Mehmet Koç
YETKİLİLER DUYMAZDAN VE GÖRMEZDEN GELSE DE, YA DA GÜNÜ KURTARMAYA ÇALIŞSALAR DA SU SIKINTISI GÖZ GÖRE GÖRE GELİYOR.
Öyle geliyor ki her kes, er yada geç bunu görecek ve de su kıtlığının ne olduğunu ve tehlikesini bizzat yaşayacak. Baksanıza Balık Gölü nerede ise gölete dönmüş duruma gelmiştir.
Bir an için şehir suyunun kesildiğini, mahallelere tankerle su dağıtıldığını, insanların plastik bidonlarla su kuyruklarında saatlerce beklediğini düşünelim.
O zaman yetkililer hemen harekete geçecek, nutuklar atılacak, sanki olay yeni olmuş gibi hemen günah keçileri bulunup anında cezalandırılacak vs vs. Fakat bu günlerin yakın olduğu ve şimdiden önlem alınması konusu, kimsenin aklına gelmiyor.
Öyle her yıl TEMMUZ ayında bir iki gün Gölde, şenlik- festival yapmak ve bunu hizmet reklamına çevirmek, JET SKİ ile göl üzerinde şov yapmak, ne yazık ki su sıkıntısını ortadan kaldırmıyor...
Bilinmesi gerekir ki son yılların en önemli yatırım SU için yapılan hizmettir. O sebeple Ağrı'da görevli yetkililer, hizmet planlaması yaparken mutlaka bir aciliyet sırası belirlemeleri ve ilk sıraya da SU konusunu koymaları gerekiyor. Bir başka ifade ile SU, yaşamsal bir ihtiyaçtır ve gündemin ilk sırasında olmalıdır.
SU gibi hayati bir ihtiyaç orta yerde dururken, magazinsel toplantılar, çalıştaylar ve sempozyumlar yapmak, bunlarla çalışılıyor görüntüsü vermek, SU konusunu ortadan kaldırmıyor.
Her yetkili ve etkili, kendisine yönelecek " SU için ne yaptınız" sorusuna bir cevabı olmalı, bu sorumluluktan nasıl kurtulacağının hesaplarını şimdiden yapmalıdır.
Bakınız, öyle bir zaman gelecek ki yağmur- kar yağmadı, tarım ve hayvancılık zor durumda söylemi yerine, içecek su bulamamanın şikayetleri yükselecektir. Geçtik ot- samanı konu çok ciddi, Su Su Su.
Yıllardır bu konuyu işliyorum. Bırakınız olumlu bir gelişmeyi, bir yetkili çıkıp bu konuda bir açıklama bile yapmadı. Kendi düz mantığımızla ortaya koyduğumuz bazı öneriler hakkında bile yetkililerden bir açıklama gelmedi. Mübarekler sanki bu makamlara tatil yapmaya gelmişler.
Diyorum ki Derecek bölgesinde boşuna akıp giden ve Taşlıçay'da Murat çayına karışan bir su var. Bu suyu bir kanal-tünel vasıtasıyla Balık Gölüne kanalize edin, lakin ciddiye alan yok.
Doğubayazıt'ta gelen su boruları güzergâhtaki köylüler tarafından sabote ediliyor, kıt olan su şimdilerde bile boşuna akıyor, müdahale eden yok.
İnsanın aklına " sahi bu yetkililer su kullanmıyor mu" geliyor.
O nedenle Doğubayazıt'ta suya erişim, endişe verici bir hızla zorlaşıyor ve her geçen gün bu sıkıntı daha da artıyor.
Böylece İlçe nüfusunun da sürekli artmasıyla su kaynakları gün be gün yeteriz hale geliyor. Tabi ki küresel ısınma denilen bela da işin bir başka boyutu.
Binaenaleyh gerek su yatırımları, gerek se Su tasarrufu acilen ve ciddi bir şekilde gündeme alınmalıdır.
Hele hele tarım amaçlı su sarfiyatı, mutlaka kontrollü ve randımanlı bir tarzda yapılmalıdır. Öyle parasını veriyorum istediğim kadar kullanırım deme lüksümüz kalmamıştır artık.
LÜTFEN DİKKAT VE LÜTFEN SU İÇİN İŞ BAŞINA...