SİYASİ SAMİMİYETSİZLİK

SİYASİ SAMİMİYETSİZLİK

Siyasi partiler tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında; muhalefet partilerinin iktidar olmaları durumda nasıl bir politika uygulayacakları net olarak anlaşılamıyor.

Mehmet Koç Yazıyor
Savundukları ya da uygulamaya koymak istedikleri politikalar bir başka parti tarafından yapıldığında veya gündemine getirildiğinde hemen karşı çıkıyorlar. Çünkü onlar için geçerli olan, savundukları politikaların sadece kendileri tarafından gerçekleştirilmesidir.
Cümle alem biliyor ki yaklaşık on yıldan bu yana siyasi partiler, iş dünyası ve bir çok vatandaş yasadışı veya yasal bir şekilde dinleniyordu. BDP ve KCK normal yollardan, başta AKP olmak üzere diğer siyasi partiler ise yasadışı yollarla gözetim altında tutuluyordu.
Bunlar bilinmesine rağmen AKP Hükümeti bu konuda herhangi bir önlem almadı. Çünkü kendisinin de dinlendiğinin farkında değildi de ondan, yoksa dinleyenlerin dumanlarını attırırdı. Tabi ki bu anlayış çok yanlıştı. AKP, bu gün almaya çalıştığı tedbirleri, yapmak istediği yasal değişiklikleri daha o zaman yapmış olsaydı, bu sıkıntılar yaşanmazdı.
Ne vakit AKP de paralel yapı denilen örgüt tarafından yasa dışı bir şekilde dinlendiğini anlayınca, ondan sonra yasal önlem almaya ve fırtına koparmaya başladı. İşin garip tarafı ise, bu zamana kadar dinlenen ve her vesile ile bu konudaki rahatsızlığını dile getiren CHP ve MHP ise, yasadışı dinlemeleri adeta savunmaya başladılar.
Aynı şekilde Özel Yetkili Mahkemelerin varlığı da, BDP hariç, diğer bütün siyasi partiler tarafından destekleniyordu. Çünkü bu mahkemeler, ilk zamanlar daha çok BDP ve KCK için faaliyet gösteriyorlardı. Daha sonra Ergenekon ve balyoz sanıkları da bu mahkemelerde yargılanmaya başlanınca ondan sonra CHP ve MHP bu mahkemelerden rahatsız olmaya başladı ve mahkemelerin kapatılmasını istediler. Kaderin cilvesine bakın ki şimdide bizatihi AKP, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırmaya çalışıyor.
Ne vakit, Özel Yetkili Mahkemeler MİT Müsteşarını tutuklamaya kalkınca, karşılarında bizzat başbakanı buldular ve böylece AKP’nin hedefine oturdular. Şu anda AKP ve BDP, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması konusunda hemfikirdirler. AKP ve BDP bu mahkemelerin kaldırılmasını istedikler için şimdi de CHP ve MHP bu mahkemelere sahip çıkmaya başladılar. Oysaki daha düne kadar bu mahkemelerin aleyhindeydiler.
Görülüyor ki BDP dışındaki partiler, geçmişte savundukları ya da karşı çıktıkları konuları iktidar yapmaya ya da değiştirmeye kalkınca hemen karşı çıkıyorlar. Buradaki amaç doğrusunu bulmaktan çok, sadece iktidarın yapmak istediklerine karşı çıkmaktır.
O sebeple siyasi Partilerdeki bu gibi politik belirsizlikler tamamen ilkesizlikten kaynaklanıyor. BDP ve KCK mensupları yasa dışı dinlemelerle haksız yere hapishanelere tıkıldığı zaman, AKP, CHP, MHP adeta bu tutuklamalara alkış tuttular.
Ergenekon ve Balyoz davaları başladıktan sonra özel mahkemelerin meşruluğu sorgulanmaya başlandı. Öyle anlaşılıyor ki Özel Yetkili Mahkemeler de tıpkı DGM gibi artık tarihe oldular.
Çünkü Başbakan Erdoğan, arkasındaki halka desteğini çok iyi kullanarak yapmış olduğu sert hamlelerle, yerel seçimler öncesinde yargı alanında yeni bir dönem başlatmanın gayreti içindedir.
Seçimden önce diyorum çünkü seçimden sonra ola ki bu günkü mevcut gücünü bulamayabilir. Zira elinde hayli malzeme olduğu tahmin edilen paralel yapı, her an yeni yeni yolsuzluk görüntüleri ya da ses kayıtları yayınlayabilir.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor