Mehmet KOÇ Yazıyor Bu isimler ilan edildikten sonra, akil adamların yapacakları hizmetten çok heyetteki bazı kişilerin bu misyon için yeterli vasıfları taşımadığı, bunların daha çok siyasi tercihler nedeniyle heyete dahil edildiği, bu komisyonun tamamen hükümet yanlısı olduğu eleştirileri yapıldı. Bu eleştirilerin çok az bir bölümü haklı görülse bile, barış projesinin geneline yönelik olarak yapılan karalamaların iyi niyetli bir eleştiri olduğunu söylemek mümkün değildir. Barış ve kardeşlik sürecinin başarıya ulaşması için arabulucu olarak oluşturulan akil kişiler heyetini, bir nevi bilirkişi ya da toplumda itibar edilen kişiler olarak değerlendirmek çok daha doğru olur. Elbetteki konunun çözümüne yardımcı olmak için seçilen akil adamların tam isabetle belirlendiğini ve onlardan daha uygun kimselerin olamayacağını söylemek yanlıştır. Ancak burada önemli olan meselenin çözümüne yönelik niyet ve iradedir. İktidarda bulunan güçlü bir partinin, bu meselenin çözümü için bazı insanların arabuluculuğunu kabullenmesi aslında, demokratik bir olgunluktur. Yoksa tarafsızlar heyetine sırf istemediğimiz kişiler girdi, ya da neden beni de seçmediler diye akil adamlar listesine karşı çıkmak çok yanlıştır. Yol göstericilik sosyal hayatın her aşamasında vardır. Mahkemeler bile bilge kişilerden malumat almadan karar veremezken, iktidarlar neden bu yönteme başvurmasın ki. Nitekim başbakan Erdoğan, akil insanlar heyeti ile yaptığı ilk toplantıda bu gerekliliğe dikkat çekerek, heyette yer alan bazı sanatçılara ait sözlerden örnekler verdi. Kadir İnanır?ın söylediği ?Gerçek hüner bir lokma ekmeği paylaşabilmektir? Hülya koçyiğit?ın ifade ettiği ?bütün anneler melektir? Yılmaz Erdoğan?ın ?bir yerde mutlu olmanın yolu o yeri sevebilmektir? O nedenle hükümetin belirlediği bilirkişi listesinde resmen yer almamış olsak bile, asıl olan bu meselenin çözümü için elimizden gelen katkıyı sunmaktır. Çünkü hepimiz için önemli olan üzüm yiyebilmek.