Siyasetçilerin veya seçimle iş başına gelmiş yönetici anlamında bütün insanların o görev için verdiği ve yerine getirilmeyen sözlerin, sonrasında bir anlamı, yaptırım gücü olmayacak mıdır? Bunu çok merak ediyorum.

Parti tüzükleri, parti proğramları, eylem planları, kadroları, yapacakları iş önceliklerinin, yetki sonrasında ne önemi var.

Bunların tümü, ilk aylarda bir tarafa atılıp, bambaşka şeyler yapılabilir. Başarı gelsin veya gelmesin, bunlara, sizin verdiğiniz taahhütler çerçevesinde size oy verdik, bunları yerine getirmek zorundasınız diyebilecek bir kişi, kurum, mekanizma veya yaptırım yoktur mudur, olmayacak mıdır?

Toplumda buna hazırlanmıştır. Verilen, söylenen güzel sözlerin bir süre sonra unutulacağını çok iyi bilmektedir. Bunu kanıksamıştır. Hesap soracak, denetleme yapacak kurumlardan, en başta kendisi korkmaktadır. Hizmet için göreve talibim diyen yöneticiye, içinden, tebessümle hadi ordan yalancı denmektedir.

Bir gümüş yüzüğün, iki olması halinde bilinki, bu haksız kazançtır denilen yerde, Karun hazinesine dönen varlık için vatandaşlar, toplumsal suskunluk sözleşmesi imzalamış gibi duyarsız davranmaktadır. İktidara yakın olanlar, nemalanıyor, uzak duranlara sefalet nasip oluyor. Bu arada Ülke ve toplum sürekli geriliyor, ekonomik dengeler, tabiatın dengesi, toplumsal yapı bozuluyor. Beyin göçü başlıyor. Eleştirmek, akıllı olmamak olarak algılanıp, kafayı yemekle bir tutuluyor.

Mesela “Temmuzda uçuyoruz” diyen yöneticiye, ağustosta “ya ne uçması, düştük” diyen kimse çıkmıyor.

Çıksa bile yönetici, kuzey rüzgârlarından veya göçmen kuşlardan bahsediyor, vatandaşta “haaa” diyor. Yetmediyse, durumu bastırmak için daha önce yanlışlığı (şahidin sürülmesi pahasına) kanıtlanmış savları tekrarlamak yoluna gidiliyor. Toplumsal hafıza yok sayılıyor. Çünkü bunun çok zayıf olduğunu kendisi iyi biliyor.

En ağır eleştirileri yapanlar, iktidara birazcık yaklaştırdığında, en büyük destekçisi konumuna yükseliyor. Fikrin, ilkenin, duruşun hiç bir önemi kalmıyor. Ayrıca hiçbir nimetten faydalanmayan gariban, inancından dolayı yeni söylenen her şeyi kabul edip, aşırı savunucu konumuna geçiyor.