Hüseyin DEMİR
Rahmetlik ninem, evde rahatsız edecek düzeyde karınca yuvaları oluşunca, sorar soruşturur tefeci ailelerden usulünce ekmek ,toprak alır, karınca yuvalarına koyardı. Tefeci ekmeğini yemeyen karıncalar evi terk ederdi…karıncaların bile midesinin kaldırmadığı türden insan görünümlü vampirlere dur demek için adım atılmalı diye düşünüyorum
Öyle haberler duyuyorsunuz ki son zamanlarda, özellikle Doğu illerinin genelinde olmak üzere memleketimiz Ağrı da, Doğubayazıt'ta iflas eden şirketlere, dağılan ailelere, evleri, arabaları, dükkanları, mal varlıklarını kaybeden insanların sayısı, öylesine büyük bir artış göstermiş ki...hayretler içinde kalıyor insan.
Bu nasıl olur diye sorunca ve araştırınca?
Cevap net olarak ortaya çıkıyor!
Tefecilerin ellerine düştü adam!, diye söyleyince insan ayrı bir üzülüyor.
Tabi mağdurun akrabaları, eşi, dostu durumu öğrenmek için!
Bu ne borcudur diye sorduklarında!
Elden borç verdim!
Ticaret yaptık, şu malı sattım kendisine, tefe- tüfe işleri yok, helal ticaret yaptık… Gibi masumane şekilde cevaplar almaktadırlar. Bu tefecilerin helal ticaret dedikleri ticareti bir öğretmen arkadaşım anlatmıştı.
Öğretmen arkadaşım bir cay ocağının, çayı güzel diye okula gitmeden sürekli gidip orda çay içermiş
Çay ocağının karşısında ki bir gıda dükkânın da
Bir gün seker çuvalları dışarıya çıkar, iki sefer yer değişimi yapılır sonra içeriye eski yerine
Başka gün yağ tenekeleri dışarı çıkar , iki sefer yer değişimi yapılır sonra içeriye eski yerine
Bakmış ki sürekli böyle yapılmakta, orada bulunanlara bu adam manyak mı? Her gün böyle şeyler yapıyor diye sorar.
Çay ocağındakiler; tefeyle birine bir şeyler veriyorlar. Helal olması için böyle yapıyorlar diye söylemişler. Yaptıkları helal etme işlemi şöyle oluyor!
Önce tefeci 10 torba şekeri 3 aylığına 2,3,4 kaç katı diyerek şu kadar paraya şekeri mağdura satıyor, senedini, ipoteğini yani teminatını alıyor
Mağdur seker çuvallarını dışarıya çıkarıyor, orda tefecinin adamına normal fiyatın altında peşin olarak satıyor. Tefecinin adamı şeker çuvallarını başka yere taşıyor sonra tefeciye geri satıyor ve şeker çuvalları tekrar dükkâna taşınıyor.
Bu işleme helal etme diyorlar, başka ürünler ve mallarda da benzer yöntemler ile helal etme işlemi uyguluyorlar. Buna da ticaret diyorlar yerseniz!
İslam hukukuna göre vadeli mal satmak- almak helaldir, bunun kaide ve kurallarına uymak kaydı ile adı ticarettir. Bir sakıncası yoktur.
Mesele tam burada başlıyor…
Bu kisve altında mağdurun eş dost akrabalarına ticaret yapıyoruz diyerek bu helal etme işlemini de yaparak ticaret yaptık diyebiliyorlar
Sonra mağdurun neyi var ,neyi yok zorla olsun, sürekli taciz ederek her şeyini elinden alarak mağduru felakete sürüklüyorlar.1 gün geç ödediğinde borcu 2 katına,3 katına çıkarma, daha geç olduğunda 100 katına bile çıkaranların olduğunu duyduk, temel mantıkları iliklerine kadar mağduru sömürme düşüncesinde olan bu insan kılığında olan kan emici vampirler nice evleri nice barkları söndürmüşler bundan dolayıdır ki!
Faiz sadece İslâm'da değil, bütün semavî dinlerde yasaklanmıştır. Nitekim bugün elde bulunan muharref Tevrat ve İncil'de bile, faiz yasağı ile ilgili hükümler bulunmaktadır.
Bu konuda Tevrat'da:
"Eğer kavmine, yanında olan bir fakire ödünç para verirsen, ona murabahacı olmayacaksın. Onun üzerine faiz koymayacaksın."
(Tevrat, Çıkış Bölümü, Bab: 22, âyet: 25).
"Ve eğer kardeşin fakir düşer ve senin yanında zayıf olursa, ona yardım edeceksin; senin yanında garip ve misafir gibi yaşayacak. Ondan faiz ve kâr alma. Allah'tan kork, tâ ki kardeşin senin yanında yaşasın." (Tevrat, Levililer Bölümü, Bab 25, âyet: 35-36).
"Para faizi olsun, zahire faizi olsun, yahut ödünç verilen bir şey'in faizi olsun, faizle kardeşine ödünç vermeyeceksin. Yabancıya ise faizle ödünç verebilirsin; fakat kardeşine faizle ödünç vermeyeceksin." (Tevrat, Tesniye Bölümü, Bab: 23, âyet: 19-20).
Görüldüğü üzere Musevilikte, Yahudilerin kendi aralarında faizcilik yapmaları yasaklanmakta, fakat Yahudi olmayanlardan faiz alınmasında bir sakınca görülmemektedir.
İncil'de ise:
"Eğer kendilerinden almayı ümid ettiğiniz kimselere ödünç verirseniz, ne mükâfatınız olur? Günahkârlar bile, günahkârlara karşılığını almak üzere ödünç verirler. Fakat düşmanlarınızı sevin, onlara iyilik edin ve hiç ümidsiz olmayarak ödünç verin; karşılığınız büyük olacaktır." "Luka İncili, Bab: 6, âyet: 34-35) denilmektedir.
İslâm'da faizin tedricen yasaklandığını, kesin yasakla ilgili hükümlerin nâzil olan âyetlerde yer aldığını .Gerçekten Hz. Peygamber (A.S.M.) bu yasağın genel uygulamasını Veda Haccı esnasında, kendisine "...Bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetleri tamamladım..." meâlindekiâyet-i celîlenin indirildiği Arafe günü yapmış, meşhur Vedâ Hutbesinde:
"- ...Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.. Allah'ın emriyle bundan böyle faizcilik yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın faiz alacağıdır..." Buyurmuştur.
Tefecilik suçu, kazanç sağlamak maksadıyla bir kimseye “doğrudan ödünç para verme”, “senet kırdırma” veya “kredi kartıyla pos cihazından para çekme” yollarıyla ödünç para verilmesiyle oluşan ekonomik bir suçtur (TCK md.241).
Tefecilerin tüm mal ve mülklerine el konulup mağdurlara dağıtılmalıdır.
Görüldüğü üzere tüm dinlerde yasaklanan bileşik faiz yani tefecilik yasak kılınmıştır. Bu ocakları söndüren vampirlerin milleti düşürdükleri durumlara koymak için devlet buna el almalıdır. Âmâ yasalar bu vampirlerin kan emmelerine, ocakları söndürmelerine engel olamamaktadır. Yasa da;
Tefecilik suçunun cezası şu şekildedir:
Kanun maddesinde suçun cezası, hapis cezası ile adli para cezasının birlikte uygulanması suretiyle düzenlenmiştir. Yani, fail hem hapis cezasına hem de işlenen suçun vahametinin derecesine göre miktarı belirlenmek üzere adli para cezasına mahkum edilecektir.
Bu cezaların artırılıp ceza maddesine tefecilik yapanların tüm mal varlığına el konulur, Mağdurların hakları telefi edildikten sonra kalan mallar devlete geçer şeklinde bir madde konulmalıdır. Helal, doğru ticareti desteklemek içinde yasal birimlerin bilgisi dahilinde yapılan ticaretin konusu, ticarete konu olan malın kazanç ve ödeme usullerine bir düzen getirmek gerekmektedir. Sıkı bir denetim ile ticaret korunmalıdır.
Bankaların gösterdiği tutum tefecileri çoğalmaktadır.
Esnafın, ihtiyaç sahibinin zor zamanlarında yanında olması gereken Bankalar ,insanları tefecilerin kucağına itmektedir. Mevcut bankacılık sisteminin bozuk olması ve bazı bankaların yasal tefeci konumunda davranması da ayrı bir konu olarak karşımıza çıksa da şimdiki konumuzda bankacılık düzeninin değiştirilerek ticareti destekleyen esnafın, ihtiyaç sahibinin sıkıntısını gidermeye yönelik düzenlenmelidir ki tefecilik engellensin. Tefecilik konusunda 100 binlerce mağdurun oluştuğu ülkemizde bu işe el atılması için daha kaç esnaf, ocak, şirket batması gerekiyor. Buradan yetkililere seslenmek istiyorum bu işi artık çözün ocakları söndüren bu tefeci vampirlere bir dur deyin, milleti tefecilerin kucağına atan bankacılık düzenini gözden geçirin ve düzenleyin.
Değerli Dostlar hemşerilerim birbirimize destek olalım, bir ocağın sönmesine müsaade etmeyelim. Milleti sömüren bu tefeci vampirlere pirim vermeyelim, bu vampirler milletin kanını emerek devlette, millette, siyasette pirim gördükçe bunlar daha çok ocağın sönmesine sebebiyet verecektir. Alacaklı olduğumuz insanlara yardım ederek ,güler yüz göstererek doğru yolu göstererek rızkını temin etmesine yardımcı olalım. Bu hem bir ocağın sönmesini engeller hem de size olan borcunu ödeme imkânına kavuşması anlamına gelir. Birbirimize yardımcı olmaktan asla vazgeçmemeliyiz gün gelir yardım ettikleriniz sizin zor zamanlarınızda sizlerin sigortası olabileceğini asla unutmayalım. İyilik Allah rızası için yapıldığında mutlaka mükafatını alırsınız.
Hayırlı bol kazançlı günler dilerim.
9357,24%-0,11
34,57% 0,26
36,28% 0,16
2993,61% 1,07
4956,37% 0,00
Ağrı
22.11.2024