ALİRIZA AYDEMİR YAZIYOR İlk önce Üniversitenin kapısından girince başladı sorunlar kapıda güvenlik görevlisi içeri giremezsiniz bu toplantı halka veya sivil toplum örgütlerine açık değil sadece Üniversitelilere mahsup bir toplantı dedi,neyse basın kartımız imadadımıza yetişti ikna edip girdik, güvenlikci siz buradan geçtiniz ama konferansın bulunduğu kapıdan sizleri almayacaklar dedi. Konferansın bulunduğu kapıya gelince bayağı öğrenci katılacak dedim arkadaşlara kalabalığı görünce.zorda olsa salona girdik gayet nazikane bir görevli bizleri karşıladı ve yer gösterdi ama salonda in cin top oynuyordu yanımızda oturan bazı öğretim görevlileriyle sohpetten sonra dişarı çıkma ihtiyacı hissettim ,dişarı çıkınca birkaç öğrenciye neden salona girmediklerini sordum abi dedler yönetim isim listesi vermiş salona o isimler ancak girebiliyorlar,peki hangi kriterlere göre bunu yapıyorlar , belkide siz muhalifsiniz ondan böyle bir ihtiyaç duydular , yok abi dediler biraz giyim birazda tip önemli dediler biz nerde muhaliflik nerde. Belkide üniversite yönetminin bildiği bir şeyler var yoksa niye böyle bir şeye baş vursunlar dedim arkadaşlara ,ve içeri girdim biraz bekledikden sonra sunumu yapan bir görevli , soru soracak olan arkadaşlar yazılı olarak yapacaklar ve yan masada olan görevli tarafından sorular tasnife(sansüre)uğradıktan sonra sayın bakana ulaştırılacak dedi,bu sözler salonda şok etkisi yarattı,orada bulunan akademisyenler homurdanarak biribirlerinin yüzüne baktılar ama belliki biraz çekindiklerinden olsa hiçbir itirazda bulunmadılar,nitekim dedikleri gibide oldu sorular kağıtlara yazılıp yan masaya gitti ve orada sansüre uğradıktan sonra 10 sorudan 3 tanesi bakana beye ulaştı . Bütün bu sansürlere rağmen Bakan bey konuşmasını yapıp salondan ayrılınca içerde taleplerini iletemeyn birkaç öğretim görevlisi ve öğrenciler kapıda kağıtlara yazdıkları notlarla ulaşmaya çalıştılar sayın bakanda gayet nazikane bir tavırla aldığı bu notları cebine koydu,belki haksız belkide haklı talepler vardı ama bu sansür kapıda verilen notlarla kırılmış oldu bence. Birkaç sivil toplumun katıldığı bu konferansa Akyad adına katılan Mehmet İzci sayın Bakana daha önceleri sayın Rektör beye üniversitemizin bünyesinde Kürt dili ve edebiyatı bölümünün açılmasıyla ilgili taleplerinin olduğunu ama her nedense dikkate alınmadığı söyledi, Bakan beye bu bölümlerin açılması için şahsınızın ve hükümet olarak desteklerini beklediklerini söyledi bunun üzerine sayın Bakan yerinde bir talep olduğunu üniversiteden böyle talebin gelmesi durumunda sonuna kadar şahsım olarak destekleyeceğini söyledi Sözün özü bir Bakan ve ilimizde ağırlanışı ve üniversitedeki bu sansür olayı içimizde bir uhde olarak kaldı ( umarızki bir dahaki konferanslarda böyle hatalar yapılmaz her kes özgürce düşüncelerini sorularını konuşmacılara aktarırlar) yazma gereği duyduk sürçi lisan ettiysek af ola...