Gülten Aras Korkmaz
İnsan ihanete de acıya da alışır bir gün.
Sanırım bir zamanlar sabır baki, ömür baki gibi geliyordu bana...
Hep taşıyabilirim, yorgunluğumu sakin yüreklerde bir ara dinlendirebilirim gibi gelirdi belki de...
Belki de korkuyordum, ifade etmekten, hoşlanmadığımı söylemekten ve yüreğimi acımasını artık istemediğimi duyurmaktan...
Ah benim masum yanım, uzanıp ta dokunamadıklarım, boğazımda düğümlenmiş, yüreğimde kilitlenmiş?
Kuytu köşelerdeki en gizli, en saklı yanım.
Eskiden pek fazla sevmediğim, hatta hayatı bana zorlaştırıp, yüreğimi acıtan insanları hayatımdan kolay kolay çıkaramazdım. Sanki idare edebilirim, hoş görebilirim gibi gelirdi... Aslında çoğu zaman da öyle olurdu. Yoruldum artık biliyor musunuz? Tek taraflı bir hayatı omuzlamaktan, hayatın yükü altında ezilmekten, hıçkırıklarımı kendimin duymalarından yoruldum.
Sahte dost zincirleriyle hapsedilmiş yalnızlığımda tükendim. İçimde yankılanan hıçkırıklarımla, acıların binlerce çeşidine karşı sabredecek gücüm kalmadı.
Tüm sevdiklerim un ufak oldu içimde...
Anlatıp anlatıp bitiremediğin insanların bir hiçe dönüştüğünü görmek ne kadar üzüyor insanı.
Gerçekleşmesini beklediğim ama beklediğimi kimseye itiraf edemediğim birşey var. Eğer gerçekleşirse kendime olan inancım yerine gelecek ve hayatın herkese hak ettiğini yaşatıyor olmasına inanmaya başlayacağım. İnancını kaybeden bir insan için oldukça büyük beklentiler ama yine de ?nefes aldığımız sürece umut vardır? diyenlerin de bir kez olsun haklı çıkmasını istiyorum.
Hayatınızda bir kere olsun inandığınız her şeyin yalan olduğunu öğrendiğiniz o yıkıcı anı yaşamanızı dilerim...
Ancak o zaman anlardınız içimde kopan fırtınaların acısını...
Çünkü artık ne boşa harcanacak bir ömür, ne de hoyratça sarf edilecek bir sabır var bende...
Sizi asla affetmeyeceğim, sızlattığınız yerden sızlamanız dileği ile...