Sularımız Gün Geçtikçe Tükenmekte?
Bu satırları size gün geçtikçe tükenmekte olan Su ürünleri sektörünü ve yok olan geleceğimizi kurtarmak adına yazıyoruz. Dünyanın ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren bu konu üzerinde durmanızı, bakanlıklar nezdinde istihdamının artırılması ve mesleki yetkilerinin verilmesi konusunda Su Ürünleri Mühendisleri olarak sesimiz olmanızı sizden rica ediyoruz. Size bazı meslek örgütlerince bastırılmış bir mesleğin içler acısı halini üzülerek aktarmak istiyoruz.
Bildiğiniz üzere balık ve diğer su ürünlerinin insan beslenmesinde büyük önemi ve rolü bulunmaktadır. Özellikle balık eti içermiş olduğu proteinin biyolojik değerinin yüksek olması nedeniyle vazgeçilmez bir besindir. Balık eti aynı zamanda proteininden en çok faydalanılan besin türüdür. ınsan vücudu bu proteinin % 93′ ünden faydalanır. Bu oran kırmızı etlerde ve diğer beyaz etlerde çok düşüktür. Nesillerin sağlıklı beslenmesinde balık ve su ürünlerinin tedarik edilmesi insan sağlığı açısından elzemdir.
Ülkemizde kırmızı et fiyatlarındaki sert dalgalanmalar, kanatlı etinde meydana gelen hastalıklar nedeniyle yurttaşların sağlıklı beslenmesinde başvurdukları en önemli kaynaklardan birisi de balık ve su ürünleridir. Gelişmiş ülkelerde beslenmenin vazgeçilmezi olarak görülen balık ve su ürünlerinin kesintisiz tedariği için devlet tarafından destekleniyor olması konunun önemini göstermesi açısından çarpıcıdır.
Yarım ada olan ülkemiz; sahip olduğu denizel alan, doğal ve baraj gölleri ile akarsuları ile balıkçılık ve su ürünleri açısından önemli potansiyele sahip olup bu potansiyelin değerlendirilmesi için ülkemizde bugüne kadar 20?nin üstünde su ürünleri fakültesi ve 20 civarında su ürünleri meslek yüksek okulu açılmıştır. Bu fakülte ve meslek yüksek okullarının önemli bir bölümü sektörün gelişimine paralel olarak 90?lı yıllarda açılmıştır. Aynı zamanda bir çoğu Ziraat fakülteleri bünyesinde kurulmuş ya da zootekni bölümünden doğmuştur.
Gelişmiş ülkeler balıkçılık ve su ürünlerini yapılan işin doğası gereği, farklı bir uzmanlık alanı olarak benimsemiş ve bunu politikalarına da yansıtmışlardır. Avrupa Birliği tarafından 1983 yılında balıkçılık ve su ürünlerinin yönetimi tarımdan ayrılarak ?Ortak Balıkçılık Politikası? ilan edilmiştir. Hali hazırda Avrupa Birliği?nin dört büyük yapısal fonundan biri Avrupa Balıkçılık Fonu?dur ve sektörü, çalışanların eğitim ve özlük hakları dâhil olmak üzere desteklemekte olduğunu bu vesile ile belirtmek isteriz.
Dünya ticaretine yön veren ve ülkemizin de taraf olduğu Dünya Ticaret Örgütü?nde de durum farklı değildir. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği ticaretini ve devlet desteklerini düzenleyen kurallar tarım ve hayvancılıktan ayrı olarak ele alınmaktadır.
Ülkemiz bir yarım ada olmasına ve balıkçılığın hatırı sayılır miktarda iş imkânı oluşturmasına rağmen resmi ve özel kurumlarda hak ettiği ilgiyi gördüğünü söylemek oldukça zordur. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinin 80?li yıllardan başlayarak Ana Bilim Dalı olarak kabul edilmesi ve fakülteler kurulması mümkün olmuşken veterinerlik mesleği yaklaşık 160 seneden beri saha da hizmet vermektedir.
Teknolojinin de gelişmesiyle, su ürünleri mühendisleri balık hastalıkları ve gıda işleme alanlarında oldukça kaliteli ve nitelikli eğitim almak fırsatını yakalamışlardır. Özellikle hastalıklar konusunda balık ve su ürünleri odaklı olarak çalışarak veteriner hekimlerden çok daha iyi noktada oldukları kuşku götürmez bir gerçektir. Oysa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile diğer devlet kurum ve kuruluşlarında su ürünleri mühendislerinin çalışması gereken alanlarda veteriner hekim, ziraat mühendisi ve gıda mühendislerinin çalıştırıldıkları üzüntüyle gözlenmektedir.
Hali hazırda iş gücü piyasalarında su ürünleri mühendisi payesi almış birçok mühendis iş bulamamaktadır. Öncü olması yolunda beklentilerimizin bulunduğu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), ıktisadi ışbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği?ne balıkçılık ve su ürünleri yönetim sistemlerini anlatan raporlar göndermekte ve personel eksiği olduğunu belirtmektedir. Hal böyleyken, öncü kuruluş olmasını beklediğimiz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız su ürünleri mühendislerinin durumlarını görmezden gelmektedir.
Bakanlığımızdan en büyük isteğimiz, bilimsel kanıtlara uygun olarak mesleki taassupları yıkarak, su ürünleri mühendislerine hak ve yetkilerini teslim etmeleri ve Bakanlık bünyesinde görevlendirmek üzere çok daha fazla su ürünleri mühendisi alımı yapılmasını sağlamalarıdır.
Bu vesile ile altını tekrar tekrar çizerek vurgulamak isteriz ki, su ürünleri mühendislerinin Bakanlık bünyesinde görevlendirilmesi Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü?nün taşra teşkilatlarında Balıkçılık ve Su Ürünleri şubelerinin açılmasına bağlıdır. şubelerin açılması için ise farklı meslek dallarına verilmiş olan yetkilerin bilimsel kanıtlar ışığı altında tekrar su ürünleri mühendislerine iadesi ile olacaktır.
2048 yılına kadar denizlerimizdeki canlı hayata veda etmemek için, Omega 3 gibi çocukların beyin gelişiminde başrolü oynayan eşsiz kaynağımızın yok olmaması için, en önemlisi soluduğumuz oksijenin kaynağı olan denizlerimizin korunmasıyla daha yaşanabilir bir Dünya ve Türkiye için "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde kurulan Su Ürünleri Genel Müdürlüğü", "Avrupa Birliği Bakanlığı bünyesinde kurulan Tarım ve Balıkçılık Hizmet Birimi" ve "Orman ve Su ışleri Bakanlığı"nda; konusunda öğrenim görmüş Su Ürünleri Mühendisleri istihdam ettirilmesi gerekmektedir. Ancak yaklaşık otuz yıllık geçmişi bulunan Su Ürünleri Fakülteleri nin hak ve yetkileri maalesef bu konuda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan ziraat mühendislerine, veteriner hekimlere ve gıda mühendislerine paylaştırılmıştır. Bu sebepledir ki üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin denizel kaynakları hor kullanılmış, balık hastalıklarına teşhisler gecikmiş, su ürünleri denetimleri doğru yapılamamıştır. Aşağıdaki metinde Su ürünleri mühendislerinin istihdamının içinde bulunduğumuz durumda ne kadar önemli bir yer teşkil ettiğini gösteren bilgiler kaynaklarıyla yer almaktadır.
1- Dünyanın 7. büyük tarım gücü olan ülkemizde su ürünleri toplam üretiminin 31. sırada yer alması.
2- Avrupa Birliği uyum müktesebatı içerisindeki balıkçılık sektörünü ilgilendiren 102 mevzuattan incelenen 86 tanesinin yüzde 67 sinin uyumsuz, yüzde 24 ünün de kısmen uyumlu olması.
3- Greenpeace çevre örgütünce düzenlenen aşırı ve kaçak su ürünleri avcılığının önüne geçilmesine yönelik kampanyasında 24.08.2011 tarihi itibariyle Türkiye de 588 bin 457 destekçisinin bulunması.
4- Üç tarafı denizlerle çevrili, zengin iç su kaynaklarına ve ülkemizdeki tarım alanları kadar istihsal alanına sahip olması, 26.3 milyon hektar tarım alanının yanında 25 milyon hektar su ürünleri istihsal alanı bulunması.
5- Ülkemiz potansiyeline rağmen yetersiz su ürünleri mühendisi (514 kişi) istihdam ettirilmesinin yanı sıra sektörle ilgisi olmayan ziraat mühendisleri (8000 den fazla), veteriner hekimler (3000 den fazla) ve gıda mühendisleri (700 den fazla) gibi diğer meslek mensuplarına yetkilerimizin paylaştırılmış olması [5].
6- Denetlenemeyen 28 bin den fazla ortağı bulunan 523 Su Ürünleri Kooperatifinin bulunması, kooperatif büyüklüğüne göre her kooperatifte en az 1 Su Ürünleri Mühendisi bulunması gerekliliği ve talebi, ayrıca kanuna aykırı olarak yapılan aşırı ve kaçak avcılıkların tespit edilememesi sebebiyle doğal stokların tükenmesi, lüfer gibi ekonomik değeri olan birçok türün neslinin tehlikeye girmesi, bununla ilgili yaptırımın sektörle alakası olmayan sahil güvenlik komutanlığınca yapılması
7- Bakanlık ıl Müdürlüklerine bağlı "Su Ürünleri şube Müdürlükleri"nin yapılanma dahilinde kurulması ve hizmete açılması gerekliliği, Belediyelere bağlı balık hallerinin denetleme işlemlerini Su Ürünleri Mühendislerinin yerine Zabıtaların yapması.
8- Su ürünleri/balıkçılık kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve stok tespit çalışmalarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca yapılacak olması
9- Su ürünleri işleme tesisleri ile toptan ve perakende satış yerlerinin, sağlık, hijyen, teknik, çalışma ve altyapı koşullarının denetiminin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca yapılacak olması
10- Ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin %29 luk kısmını oluşturan hidroelektrik santrallerinin işletmeye açılan ve proje aşamasındaki HES sayısının 2046 olması ve dolayısıyla sucul yaşamın korunmasında balık geçiş tünellerinin uygun şekilde yapılması gerekliliği
11- Üniversite sınavlarına giren öğrencilerin Su Ürünleri Mühendisliği meslek grubunun yeterli sayıda istihdam ettirilmemesinden kaynaklı Su Ürünleri Fakültelerini tercih etmemeleri ve sucul kaynaklarımızın korunmasında yetkin personelin devamlı olarak yetişemeyecek olması
12- Ülkemizde su ürünleri konularında eğitim veren kurumlar ile diğer ülkelerin eğitim kurumlarını karşılaştıracak olursak; Türkiye gerek fakülte düzeyinde eğitim yapması ve gerekse mevcut eğitim kuruluşu sayısı bakımından dünyada Japonya?dan sonra gelmesi
13- Son 3 ayın ihracat artış rekortmeni ve son dönemdeki döviz kurlarındaki ?olumlu? gelişmenin de vereceği itici güçle ihracat rekorları kırmaya devam edecek olan Su Ürünleri Sektörünün denetlenebilir olması gerekliliği
Bu sebeplerle başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürlüğü nde; Avrupa Birliği Bakanlığı Tarım ve Balıkçılık Hizmet Birimi nde ve Orman ve Su ışleri Bakanlığı nda Su Ürünleri Fakülteleri nden mezun Su Ürünleri Mühendisliği eğitimi almış personel istihdamı gerekmektedir. Bu konuda hassasiyet göstermeniz ve hakları yenilen bu değerli mesleği korumanız dileğiyle.
Su Ürünleri Mühendisleri
9357,24%-0,11
34,57% 0,26
36,28% 0,16
2993,61% 1,07
4956,37% 0,00
Ağrı
22.11.2024