Mehmet KOÇ

Eskiden kaymakam ve valiler, 657 numaralı yasa gereği siyaset üstü kamu görevlileriydi.

Diğer bir ifade ile mülki amirler, devlet memurlarının tarafsızlık ilkesi ile görev yaptıkları için, dolayısıyla her zaman siyaset dışında kalıyorlardı ya da tutuluyorlardı. Aksi bir durumda haklarında işlem bile yapılıyordu.

Bununla birlikte bir de 90´lı yıllara kadarki uygulamada bütün mülkiye amirleri, yasa gereği HUKUK yada SİYASAL kökenli oldukları için dolayısıyla yürürlükteki mevzuata son derece vakıf oluyorlardı. "KARA KİTAP" ne derse o olur anlayışı ile il ve ilçeleri yönetiyorlardı.

Fakat sonraki dönemlerde durum çok değişti. Hukuk ve Siyasal koşulu kaldırıldı, başka okullardan mezun olanlar da Kaymakam olabildi ve böylece göreve gelen bazı mülkiye amirleri, alışılmış yasal uygulamaları terk etti ve yürürlükteki mevzuatı görmezden gelerek tamamen özel sektör mantığı ile görev yapmaya başladılar.

Burada unutulmaması gerekir ki yasa ve diğer mevzuata uymayan işlem ve hizmetler, velev ki halk yararına görünüyor olsa bile, hiç bir vakit kabul görmediği gibi sıkıntı yaratır ve devamlı da tartışma konusu olur.

Onun için yetkililer hizmet yaparken behemehal hukuka uygun bir şekilde hareket etmek durumundadır. Aksi durumda her kes kendi mantığına göre kural koyarsa, bir karmaşa olur ki, o zaman devlet hizmetlerinde bir standart oluşturmak da zorlaşır.

Öyle ki bazı mülki idare amirlerinin, öteden beri kömür yardımı, yaşlılık aylığı gibi sosyal hizmetlerden yararlanan bir kısım vatandaşın bu haklarını iptal ederek yardımlardan mahrum bıraktığı bile oldu. Böylesi tasarruflar ilgili vatandaşları mağdur ettiği gibi önceden yapılan işlemleri de adeta hukuksuz kılmaktadır. 

Aslında bazı  mülki idare amirlerinin bu şekilde davranması iktidar partisine yarardan çok zarar getirir. Mağdur olan insanların, bırakınız oy vermeleri, onların sıkıntılarına tanık olan başka seçmenler de oy vermede tereddüt gösterebiliyor.

Kaldı ki Ak Partinin öyle bir istemi de, politikası da yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı, her defasında "vatandaşlar arasında ayırım yapmadan hizmet edin, halka tepeden bakmayın, vatandaşa hizmetkarlık yapın" diyor.

Biz yaştakiler, belki de nerede o eski mülkiye amirleri dese de, iktidar partisine mensupmuş gibi çalışan günümüzdeki bazı mülki amirlerin, partiye resmen üye olmaları, fiili durumdan çok daha iyi olur.

Böylece aynı zamanda bir siyasi sorumluluk taşıyacak olan Kaymakam ve Valiler, şimdiki durumdan çok daha iyi hareket etmiş olurlar. En azından taraflı olmaları da meşrulaşır. 

Böyle olması halinde, Kaymakam ve valiler siyasi iktidarla  birlikte göreve gelirler, siyasi iktidarla birlikte de görevden ayrılırlar.

Böyle bir sistem çok daha gerçekçi olmaz mı