PARTİLERİN KÜRT POLİTİKASI

PARTİLERİN KÜRT POLİTİKASI

Dikkat edilirse Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerde seçim yarışı sadece AKP ile BDP arasında yaşanmaktadır.

Mehmet Koç Yazıyor
Parlamentoda grubu bulunan, Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP, MHP ve diğer siyasi partilerin bölgede kayda değer bir varlıkları söz konusu değil.
Buralarda adaylık yarışı da sadece iki partide yaşanıyor. En küçük ilçelerde bile her iki partiye onlarca adaylık başvurusu yapılıyor. Bu da gösteriyor ki şimdilik sadece bu iki parti Kürtlerin iradesini yansıtıyor.
Diğer partiler aday bulmakta bile sıkıntı yaşıyorlar, onlar, sadece biçimsel olarak, çoğu zaman da bölgeden olmayan isimlerle, kâğıt üzerinde seçimlere katılıyorlar.
AKP, bölgenin tamamında, gayet rahat bir şekilde seçimlere katılıyor. Zira bu partinin Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir programı ve düşüncesi vardır da ondan. Çünkü Kürtlerin gözü, kulağı her zaman siyasi partilerin çözüm sürecine ilişkin olarak verecekleri mesajlara odaklanmıştır.
CHP ve diğer muhalefet partilerin program ve söylemlerinde Kürt sorununa yönelik belirgin bir politikaları olmadığı için, Kürtler arasında itibar görmüyorlar, dolayısıyla da bölgeden yeterli oy alamıyorlar.
Onun içindir ki BDP’nin bir tek rakibi vardır o da AKP. Çünkü ağır aksak yürüse de veya henüz somut bir şey ortaya konulmamış olsa bile başbakan Erdoğan’ın bir Kürt politikası vardır, bunu da her zaman deklere ettiğinden dolayı, Kürtler için bir umut olmuş, o sebeple de tercih ediliyor.
Tabi ki AKP de, geçmişte çok yanlışlar yaptı. İktidara geldiğinde kendisinden önce uygulanan geleneksel baskı siyasetini uzun süre devam ettirdi. Ancak, hak ve özgürlükleri kısıtlamakla, tutuklamalarla, köy boşaltmalar ve insan öldürmekle meselenin çözülemeyeceğini geç de olsa anladı ve Barış Sürecini başlattı.
Böylece Kürt varlığı kabul edildi, bazı hak ve özgürlüklere izin verildi, devlet tarafından tek seçenek olarak görülen çatışma ortamına son verilerek, yeterli olmasa bile bazı hak ve özgürlükler yasal güvence altına alındı.
Kürt meselesinin Abdullah Öcalan ve Kandil’le görüşülme aşamasına getirilmesi, Kürtçenin devlet okullarında seçmeli ders olarak okutulabilmesi, özel okullarda ise Kürtçe eğitim ve öğretiminin yasal güvenceye bağlanması, siyasi propagandaların Kürtçe yapılabilmesi gibi konular, bu güne kadar uygulanan politikalar nazara alındığında, önemli sayılabilecek açılımlardır.
Dikkat edilirse diğer muhalefet partileri bu gün bile ‘kart kurt’ mantığı ile Kürt Sorununa yaklaşıyorlar. O nedenle AKP’nin Kürtlerden önemli oranlarda oy almasını, sadece makarna ve kömür yardımları ile izah etmek çok doğru bir yaklaşım değildir.
AK Parti döneminde muhtaç vatandaşlara yapılan sosyal yardımların eskiye kıyasla daha da arttığı bir gerçektir. Sosyal yardımlar yapmakla yeterli oranda oy alınabilseydi CHP daha çok oy alırdı. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakılırsa, iktidara geldiklerinde mevcut sosyal yardımları devam ettireceklerini, buna ilaveten muhtaç yurttaşlara aylık bağlayabileceğini söylüyor.
Binaenaleyh, nakdi ve aynî yardımlar yapmakla Kürtlerden yeterli derecede oy almak çok zordur. Çünkü Kürtler için çok daha önemli olan demokrasidir, insan haklarına saygıdır ve özgürlüklerdir. Nitekim son olarak Urla, Fethiye ve Trakya’da yapılan ırkçı saldırılar sebebiyle BDP oylarında belirgin artışlar gözleniyor.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor