Ne zaman erivan radyosu dinlesem aklıma çocuklugum gelir
ne zaman ben seni dinlesem aklıma dogubayazıt takılır
senin doğup büyüdüğün topraklar gurbet olur kılamlarında,,,
hüzünlerim dogduğun yer dogubayazıt,a bakar bakar ağlarım...
Koma Dengê Azadî,Koma amed,ve çarnewa,ya uzanan kılamların öyküsü…
Serhat karakaş, çalışmalarına 1988 yılında Koma Amed adıyla başladı. İlk albümleri “Kulîlka Azadî”1990’da yayınlandıktan kısa bir süre sonra gençlerin ilgisini çekti ve büyük beğeni topladı. Kürt müziğinde geleneksel kalıpların aşılmaya çalışıldığı bu dönemde Grup, Kürt müziğindeki bazı temel formların melodik, vokal ve ritmik özelliklerini yeni tarzlarıyla buluşturmaya özen gösterdi.
1994 yılında toplumsal sorunlara karşı duyarlılığı ön planda olan protest nitelikli besteler ile geleneksel eserlerin yeni versiyonlarından oluşan “Agir û Mirov”u yaptılar. Takip eden üç yıl içinde deneysel çalışmalarını detaylı bir biçimde sürdürdüler ve 1997 yılında “Dergûş”u yaptılar. Serhad ve Botan bölgelerinden derlenen geleneksel eserlerin yeni bir düzenleme anlayışı ile ele alınması, aynı zamanda büyük riskleri de taşımaktaydı kuşkusuz. Sonuç gayet başarılı oldu. ”Dergûş” tüm riskleri aştı ve modern Kürt müziğine yeni ufuklar getirdi. Kürt müziğinde üstlendikleri misyondan, halka ve sanata olan sadakatlerinden taviz vermemelerinden ötürü yurt dışında yaşamak zorunda kalan Serhat, Memo ve Süleyman, Koma Amed içinde yer almaya devam edemediklerinden dolayı, aynı toplumsal kaygıyla Çar Newa adıyla yeniden yapılanıp çalışmalarına devam ettiler.
Çar Newa’nın ilk albümü olan Sî, Kürt müziğinin belirgin özelliklerinden yola çıkarak, farklı kültürlere mensup insanların kolayca benimseyecekleri bir düzenleme anlayışı ile hazırlandı. 2003 yılında Mak adlı albümlerini yayınladılar. “Ana, kaynak” anlamına gelen “Mak” albümünde, geleneksel Kürt ezgileri otantik enstrümanlar ile modern bir alt yapının birlikteliğiyle sonulmuş. Albümde Aram Dikran’ın bir bestesi dışında gleeneksel Kütrt ezgilerinden oluyor. Bu, enstrüman seçiminden repertuvara kadar her alana yansıyor. Albümde yer alan “Bukê” isimli eser, Sezen Aksu tarafından da seslendirildi. Şarkı yaşlı bir adamla evlendirilen bir genç kızın trajedisinin anlatıyor. Son olarak da 2007 yılında Ziz adlı albümle dinleyicilerine tekrar merhaba dediler. Tonmaister’ını Nail Yurtsever, Mix”inin Merdan ve Metin Kalaç’ın yaptığı “Ziz”, “Hemamê”, “Şimik Reş”, “Çimenê”; “Almast” ve “Zeynebê” adlı geleneksel parçaların yanı sıra, Kürt sanatçı Ahmet Kaya’ın “Arka Mahalle” adlı şarkısının Kürtçe versiyonu da yer alıyor..
Bir dip not derlediğim biyografi yazıları internet ortamında yanınlanmış yazılardan ve belgelerden faydalanarak derlenmiştir bu yazıları tek bir biyografi haline getirmeye çalışıyorum bundan dolayı derlemeye katkısı olan tüm yazar ve okur arkadaşlara teşekkür ederim...
AYDIN ORAK- ANF-İSTANBUL (30.03.2007)- Başta Koma Dengê Azadî, ardından Koma Amed ve şimdi Çarnewa’da müzikal hayatını sürdüren Serhat Karakaş, sıra dışı tarzı ve sahne performansıyla her zaman kendisinden müzik otoritelerince bahsettiriyor. Newroz programı için Türkiye’ye gelen sanatçı, yeni çıkan “Yeni, deneysel, olgun ve müzikal altyapısı güçlü bir albüm” diyor. Ahmet Kaya’nın “Arka Mahalle”(Taxa Jêrê) şarkısını “Zîz” albümünde Kürtçe okuyan ve “Onun vasiyetini yerine getirdim” diyen Karakaş’la yeni albümü, Kürt müziğinin gelişim sancıları ve sorunları, sosyal siyasal olguları konuştuk.
- Çarnewa’nın kendisine özgü bir tarzı var mı, değişik enstrümanları bir arada kullanıyorsunuz…
- Yıllarca bu işi yapıyorum, bu işin bir ismi yok. Dünyada birçok müzikal gelişme var, bu gelişmeler bir süre sonra endüstri haline geliyor ve diğer ülkelere yayılıyor. Caz, pop, rock, bluss bunlar kendi coğrafyalarında doğmuş ama sonra diğer coğrafyalara açılan birer tarz olmuş. Fakat bizim yaptığımız şu; İçinde Kürt motiflerini taşıyabilmek. Dünyadaki tüm gelişmelerin kullanım şekli diyebiliriz buna. Çünkü yıllarca yaptığımız şarkıların bazıları rock, bazıları etnik normunda. O yüzden yaptığımız tüm şarkılarda farklı denemeler var. Bunları yaparken çok sıradan bir rock tarzında değil de Kürt motifi, Kürt tadını da taşıyan şarkılar yapabilmek… Bu durumda ya enstrümanda ya da ses ve kendi yorumumuzu kullanıyoruz. Makamları değiştirmemeye çalışıyoruz. Bütün bunları yaparken bir süre sonra dünyanın dinleyebileceği bir tat alıyor. Bugünkü Kürt müziği icra eden müzisyenler, çok da dünyanın dinleyebileceği kapasitede eserler üretmiyorlar. Kürt müziğini bir bütün olarak düşünmek lazım. Dünyaya açılması için sadece Çarnewa ve ya başkası yetmiyor. Birçok müzisyenin bu konuda çalışma yürütmesi lazım. Bu konuda çaba sarf etmesi lazım ve kolay da değil. Çarnewa da öyle bir şey. Tek avantajımız tüm grup elemanlarının folklordan gelmesidir.
- Birçok Kürt sanatçısı, “Bizim bir tarzımız yok ve olması gerekmiyor” diyor. Sizin de öyle mi?
- Aslında tarzım yok demek, kimliksiz müzik yapıyorum anlamına gelmiyor. Dünyada her müzik tarzını yapan var. Ama Kürt müzik piyasasında insanların benim tarzım yok demesinin tek sebebi müziğin kendilerinin yapmamasıdır. Kendi müziğini yapan çok az sanatçı var. Bunlar, Çarnewa, Mikail Aslan, Metin-Kemal Kahraman ve Kamkar gibileridir. Diğerleri ise ya Türk ya da başka kişilerle çalıştıkları için onlar yapıyorlar. Yani aranjör hangi tarzda yapıyorsa öyle oluyor. Benim tarzım yok demesinin nedeni de oradan geliyor. Eğer kendileri yapıyorsa kendi müziğini tarif edebilir bizim gibi. Ben şimdi tüm albümlerimiz ile ilgili her şeyi sahiplenebilirim, çünkü hepsi grup üyelerinin yaptığı müziktir. Tabi herkesin öyle olma zorunluluğu yok, fakat ne yaptığını bilmesi lazım. Bizim en büyük handikaplarımızdan bir tanesi de şu; arabesk yaptığı halde, bu benim yaptığım Kürt halk müziği diyor olması. ‘Arabesk yapıyorum’ derse, hiç kimse bir şey demez ve hiçbir tartışma çıkmaz. Ama yaptığı müziğe Kürt müziği dediği zaman problem oluyor. Bu çok büyük bir iddia ve isimlendirmedir. Eğer yaptığın şey yanlışsa, başkalarını da yanlış yönlendirmiş olursun.
- Müziği icra ederken sizin için öncelik olan şey nedir? Yani kimlik mi yoksa müzik mi?
- Çarnewa’dan bahsediyorsanız, Çarnewa ayrı bir konsept. Çarnewa müziğini ben yapmıyorum. Bizde Merdan var, müziğimizi o yapıyor. Bizim grubun bir özelliği var. Biz daha çok müzik yapıyoruz. Daha çok halk türkülerini okuyoruz.
- Kürt müziğinde “söz” olgusu hala köylerle ve köy yaşamıyla ilgili, müzik ise şehir müziği. Bu iki unsur arasında nasıl bir paralellik kuruyorsunuz?
- Kürtler kentleşmeyi doğru dürüst yaşamadılar ki, şu an kent müziği dediğimiz şey popüler arabesktir. İlk dönemlerde bizim müziğimizdi şehir müziği. Agirê Jiyan, Koma Amed, Metin-Kemal hem popüler olandı, hem de kent müziği icra ediyordu. İstanbul’da yapılan müziğin hepsi birbirine benziyor ve hepsi arabesk. Kürtlerin toplumsal olarak yaşadığı aslında arabesk kültürdür. İstanbul çok göç alan bir şehir, umutsuzluğun şehri. Göç edenlerde birden şehir kültürüne kapılıyorlar. O ara dönemi yaşamıyorlar. Bence Kürt müziği en kötü yıllarını yaşıyor. Hatta Kürt kültürü de aynı durumda diyebilirim.
- Yeni albümünüz “Zîz”e gelelim. Bu albümü diğerlerinden ayıran ne? “Zîz” biraz deneysel bir çalışma gibi mi?
- Aslında bu albümü eline ilk alan “aa bu ne” diyeceğini biliyordum. Çarnewa deyince böyle ritmik, halay şarkıları bekliyor insanlar. Ama artık bıktım. Çünkü insanları bir yere götürmediğimize inanıyorum. Örneğin Çarnewa deyince insanlar el ele tutuşup bekliyorlar. Bunlar halay parçaları söyleyecek, bizde oynayacağız diyorlar. Bir süre sonra insanlara dinleme kültürü oluşturmadığını görüyorsunuz. Bu insanlar beni özel konserlerime gelip, oturup dinlemiyorlar. “Zîz” albümündeki müzikal anlamdaki deneysel çalışmalar, diğer albümlerimizden çok daha iyi olduğuna inanıyorum. Biz yeni şeyler öğreniyoruz. Ağır şarkılarımız çok bu albümde. Yeni albümde “Zeynebê” şarkısı dışında ritmik şarkımız yok.
Bu albümü yaparken insanlar ne diyecek diye bir kaygımız olmadı. Bir albümü ilk başta kendim için yapıyorum. Burada 7-8 kişinin emeği var. Müzikal anlamda Merdan aranjörlüğümüzü yapıyor. Herkes kendi işini çok profesyonel bir şekilde yapıyor. Kürt müziğinde Kürtçe şarkı sözü yapan insan hayatını kazanamaz. Örneğin bir Kürt müzik eleştirmenimiz yok.
- Çarnewa’nın çalışma stili nasıldır? Grup elemanlarının bir kısmı Türkiye’de bir kısmı Almanya’da…
- Ben ilk Koma Dengê Azadî’de müziğe başladım. İki albüm yaptık. Sonra Koma Amed’e geçtim. Merdan’la başka bir grup kurmuştuk. Şuan grubumuzda bir tek Süleyman bazı nedenlerden dolayı Türkiye’ye gelemiyor. Buradaki iki arkadaş da grupta çok faal ve belirleyici durumda olan arkadaşlar değil. Çoğunlukla derleme ve beste katkılarıyla bize destek sunan arkadaşlardır. Onun için çoğu şey ben ve Süleyman üzerinden gidiyor. Ayrıca üç tane Almanya’dan grup elemanımız var.
- Yıllarca birçok grupta çalıştınız, her katıldığınız grupla da çok iyi çalışmalar yaptınız. Siz tek başınıza bir sanatçı olarak sahneye çıkmayı düşündünüz mü? Ve ya bir solo albüm…
- Ben paylaşmayı seviyorum. Gruplarla çalışmayı severim. Ama bir albüm yapmak istiyorum. Sevdiğim şarkıları; Şivan Perwer, Ciwan Haco, Nizamettin Ariç ve ya belli folklorik şarkıları bir albümde okumak istiyorum.
- Ahmet Kaya’dan “Arka Mahalle” şarkısını Kürtçeye çevirip okumuşsunuz. Bu fikir nereden geldi?
- Yıllar önce Roj TV’de “Sêla Sor” programında diyordu ki, hayalimde bir gün Kürtçe şarkı söylemek var. O programı dinlediğimde Ahmet Kaya’ya yardımcı olmam gerektiğini düşündüm. Çünkü Ahmet Kaya bizi çok beğeniyordu. Tanışıklığımız vardı. Bu istediklerini gerçekleştirmeden yaşamını yitirdi. Ben bunları bir vasiyet olarak aldım üstüme. Eşiyle de konuştum, o da çok sıcak karşıladı. Hatta daha önce bir konsept halinde düşündüm. Ve dedim tüm Kürt sanatçılarını Şivan Perwer, Ciwan Haco herkes dahil, Ahmet Kaya şarkılarını Kürtçe’ye çevirip okumak… O zaman o projeme sıcak bakılmadı. Sonra dedim ben bu şarkıyı okuyacağım ve kendim yapacağım. Bu işlerin çokta kullanılma taraftarı da değilim.
- Kürt müziği dünyaya açılamamasının nedeni ne sizce?
- Bizim ilk önce yapmamız gereken şey, kendi alanımızdaki sorunları gidermek. Kürt müziği piyasasında, politikasında, MKM’lerde, Kom Müzik’te, ilk önce bu problemleri giderirsek hiç kimsenin ihtiyacı kalmayacak. Biz eskiden herkes MKM’lerde çalışsın istiyorduk. Ama bir gerçeklik var ki MKM bu kadar kişiyi taşıyamaz. Artık özel durumlar ve çalışmaların da olması gerekiyor. Bu bir gerçeklik ve zorunluluktur. Sanatçıyı örgütlemek yerine sanatı örgütlemek lazım.
Bostano
Her bostano bostano her bêlo, bêlo, bêlo
Her bostano bostano
Kî dibê gundo
Kî dibê şindo
Kavirê gurî
Gîskê hile
Mişkê aşa ne di male
Her bostanê xiyara, her bêlo, bêlo, bêlo
Her bostanê xiyara
Kî dibê gundo
Kî dibê şindo
Kavirê gurî
Gîskê hile
Mişkê aşa ne di male
Xalis lawê dostano, her bêlo, bêlo, bêlo
Xalis lawê dostano
Kî dibê gundo
Kî dibê şindo
Kavirê gurî
Gîskê hile
Mişkê aşa ne di male
Gotin û Mûsîk: Gelêrî
Herêm:Serhed(Bazid)
Berhevkar:Serhat Karakas
BİR DİP NOT : Derlediğim biyografi yazıları internet ortamında yanınlanmış yazılardan ve belgelerden faydalanarak derlenmiştir yayınladığım biyoğrafileri "YÜZÜMÜN AK YÜZLERİ" adlı Kitabımda yayınlıyacağım bundan dolayı derlemeye katkısı olan tüm yazar ve okur arkadaşlara teşekkür ederim..
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
22.11.2024