısmını oluşturan kadın ve çocuk barınakları olduğu tespiti yapıldı.

         Belediyeler Kanunu na göre, 50 bin ve üstü nüfusa sahip olan tüm belediye bölgelerinde barınak olmalı. Ancak hükümet henüz bu gerekliliği yerine getirebilmiş değil.

         ınsan Hakları ızleme Örgütü nün raporu, barınak görevlilerinin bazen şiddet uygulayan aile bireylerinin burada kalan kişilere ulaşmasına izin verdiğini de yazdı.

         Van Gulik, uygulamada tespit edilen sorunlara ilişkin "Aile üyelerinin kadın ve kızlara uyguladığı şiddet yeterince kötü. Ancak daha da kötüsü, kaçma ve koruma isteme cesaretini bulan bir kadının aşağılanması ve kendisine şiddet uygulayan kişiye geri gönderilmesi" dedi.

ÇÖZÜM ÖNERıLERı

         Raporda tespit edilen sorunların giderilmesine ilişkin öneriler de getirildi. Adalet ve ıçişleri Bakanlıklarına karakol ve aile mahkemelerinde görev yapacak uzman birimler oluşturulması çağrısı yapıldı.

ıçişleri Bakanlığı nın yasanın gereklerini yerine getirmeyen ya da mağdurlara kötü davranan polis, savcı ve hakimleri tespit etmek üzere bir şikayet mekanizması oluşturması da istendi.

         Avrupa Konseyi nin kadına karşı şiddet üzerine bölgesel bir bildiriye imza atmak üzere olduğunu ve Türkiye nin bu bildirinin oluşturulmasında önemli bir rol aldığını hatırlatan van Gulik şu tespitşerde de bulundu:

"Türkiye hükümeti kendi eksiklerini de dürüst bir biçimde tespit etmeli. Yeni bildirinin içerik ve uygulamasına layık olacak şekilde aile şiddetine ilişkin koruma mekanizmasını değiştirmeli."

         ınsan Hakları ızleme Örgütü, raporun yazımında Van, ıstanbuıl, Ankara, ızmir ve Diyarbakır dan 40 kadınla görüştü ve dosyalarını inceledi. Bunun yanı sıra, avukatlar, kadın kuruluşları, sosyal hizmet görevlileri, hükümet yetkilileri ve uzmanlarla da görüşmeler gerçekleştirildi.