Tarih: 09.07.2012 00:00

Sel Yatakları Tehlike Saçıyor

Facebook Twitter Linked-in

Sel Yatakları Tehlike Saçıyor


        Geçtiğimiz ay ilçemizde yaşanan sel felaketinde 5 yaşındaki Selvi Tanrıkulu sel sularına kapılıp hayatını kaybetmiş, yürekleri dağlamıştı. Zaman zaman yaşanan bu tür felaketlerde ateş düştüğü yeri yakar misali ?küçük Selvi de? Tanrıkulu ailesi ve ilçemiz için unutulmaz bir acı ile geride kalırken, tedbirsizliğin nelere mal olduğunu ve olmaya devam edeceğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.. 


        Geçen hafta Samsun?da yaşanan sel felaketi ile doğal dere yataklarına inşaat yapmanın ne kadar sakıncalı olduğu yeniden gündeme geldi. Bu felaketler, genelde bilinçsizce ve pervasızca doğal dere yataklarına inşaatlar yapılarak, sel sularının tabii yatakları yok edilerek, büyük maddi ve manevi zararlara neden olmaktadır.


        Bu tür sel felaketleri ılçemizde, Samsun?da veya felaketlerin yaşandığı her yerde, bin nasihatten daha iyi bir mesaj niteliğindedir.. Görünür ve görünmez felaketlerin önüne geçmek elbette ki mümkün değildir. Ama orta yerde bir gerçek vardır. Tedbirsizlik, ihmal ve doğaya karşı pervasızlık sınırsız bir hal almıştır.. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, felaketin faturasını sadece doğaya çıkarmak çok haklı bir gerekçe olamaz...


        şimdi eğri oturup doğru konuşmak ve bu felaketten ders çıkarmak gerekir. Sel yatakları her gün sularla dolup taşan dereler değildir. Zaman zaman yağışların meydana getirdiği doğal sel yatağıdır. O bakımdan bu yatakların, ne zaman ve ne miktarda sel suları ile dolacağını bilmek mümkün değildir. Bu sel yataklarının zamanı bilinmeyen yağış ve oluşan sellere engel teşkil etmeyecek ölçüde rahat olması, kapatılmaması ve bu alanlara inşaat yapılmaması gerekir.


        Hemen hemen her yıl çeşitli yerlerde yaşanan sel felaketleri ile dere ve sel yataklarında bulunan yerleşim merkezlerinin nasıl risk altında olduğu tartışılır. Sellerin verdiği zararlar görülmesine rağmen bu alanlarda tedbir ve ıslah çalışmalarının çok zayıf oluşu tartışılması gereken önemli konulardandır.


        Çok sayıda can ve mal kaybına yol açan felaketlerden sadece etkilenen yöreler değil, bütün yerleşim merkezleri ders çıkarmalı, yıllar sonra bir gün mutlaka, mevcut sel yataklarının dolup taşacağı hesabını yaparak, tedbir alınmalı ve planlama yapılmalıdır.


        Bütün bu felaket ve örneklerden sonra, sel yataklarının bir an önce ıslahı ile yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemesi gerekir..


        Sel yataklarının kapatılması, köprü ve menfezlerinin küçük tutulması veya bakımsız olması son yaşananlarda görüldüğü gibi, felaketin boyutunu çok arttırmaktadır.


        Netice olarak, Taşkın Koruma Projeleri geçmiş on yıllar öncesinin su debisine göre yapılmalı, bu uygulamalarda verilen tavizlerin ağır faturası olduğu unutulmamalıdır.


        Doğubayazıt?ta zaman zaman yaşanan, can ve mal kayıplarına neden olan, ilçe merkezinden geçen iki sel yatağı ile bazı köylerdeki sel yatakları tedirginlik ve korku yaratmaya devam etmektedir.  Her ne kadar bu felaketlerin yaşanmasını müteakip yetkililerce yapılan açıklamalarda tedbirler alınacağı açıklanıyor olsa da, sonradan ciddi tedbirler ve uzun vadeli yatırım programları yapılmamaktadır.

        O bakımdan, felaketin ne zaman geleceği bilinmez.. Yeni acılar yaşanmaması için sel yataklarının bir an önce esaslı bir yatırım programı ile ıslahı ve bundan böyle sel yataklarında yapılaşmaya taviz verilmemesi gerekir? -Erhan BAYDAR-



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —