Örneğin bir esnaf çorba dükkanı açıyor ve işleri iyi gidiyor, hemen biraz ötesinde aynı işyerinden bitane daha açılıyor.
Tıpkı geçmişte açılan dönerci, çiğköfte, parfümcü, tatlıcı işyerler örneğinde olduğu gibi.
Bir farklı iş ve uğraş açılıp kazandığı görülünce benzerleri mantar gibi türüyor.
Taklitçiler öyle bir kirli rekabet içine giriyorlar ki sanırsın kazanmaya değil, hem kendilerini hem de benzer iş yapanları batırmaya gelmişlerdir.
Ne iş hukuku ne komşuluk ne de kural dinliyorlar.
Hemen taklitçiler bu sektöre göz dikti.
Ancak her mesleğin olduğu gibi esnaflık mesleğinin de yenilik ve gelişmeler açık olmak gerekir.
Ancak girişimcilikte, meslek ilkeleri ve etik kurallarına dikkat edilmelidir.
AVM, süpermarket ve üç harfli diğer marketler zincirinin küçük esnafın soluğunu kestiği yetmiyormuş gibi şimdi de taklitçilik başlarına bela olmuş.
Ticarette sadece kâr amaçlı düşünmekte doğru değil.
Komşululuk hakları, meslek ilkeleri, etik kurallar da çok önemli.
Taklitçilik yapmak yerine esnaflık tarihi birikimine sahip bir toplum olarak daha olgun olmak ve adaletten şaşmamak gerekir.
Yeni işyeri açanlar veya işini dönüştürenlerle benzer işi yapanlar arasında mesafe dahil bütün kriterlere dikkat etmek gerekir.
Günümüzde ise tam tersi bir durum söz konusu.
Para ve ticaret hırsı, kural dinlemiyor.
Sadece çıkarcı bir yaklaşım doğru değildir.
İlke ve kuralları yok sayan girişimler, kısa vadede kazanç elde ediliyor gibi görülse de uzun vadede mutlaka zararla sonuçlanmaktadır.
Elbette her meslekte olduğu gibi esnaflıkta da rekabet olabilir ama, Helvaci Ali örneğindeki taklitçilik rekabet sayılmaz. RECEP KAVUŞ