Türkiye'ye Gelen Suriyeli ve Afgan Sığınmacılar, Bölgesel Dinamikler ve Suriye'deki Küresel Oyuncuların Hesapları çok çetrefilli. Aylin Bebeğin Acısı ve Kaçak Göçmenlerin Dramı ise, işin bir başka boyutu.
Aylin ismi, Türkiye'de ve dünya genelinde göçmenlerin dramını ve insanlık dışı koşullarını temsil eden bir sembole dönüşmüştür.
Aylin, 2015 yılında Bodrum sahillerinde karaya vuran bir mülteci teknesinin en genç ve en savunmasız yolcusuydu. Beş yaşındaki bu küçük kız çocuğunun cansız bedeni, göçmen krizinin insan boyutunu ve aciliyetini dünya gündemine getirdi.
Aylin'in trajik ölümü, göçmenlerin yaşadığı zorlukların sadece bir yüzüdür. Dünya genelinde milyonlarca insan, çatışmalar, zulüm, ekonomik sıkıntılar ve çevresel faktörler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmaktadır. Bu insanlar, daha iyi bir yaşam arayışında, dolayısıyla sık sık tehlikeli yollara başvurmak zorundadırlar.
Aylin'in hikayesi, sadece bir çocuğun trajik ölümünü değil, aynı zamanda uluslararası toplumun göçmen krizine verdiği tepkiyi de vurgulamaktadır. Bu trajedi, göçmen hakları savunucularını ve insani yardım kuruluşlarını daha fazla çaba göstermeye ve göçmenlerin insanca yaşama hakkını savunmaya yetiyor
Son yılların en büyük insani krizlerinden biri, Suriye ve Afganistan'daki iç savaşlar nedeniyle milyonlarca insanın Türkiye'ye sığınma talebiyle sonuçlanmıştır.
Bu sığınmacı dalgası, sadece insani boyutlarıyla değil, aynı zamanda Türkiye, İran, Rusya, ABD ve Kürtler gibi önemli bölgesel ve küresel aktörler arasındaki karmaşık ilişkileri de etkilemektedir.
Kabul etmek gerekir ki Türkiye, Suriye'den ve Afganistan'dan gelen sığınmacılara büyük bir insani yardım ve geçici koruma sağlama çabaları göstermiştir.
Ancak bu sığınmacıların varlığı, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve güvenlik dinamiklerini ciddi bir şekilde etkilemiştir.
Suriye'deki durum, İran, Rusya, ABD ve Kürtler gibi önemli aktörler arasında karmaşık bir oyun alanı olmuştur.
Bunların her biri farklı çıkarlar ve stratejilerle Suriye'ye yaklaşmaktadır.
İran ve Rusya, Suriye'deki mevcut hükümeti desteklerken, ABD, muhalif grupları ve Kürtleri desteklemiştir.
Bu farklı yaklaşımlar, Suriye'deki çatışmanın karmaşıklığını artırmıştır.
Türkiye'nin Suriye politikaları, sığınmacı krizi ve bu beş büyük aktörün stratejileri arasında bir denge sağlama çabasını yansıtmaktadır. Muhalefet partilerinin nerede ise tamamı, politikalarını Suriyeli göçmenlerin kısa sürede yurtdışı edilmeleri üzerine kurgulanmış.
Ak Parti ise, daha insani bir politika izleyerek hem sığınmacıları korumak hem de Suriye'deki istikrarsızlığı ele almak için çaba sarf etmektedir.
Çünkü sorun çok büyük, onun için de bu sorunların çözümü için bölgesel ve uluslararası işbirliği büyük öneme sahiptir.
Unutulmaması gerekir ki Suriye'deki durum, sadece bölgesel değil, tüm dünya için bir güvenlik tehdidi oluşturmaya devam ediyor.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
21.11.2024