Ramazan ayı dolayısıyla, bir çok hayırsever yardıma muhtaç olan insanlara yardım dağıtmaktadır.
Öyle bir duruma gelmişiz ki, eskide yardıma muhtaç olan kişiler parmak ile sayılırdı, şimdi listeler yapılıyor.
Ben fazla uzaklara gitmeden, içimizde olan insanların yaptıkları yardımları ve yardıma muhtaç olanların bir nebzede olsa dile getirmeye çalışacağım. Yapılan yardımları abartmadan, yardıma muhtaç olan insanların onurunu kırmadan, sadece fikrimin doğrultusunda beyan etmeye çalışacağım.
Bunu da satır başları ile yazacağım, hem yardımları, hem de diğer konulara değineceğim ki, bakıyoruz da, bazıları artık iftar ve sahur yemeklerini şatafata çeviriyorlar, utanmasalar zil takıp oynayacaklar. Bu yaptıkları rezillikleri bir de utanmadan sosyal medya da yayınlayıp, iyi bir şey yapmış gibi görgüsüzlüklerini her kese göstermekten de büyük zevk alıyorlar.
İYİLİK-DER
İYİLİK-DER’i ve yaptıkları yardımları Hemşerimiz, dostumuz İş adamı Abdullah Semetay yönetimine girdikten sonra tanımaya başladık ve düzenli yaptıkları yardımlarını yazıp okurlarımızlan paylaşıyoruz.
İYİLİK-DER Ramazan ayı dışında da yalınız Doğubayazıt ve Türkiye genelinde değil de, bazı yoksul ülkelere de yardımlarda bulunmaktadır. Doğubayazıt’ta yardıma muhtaç insanlar tesbit edilip, İYİLİK-DER yönetim kurulu üyesi hemşerimiz Abdullah Semetay bizzat kendi elleri ile yapılan yardımları dağıtmaktadır ki, hiç kimsenin gururu kırılmadan ve aşağılamadan, yapılan yardımlar bizzat ihtiyaç sahiplerinik kapılarına götürülüp verilmekte. Bu verilen yardımlar esnasında ne resimler çekilir, ne de kameralar kayda geçer. Hani hatırlarsınız bir zat var ya! Poşetlere bir kaç ekmek koyup, yoksul çocukları da yanına alıp, pozlar verip resimler çekip, sosyal medyada yayınlayıp, tüm rezillikleri ortaya koyan şahıs gibi yapmıyorlar. “ Her şey Allah için” deyip yardımları dağıtıyorlar. İYİLİK-DER’in bu gibi yardımları takdir edici. “Allah kabul etsin” diyelim ve devam edelim;
BAY-DER
Yirmi beş yıla aşkındır, İstanbul Aksaray’da faaliyet gösteren, kısa adı, BAY-DER olan, Doğubayazıt Sosyal, Yardımlaşma, Dayanışma, Kültür Derneği. Kuruluşundan bu yana her zaman ramazanlarda iftar yemekleri verip, yazları ise piknikler düzenleyip, Doğubayazıt’lıları bir araya getirmeye çalışır. İyi de yapıyorlar, Ramazan ayları boyunca Doğubayazıt’ta bulunan yoksullara yardım alış-veriş çekleri ve erzak kolileri gönderilmektedir. bu yaptıkları ise her zaman takdir edilmiştir.
Bu yılda BAY-DER’in bünyesinde BAY-DER yönetiminde olan insanlar yine sessiz, sedasız ve hiç bir reklam yapmadan yardımlarını Doğubayazıt’ta ki, yoksullara ulaştırdılar.
BAY-DER Başkanı Ahmet Dumlu ile görüşmemizde, Pandemiden bu yana iftar yemekleri verilmemekte, piknikler yapılmamakta, iftar ve pikniklerde harcanan paralar ile Doğubayazıt’ta yardıma muhtaç insanlarımıza yollanmakta ve onların ihtiyaçlarını karşılanmaktadır. yapılan yardımları reklam amaçlı yapmıyoruz, sadece ihtiyacı olan insanlarımıza bir nebzede olsa ihtiyaçlarını karşılıyoruz, dedikten sonra, ısrarlı sorularım üzerine, bu yıl BAY-DER’in yönetiminde olan kişilerin yaptıkları yardımlarını açıklamasını yaptı ve yine ekledi, “yazmasanız daha iyi olur”
AMA YAZMAK GEREK!
BAY-DER Yönetiminde olan insanların kendi bünyelerinde oluşturdukları yardım kampanyasına, Doğubayazıt’taki yardıma muhtaç insanlara dağıtılmak üzere, 2700 adet 600 TL’lik alış-veriş çeki ve 130 koli erzak gönderilmiş ve tespit edilen yoksul, muhtaç sahiplerine dağıtılmış, bu yardımlar çoktan yapıldığı halde yeni haberdar olduk.
Şunu da belirtmekte yarar var. Bazıları BAY-DER tarafından teşekkür mesajlarını yayınlamak istiyorlar ne vat ki, BAY-DER bir dernektir, ancak taziye ve BAY-DER’i ilgilendiren konular hakkında mesaj atma hakkına sahiptir. Kişilerin yayın kuruluşu değildir. Bazı hemşerilerimiz bilip, bilmeden ısrar ediyorlar ve BAY-DER yönetimini çok zor durumda bırakıyorlar. Duyarlı olan tüm hemşerilerimizin buna dikkat etmeleri gerekmektedir.
Bazıları bu yazıyı okurken utanmalı, tabi ki, utanacak yüzleri varsa, bir kaç ekmek poşete koyup, yoksul çocukları yanına alıp, yoksul, ama yoksul oldukları kadarda gururlu, şerefli insanların kapısına dayanıp, üç-beş ekmeği veripte
popstar gibi pozlar verip, sosyal medyada paylaşanlara ne desem bilmiyorum? Ama iyisi siz okurlarıma bırakıyorum. Karar sizin.
Doğubayazıt’lı olmak erdemliktir, Doğubayazıt’lı candır, cana can katandır. Ekmeğini paylaşır, komşusunu, eşini, dostunu, yolda geçen yolcuyu aç bırakmaz, yaptığı yardımlarla gururlanmaz, ama daha fazlasını yapmadığı için için,için inler. İyi ki, Doğubayazıt var, İyi ki, ben Doğubayazıt’lıyım, İyi ki Ehmede Xanı’nın torunuyum, ondan feyiz almışım, İshakpaşa sarayının gölgesinde oturup dostlarımlan demli çayı yudumlamışım, Heybetli Ağrıdağı ile özdeleşip gururlanmışım, Meteor çukuru, Buz mağaraları vazgeçilmez gurur kaynaklarımız, Bahçe Dede Sebo’da soluklanmışım, iyi ki, ben DOĞUBAYAZIT’lıyım.
ALLAH VERSİN
Geçenlerde İstanbul’da bir dostum ile buluştuk. Oturup sohbet ederken onun bir arkadaşı aradı. Benim yanında olduğumu ve sohbet ettiğimizi, anlattı, ısrar etti, ben de geleyim, diye, bana sordu, “fazla tanımam ama, gelebilir” dedim, aradan bir kaç dakika geçmeden geldi, zaten yakınlardaymış, o gelmeden dostum ile sohbet ederken, kendisinin baya varlıklı olduğunu, ama hiç kimseye bir faydasının olmadığını, faydasının olmadığı gibi hiç kimseye de bir zararının olmadığını, söyledi. Vatandaş geldi, hoşbeş sohbetten sonra, onlar bazı konulara girdiler, bende fazla tanımadığım birileri ile hiç bir konuya girmem ve de karışmam, fazla ısrar eden olursa “aklımı evde bıraktım, karışmıyorum, sadece dinlerim” der, geçerim.
O an bir dilenci oturduğumuz yere geldi ve avucunu açarak, yardım istedi. Gelen vatandaşın dilenciye verdiği cevap ‘Allah versin’ ben, hafif tebessüm ettim, bana, neden güldüğümü sordu?, gülmedim, dilenciye verdiğiniz cevap ilgimi çekti, dedim ve nedenini sordu?...
Sizin ki, neye benziyor biliyormusunuz?, dedim Ve devam ettim;
Bir yerde aşırı yağış olacak, diye meteroloji açıklama yapıyor, hemen orayı terk edin ve aşırı yağış olacak, diye. Kasabalı toplanıyor neleri var, neleri yok araçlara yüklüyorlar. Kilisenin papazını çağırıyorlar, papaz efendi aşırı yağış olacak, her tarafı sel basacak, gel senide götürelim, papaz ikna olmaz, yok ben kilisede durup Tanrıya dua edeceğim, siz gidin. Ahali gider ve ertesi gün bu sefer teknelerle gelirler geriye kalan eşyalarını almaya, giderken tekrar papaza seslenirler, Papaz efendi bak her yer sular altında boğulacan, gel senide götürelim, derler ama yine papaz ikna olmaz, yok, yok siz gidin Tanrı beni korur, der, ahali gider ve ertesi gün bu sefer kalan eşyalarını almak için helikopterle gelirler, alabildiklerini alıyorlar, tekrar papaza seslenirler, papaz efendi, papaz efendi bu son gelişimiz olacak, seller altında kalıp boğulacaksın, gel gidelim, derler, ama papaz yine bildiğini okur, yok siz gidin, ben kilisede oturup Tanrıya dua edeceğim, o beni korur. Sel sallanır, kiliseyi sel basar ve papaz boğulup ölür. Papaz öteki tarafa göç ettiğinde, papaza sorarlar, “nasıl öldün?” diye, papaz şikayet amaçlı söylenir, yağmur yağdı, sel oldu, herkes kaçıp gitti, ben kilisede Tanrıya dua ediyordum beni kurtarsın, diye ama Tanrı beni kurtarmadı, ben de boğulup öldüm, deyince orada gürrrah bir ses yükselir, “Papaz, papaz kurtulman için araba gönderdim gitmedin, tekne gönderdim gitmedin, helikopter gönderdim gitmedin, daha ben ne yapsaydım.”
Evet Allah sana ve senin gibilerine vermiş, paylaşmasını bilmezsiniz, birde hala Allah versin ve her şeyi Allaha havale ediyorsun, deyince, vatandaş hemen toplandı, acelem var, deyip gidi verdi.
Bilmem bundan bir şeyler çıkarabildiniz mi?....
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
21.11.2024