Eskiden kaymakam ve valiler, 657 numaralı yasa gereği siyaset üstü kamu görevlileri idi. Diğer bir ifade ile mülki amirler, devlet memurlarının tarafsızlığı ilkesi doğrultusunda görev yaptıkları için, dolayısıyla her zaman siyaset dışı kalıyorlardı. Aksi durumda haklarında işlem bile yapılıyordu.

Bir de 90´lı yıllara kadar bütün mülkiye amirleri yasa gereği HUKUK yada SİYASAL kökenli oldukları için, yürürlükteki mevzuata son derece vakıf oluyorlardı. "KARA KİTAP" ne derse o olur anlayışı ile il ve ilçeleri yönetiyorlardı.

Nitekim son yıllarda göreve gelen bazı mülkiye amirleri, alışılmış uygulamaları terk etti ve adeta yürürlükteki mevzuatı görmezden gelerek tamamen kafalarının estiği gibi görev yaptılar. 

Hatta bazı mülki amirler öylesine coştu ki ve öylesine kendilerini hür ve bağımsız gördüler ki,  mevcut kanunların dışına çıkarak uzun yıllara sirayet edebilecek hizmetleri bir anda yapma mantığı ile ortalığı adeta harabeye çevirdiler.

Unutulmaması gerekir ki yasa ve diğer mevzuata uymayan işlem ve hizmetler, velev ki halk yararına görünüyor olsa bile hukuka uymuyorsa hiç bir vakit kabul görmez ve devamlı tartışma konusu olur.

Onun için yetkililer hizmet yaparken behemehal hukuka uygun bir şekilde hareket etmelidir. Aksi durumda bir karmaşa olur ki, devlet hizmetlerinde bir standart oluşturmak da zorlaşır.

Bazı mülki idare amirlerinin de, öteden beri kömür yardımı, yaşlılık aylığı gibi sosyal hizmetlerden yararlanan bazı vatandaşların bu haklarını iptal ederek yardımlardan mahrum bırakması, ilgili vatandaşları mağdur ettiği gibi önceden yapılan işlemleri de adeta hukuksuz kılmaktadır. 

Bir mülki idare amirinin bu şekilde davranması iktidar partisine yarardan çok zarar verir. Mağdur olan insanların bırakınız oy vermeleri, onların sıkıntılarına tanık olan başka seçmenler de oy vermede tereddüt gösterebilir. 

Kaldı ki Ak Partinin öyle bir istemi de, politikası da yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı, her defasında "vatandaşlar arasında ayırım yapmadan hizmet edin, halka tepeden bakmayın, vatandaşa hizmetkarlık yapın" diyor.

Biz yaştakiler belki de nerede eski mülkiye amirleri dese de, günümüzde mülki amirlerin iktidardaki partiye mensubu olmalarının çok daha verimli olabileceğini düşünüyorum.

Binaenaleyh Kaymakam ve Valiler devlet memurluğu tanımı dışında değerlendirilmeli ve parti sorumluluğu ve parti programı dahilinde görev yapmalıdır. Böyle olması durumunda en azından bir siyasi sorumlulukları olur. Böylece çok daha dikkatli davranmış olurlar.

Esasen geçtiğimiz günlerde yapılan bir değişiklik ile mülki idare amirlerinin konumları yeniden belirlenmiş, Vali ve Kaymakamların Cumhurbaşkanını temsil ettiği ifade edilmiştir.

Bundan böyle Cumhurbaşkanı da partili olduğuna göre, Mülki İdare Amirlerinin de tıpkı açıktan atanan bakanlar gibi partiye bağlı olarak görev yapmaları çok daha isabetli olur.