Yeni seçilen TBMM, aslında tam da Türkiye´yi yansıtıyor. Çünkü Türkiye´deki farklı grupların tamamı bir şekilde bu mecliste yerini almıştır. Ezidiler,Süryaniler, Aleviler, Romanlar, Ermeniler, Azeriler?.
Daha da ötesi, Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanan ve hapis yatan bazı isimler de meclise girmiş durumda. O nedenle bu tablonun bozulmaması, sonraki seçimlerde daha da çoğalması gerekir. Yeniden seçim ya da erken seçime gidilmeden, Türkiye´nin bu meclis ile bir dönem yönetilmesinde büyük faydalar vardır.
Bir diğer konu ise, TBMM nin büyük oranda yenilenmiş olmasıdır. 25. Dönem meclis´in 2/3 si yeni isimlerden oluşuyor. Bu da demek oluyor ki meclis´in 369 parlementeri ilk defa seçilmiş vekillerdir. Bu değişim, TBMM´ne yeni bir enerji katacaktır.
TBMM´de, eskiye nazaran kadın vekil oranında da artış söz konusudur. Bir önceki dönem yüzde 14 olan kadın temsil oranı, bu dönem yüzde 17´e yükselmiş durumda. Diğer bir anlatımla tam 98 kadın vekilimiz var bu dönemde. HDP´de olduğu gibi diğer partilerin de kadın kotasını nartırmış olmaları demokrasi adına sevindirici bir durumdur.
Yeni meclisin bir diğer özellik ise 21 başörtülü kadın milletvekilin seçilmiş olmasıdır. AK Parti tarafından başörtüsü sorunu çözüme kavuşturulduktan sonar ilk defa başörtülü kadın vekiller yeminlerini başörtüleriyle yaptılar. İşin ilginç yanı, 1990´lı yıllarda seçildiği halde türbanlı olduğu için Meclis´ten baskı ile çıkarılan Merve Kavakçı yerine, 15 yıl sonra kız kardeşi türbanlı olarak meclise girmiştir.
Öte yandan, Abdullah Öcalan´ın yeğeni ve yine geçmişte HDP çizgisinden tartışılan bazı kişilerin Meclis´e girmeleri ve sorunsuz bir şekilde yeminlerini etmiş olmaları, Türkiye´de, demokrasinin geleceği için önemli bir aşamadır Bu da gösteriyor ki Çözüm Sürecinin toplumda yarattığı normalleşme, siyaseti de önemli ölçüde etkilemiştir.
Bu nedenle yıllardan beri sistem dışına itilen ve ötekileştirilen farklı kimliklerin, geç de olsa TBMM içinde temsil edilmeleri, tam da sözü edilen Yeni Türkiye´nin kurumsallaşmasına dönük bir gelişmedir.
Aslında, Yeni Meclis´in makro düzeydeki en önemli meselesi, AK Parti iktidarında başlatılan ?Çözüm Süreci? nin devam ettirilmesi ve yeni bir Anayasa´nın yapılmasıdır. Çünkü bu Meclis, Türkiye toplumunu tam anlamıyla temsil eden bir yapıya sahip olduğu için, ülkenin bu önemli meselelerini çözmek durumundadır.
Anayasa değişikliğini isteyen partilerin başında AK Parti ile HDP geliyor. Her iki partinin, bazı konularda inatlaşmaları, kısır çekişme denebilecek nedenlerle biribirlerine ters düşmeleri, ne yazık ki bu önemli fırsatı elden kaçırıyor. Oysa ki seçim öncesi beyanatlar bir tarafa bırakılarak Başkanlık Sistemi dahil her konu tartışılarak, her iki partinin beklentilerini içeren bir anayasa pek ala yapılabilir.
Öte yandan temsil kapasitesi çok yüksek olan böyle bir TBMM varken, bir hükümet sorunundan söz edilmemesi gerekir. Seçim sonuçları bu şekilde tecelli ettiğine gore herkesten once siyasi partilerin buna saygı göstermeleri ve bu sonucu hükümete yansıtmaları iktiza eder.
İktidar olmak ve bu ülkeye hizmet etmek isteyen partiler, asgari müştereklerde bir araya gelerek mutlaka bir hükümet kurmalıdır. Böylece, yapabildikleri kadarıyla halka verdikleri sözleri gerçekleştirmelidirler.
Yoksa tek başıma iktidara geleyim ve ondan sonra hükümet edeyim diye bir mantıkla siyaset yapılmaz. Çünkü sonuçta takdir eden halktır ve halk da kendi kararını bu şekilde vermiştir.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Ağrı
23.11.2024