DAHA
Terini silersin
Yoklukluklar içinde
Alıp götürür emeğini
Neoliberalizmden esen rüzgar
Gözyaşlarını dindirecek
Dingin bir yürek umarsın
Geçerken alaylar marşlar
Kendi yazıtını okursun
Ölümüne methiye düzerler
Bilincin titrer
Titrek sözcüklerinle
Varlığın da yokluğun da
Bir anlamı var
Anlam bağlamdadır
- Tinin bağlam tenin anlam-
Sahip olduğun yalnızca
Olduğun sensin
Ve ateşleyen
Bu nedenle ateşlenen
Kitaplarındır
Direnişinin gücüdür sevdan
Ormanları da yaktılar
İnsanları da yarınla
Küllerinde Anka kuşudur zaman
Turnalar gidiyor
Mevsimsiz göçebeliğini anımsatarak sana
Kalsın martılar
Denizi getirirler
Dalgalansın ufukta şafak
Ey yaralı düşlerin onarıcısı
Yıkma öyle gözlerini
Gök yıkılır yoksa
Çatma kaşlarını
Çünkü çatılmıştır
Darağaçları
Sen ve ben
Çatısını kuracağız daha
Sınırsız yeryüzünün
HÜLYA KÖKSAL
…………………………………….
SESİMİ DUYAN VAR MI
Bir fırtına öncesi sessizliğiyle
İniyordu gün
Evlerin caddelerin üstüne
-Sessizlik çok şey anlatır
Dinlemesini bilene-
Doğadır evimiz bizim
Nasıl da talan ediyor evimizi
Mahirleştikçe vahşilen ellerimiz
Gerçeğin üstünü örttükçe
Olacak olanı görmezden geldikçe
Ölümümüzü dokuyoruz
Ne de güzel oynuyoruz üç maymunu
Toprağı suyu havayı alıp satıyoruz
Canlar pahasına
Kirlerimizi hangi nehir temizler ki
Efendi sandıkça kendimizi
Yabancılaşıyoruz doğamıza doğalımıza
Rant kavgasında
Obur hırslarımızda
Sömürdükçe sömürüyoruz doğayı
Doğaya karşı utku kazandıkça
Kaybediyoruz var olma nedenimizi
Nar çatladı
Toprak çatladı
Yürek çatladı
Sesimi duyan var mı
Hiçbir şey yazgı değildir
HÜLYA KÖKSAL
……………………………………………………………
BİZ AKTIK BİRBİRİMİZE
Kökün gücündedir gövdenin görkemi
Düşlerin gövermesidir gövdenin muştusu
Her zaman yatağını bulur su
Sevdamız gibi
Ay güneş mavi sinmiş içimize
Çünkü olanaksızın gerçeğidir sevgimiz
Soyunduk bütün verili olanları
Soyutladık kendimizi bilinenlerden
Somutlaştı bilinmeyenler
Kendi sesimizi bulduk
Uslanmaz tenimizde dingindir tinimiz
Yitirdikçe öğrendik birbirimizi bulmayı
Karıştı köklerimiz birbirine
Derinlerine indikçe yaşamanın yüreklendik
Ağlamayı da bildik gülmeyi de
Acıyı göze alamayan sevinci tadamaz
Yüreğe dokunmayan yaşama dokunamaz
Kent ve gece tüm hoyratlığıyla akadursun
Biz aktık birbirimize
HÜLYA KÖKSAL
……………………………………………………………….
DIŞA VURUMSUZ
Ortak söylenir türküler
Aynı umudun sofrasında
Kahkahalar çocuk tebessümler yaşlı
Dokunur yaşamlar renksiz ve desensiz
Şafaktan guruba kadar alın teri
Şarabın kırmızına meze sunulur
Kentler ölülerin kemikleri üzerindedir
İçine çekilmiş evlerde dışa vurumsuz acılarla
HÜLYA KÖKSAL
…………………………………………………………………..
GEL
Ay vaktiydi yürüdüm kumsalda
Ürperdim sesinin dalgasından
Uzattım melankoliyi
Sınayarak yüreğimi
İğde ağaçları mıydı
Sen miydin uzayan gölgemde
Kanmadım sana
Bir düşe uydum
Kanmadım sana
Susuzluğumda sen vardın
Gizledin kendini
Çözülmez bilmeceler içinde
Yaşam yapbozumda eksik olandın
Gündelik övünçler
Asırlık yalanlar sürmesin
Ve sevdamız olgunlaşsın diye
Sana uyandım
Korkulara yuvalanmış kent
Sinmiş içine
Karışmış saban izi tekerlek izine
Ören yerlerinin acısı sızar
Umudumun en hassas yerine
Bir umudum kaldı sende
Girdaplı duygular yaşadım
Yerleşikliğimin içinde kaldım
Özendim turnalara
Gecenin içinden geçsem
Ulaşır mıyım sana
Gel
Soyalım yalnızlığın katmanlarını
Yüzgörümlüğü bir aşkı
Taşıyalım insanlığa
HÜLYA KÖKSAL
……………………………………
EN GÜZEL YANITIM HAYATA SENSİN
Kahkahalar azaldı evlerde
Hızla yalnızlaştı sofralar
Uzaklaşıyor insan insandan
Tozunu aldım anıların
Zaman yetmiyor seni anımsamama
Uçurumlar büyütme aramızda
Sözden medet umdun
Kaldı eylemin boynu bükük
Bilinmeyen bir dilmiş aramızdaki
Öykümüz yarım kaldı
İçinin labirentlerinde
Çok boyutlu seni ararsın
Yönün ben değilim ki
Yolun ben olayım
Kararsız ve çekingen olmasın adımların / sesin
Yürekli dokunuşunun yoldaşıyım
Uzam ve zamana tutsak olmayan
Bir sevda büyütürüm
Herkesleştikçe bana yabancı olursun
Muskalar fallar damgaların
coğrafyasında
Kilitlenmiş hayat
Sonsuza dek sorulara yazdım kendimi
Kampların geçitlerin içinden
En güzel yanıtım hayata sensin
HÜLYA KÖKSAL
………………………………………………………………..
ÇOCUKLAR GEÇİYOR İÇİMİZDEN
Kadehte efkar
Fincanda ferahlık
Yaşam efkardan ferahlığa
Ferahlıktan efkara
Gidiş değil mi
Doldur şimdi içini
Dök dışına
Yaşam sevdaya hükümlü
Bazı insanlar genişletir gökyüzünü
Engelsiz dokunuşlar gözlerinde
Duyuları hep açık yaşanana
Çocukla çocukturlar
Çiçekle çiçeklenirler
Yeşilin ve mavinin her tonunda
Bozguna uğratırlar eşkıya yalnızlıkları
Yaşam bezenir aşkla
Hiç hiçe ne anlatır
Çok azdan büyük müdür
Kaya çakıl taşı kum
Ne söyler insana
Anlamak için dünyayı
Kavramak için anlamı
Yüreğiyle düşünen
Bırakmaz akışına zamanı
Tek bir gözyaşı ağlatmalı tüm dünyayı
Hadi biraz yer değiştirelim
Fosilleşmeden duygu
Bak hüzünden örülmüş gece
Bir kadeh dalıp gidene
Bir fincan uykuda kalana
Çocuklar geçiyor içimizden
Genç gülümsemelere ne kaldı
Kısmayın ışıkları sesleri
Aydınlık türkülerin yürüme zamanı
Yaratan yalnızlığımızlayız ki
Durdururuz intiharı
HÜLYA KÖKSAL
………………………………..
KARANFİLLERİ BÜYÜTÜYORUM AŞKINLA
Sen şimdi oradasın ya
Dili geçmiş zamanlı
Ben buradayım işte
Gelecek zamanlı
Dağıtıyorum saçlarımı düşsel rüzgarınla
Dinliyorum El Condar Passa'yı
Çiçeklenir şarkılar da şiirler gibi
Gözlerin ırakta ne söyler şimdi bana
Aynı yanılgıların karmaşasında
Aynı hiçliğe uyanmak sensizlikle
Ayrı bir ölüm bu yürekteki
Durmadan dokuyor boşluğunu
Gelincikler kırmızısını versin dudaklarıma
Aşılıyayım kendimi kartal bakışına
Onulmaz mıdır sevda mavide
Yaşanmış olan silinmez yürekten
Yüreğindeyim
Anımsamak istersen dokun yüreğine
Şarapta derinleşir yalnızlığım
Sigaram biter soluksuz
Çağırsam martıları konarlar mı avuçlarıma
Ellerin gibi
Denizsin sen
Denizi getirirler mi bana
Sesini sesimle öpsem
Tinim tininle örtüşür mü
Ay geçiyor anımsatarak seni
Hüznümün üstünden
Şiir mi aldanma
Aşk mı yanılsama
Seviyorum
Gerek yok nedene
Sende kendimi buldum
Kendimde tüm evreni
Karanfilleri büyütüyorum sevinle
HÜLYA KÖKSAL