Tarih: 03.11.2013 09:02

ÖZEL SAĞLIK MESLEK LİSELERİ HAKKINDA...

Facebook Twitter Linked-in

Maksut Konyar Yazıyor
13 Haziran 2013 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sağlık meslek lisesi mezunlarına “Sağlık Bakanlığımız bir çalışma yürütüyor. İnşallah, sağlık meslek lisesi mezunlarını devlet hastanelerinde istihdam edeceğiz.`` diyerek müjde verdi.
Peki, 6 ay zarfında ne değişti ki? Aynı Sağlık Bakanlığı bürokrasisi, sağlık meslek lisesi mezunlarının hemşirelik yapma haklarını elinden almaya çalışıyor. “Yardımcı hemşire” diye mesleki tanımlamada karşılığı ne olduğu beli olmayan bir düzenleme çalışması başlattıklarının beyanatını veriyorlar.
Belli maksatlı çevreler tarafından basın dâhil tüm haber yayma kanalları kullanılmak üzere çok yoğun bir biçimde yeni açılmış ve açılan özel sağlık meslek liseleri hakkında manipülasyonlar yapılarak sağlık alanında ihtiyaç fazlası hemşire ve teknik ara eleman yetişeceği söylentileri yayılmıştı.
Özel Sağlık Meslek Liselerinin devletten öğrenci başına 5.000 TL para aldıkları ve bundan dolayı yoğun bir şekilde okullar açıldığı iddia ediliyor. Bunlar tamamen asılsız iddialar olup, Devletin Özel Sağlık Meslek Liselerine ödediği tek kuruş bile yoktur. Bilakis; Özel Sağlık Meslek Liseleri, devlet üzerinde hiçbir yükü olmayan, binlerce öğrencinin eğitim bütçe maliyetini devletin üzerinden karşılıksız devralmış ve istihdam edilmesi gereken öğretmenlere iş olanağı sağlamış, Maliye’ye çok ciddi bir vergi ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na ise aynı şekilde prim kazandıran kurumlardır. Özetle; Özel Sağlık Meslek Liseleri kamuya maliyeti sıfır, devletin hazinesine ise ciddi bir gelir kaynağı sağlayan kurumlardır.
Özel Sağlık Meslek Liseleri yönetimleri tarafından hedeflenen; öğrencilerini mesleki eğitim bakımından el becerileri ileri düzeyde başarılı öğrenci ve sağlık personeli yetiştirmek ve iyi bir akademik donanıma sahip eğitim öğretim alanında üstün başarılar elde etmektir. En az bir yabancı dil bilen sosyal yönü yüksek, öğrenci yetiştirmeyi hedefleyen bu değerli örgün eğitim kurumları, Devletin üzerinde hem öğrenci hem de öğretmen maliyet ve yükünü alan kıymetli eğitim kurumlarıdır.
Özel eğitim kurumları sağlık meslek liseleri yönetmeliğinin sıkça değiştirilmesi ile eğitim öğretimine çok bariz bir kalite mi getirildi? Veya temel değişiklik olan 1 yıllık hastane staj süresini 10 yıla çıkarmakla öğrenci ve veli açısında çok mu büyük fayda sağlandı? El cevap; Çocuklarına Özel Sağlık Meslek Lisesi alanında eğitim aldıran veli grubu gelir düzeyi sabit ailelerdir. İlk iki yıl okulda, 3. ve 4. yıl hastane ortamında başlanacak staj için değişen bu yeni yönetmelik bu sabit gelirli velilere çok bariz ek külfet getirdi. Şöyle ki daha önce 1 yıl olan hastane protokollerini 10 yıla çıkarmakla, “Önceleri hastane ortamında son iki yıl staj eğitimi asgari ücretin dörtte biri ücret öğrenciye veriliyordu.” Bu durum öğrenci lehineydi. Aynı zamanda hastane yönetimini de mutlu eden bu 1 yıl hastane protokolleri hastane yönetimine uygundu, çünkü ucuz stajyer sağlık elemanı çalıştırıyorlardı.
“Yeni yönetmelikle hastane protokolü 10 yıla çıkınca bu sefer sağlık meslek liseleri, öğrenci ve velileri açısından tam tersi bir durum oldu. Hastaneler bırakın stajyer sağlık personeline staj parası vermeyi, bedava stajyer çalıştıracak artı protokol için her öğrenci başına 1.000 TL para almaya başladılar.”
Özel Sağlık Meslek Liseleri ortalama 6 ile 7 bin TL aldığı eğitim parasına ilaveten staj adı altında hastanelere verdikleri parayı mecburen öğrenci velisine şarj etmek zorundadır. Bu yeni gelen yönetmeliğin esas temel değişikliği bu oldu. Sorarım bu değişikliğin kime ne faydası oldu? Haricen birçok dezavantajını sıralayabiliriz. Eğitim kalitesine, öğrenciye, veli ve okullara tek faydası olmadı. Kaldı ki öğrenim süresi 4 yıl olan bu okulların öğrencileri son iki yılı hastane ortamında staj görmektedir.
2013 - 2014 yılı eğitim-öğretime başlayan Özel Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri, velileri, öğretmenleri dâhil tüm Özel Sağlık Meslek Lisesi camiası zulme uğradı. Sıkça değiştirdikleri yönetmeliklerle, yanlış keyfi uygulamalarla Özel Sağlık Meslek Lisesi eğitim kurumlarına karşı dayatılanlar kelimenin tam anlamıyla haksızlık ve hukuksuzluktur. Özellikle bu sene sırasıyla bu kurumların kurucularını, öğrencilerini, velilerini, öğretmenlerini adeta cezalandırılmaya tabi tuttular. Devlet tarafında akla ziyan birçok bürokrasi uygulandı. Bu ceza öyle bir hal aldı ki bu okul mezunlarına sanki ilerde her alanda dışlanmaya tabi tutulacak gibi bir tereddüt öğrencilerde ve velilerinde hâsıl oldu. Peki, bu eğitim kurumlarının kimlere ne zararı oldu ki bu kadar köstekleniyor? Basında yalan şişirme haberlerle bu camiaya karşı toptan karalama kampanyaları neden başlatıldı?
Özel müteşebbis eğitimin her alanında olduğu gibi meslek liselerinin de yatırıma açılması doğru ve gecikmiş bir karardı. Ancak mevcut kanun ve yönetmeliğe göre yatırım yapmış bu hükümetin politikalarına ve başbakanın vaadine, devletin kanun ve yönetmeliğine güven duyan maddi manevi yatırımlarını yapan, hazırlıklarını tamamlamış sağlık meslek lisesi eğitim kurumlarına son anda yönetmeliği değiştirip birçok yanlış uygulamayı dayatma keyfilik değil midir? Bu uygulamayı geçmişe şamil kılmak ise tam bir hukuksuzluk değil midir?
Bu yapılanlar, futbolda oyun kuralı belli, maça başlamış oyuncu ve takımına son dakikalara doğru, maç bitimine yakın, kural değiştirmeye benzer.
Bu yönetmelik ile daha önce uygulamada olan yönetmelik ve standardizasyona göre tüm yatırımlarını yapmış okullarını tamamlamış, açmış veya açmak üzere olan Özel Sağlık Meslek Liseleri sil baştan yenileniyor. Tüm esas ve detayları alakasız olan, okul ve öğrenci kalitesine hiçbir katkı getirmeyen, pozitif hiçbir şey sunmayan keyfi uygulamalar getirmeleri neye hizmettir?
Bürokraside çok sığ bir düşünce hâkim; Özel Sağlık Meslek Liselerin de iş vaadi varmış. Bu resmen insan zekâsı ile alay etmek demektir. Aynı zamanda sağlık alanına yönelen veli ve çocuklarına hakaret sayılır. Kimsenin o sığ düşünce, vesayetine ihtiyacı yoktur. Zaten mevcut durum öyledir. Sağlık alanında eğitim gören sağlık meslek lisesi mezunu öğrencilerin hiçbiri piyasada boş gezmiyor. Öte yandan ön lisans ve lisans mezunu hemşire ve sağlık personeli ile tıp mezunu hekimlik mesleği mensuplarının hiçbir sağlık personeli boş kalmıyor. Farklı alanlarda lisans eğitimi almış on binlerce insan piyasada boş geziniyor. İş bulamıyor. Vaat ile hiçbir veli öğrencisini Özel Sağlık Meslek Lisesine veya bir özel okula kayıt etmiyor. Fiili durumu herkes net görüyor. Sağlık meslek okullarından mezun olanların kolay iş bulması ve istihdam olması bu kurumları cazip hale getiriyor. Hukuksuz engelleme yapacağınıza tüm meslekleri cazip hale getirin. Meslekler arasında planlama düzgün yapılmalıdır. Özel Sağlık Meslek Liseleri; her alanda Türkiye’ye fayda sağlayan çok ciddi eğitim kurumlarıdır. Kesinlikle bu faydalı eğitim kurumları desteklenmelidir.
(TÜİK) Türkiye İstatistik Kurumu Verilerine göre; “Türkiye Sağlık sektöründe 2013’de 124 bin 982 hemşire görev yaparken; 2023 yetişmiş profesyonel hemşire sayısı 283 bin 289 olacak ve hemşirelikte 183 bin 379 ek personel ihtiyaç doğacak. Bu yıl itibarı ile olması gereken hemşire sayısı “200 bin” iken mevcut sayı ise “124 bin 928”. Türkiye’deki sadece hemşire açığı oranı ise “% 38”.
Acil Tıp Teknisyeni(ATT), Laborant, Anestezi vb sağlık bölümleri hariç bu açık nasıl giderilecek? Sağlık personeli açığımız (AB) Avrupa Birliği ülkelerine göre kıyaslandığında tablo çok daha kötü.
Türk Sağlık-Sen`in araştırmasına göre, kişi başına düşen hemşire sayısında Avrupa Birliği ortalamasının çok gerisinde kalan Türkiye`de 598 kişiye 1 hemşire düşüyor.
“Sadece hemşireler dikkate alındığında ise Türkiye`de 100 bin kişiye sadece 167 hemşire düşüyor. OECD verilerine göre, Türkiye 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı sıralamasında sonuncu sırada yer alıyor. 100 bin kişiye en fazla hemşirenin düştüğü ülkeler İsviçre (1603), Danimarka (1544) ve Belçika (1506). 100 bin kişiye en az hemşirenin düştüğü ülkeler ise Türkiye (167), Yunanistan (331) ve Makedonya (363).
100 bin kişiye düşen ebe ve hemşire sayısı Avrupa Birliği ülkelerinde 562, üst gelir grubu ülkelerde 709 olurken, bu sayı Türkiye`de 237`e kadar düşüyor. Verilere göre, Türkiye`nin AB ülkelerini yakalayabilmesi için 250 bin yeni hemşire ve ebe istihdam etmesi gerekiyor. Üst gelir grubu ülkeleri yakalayabilmek için ise 360 bin yeni hemşire ve ebeye ihtiyaç var.”
Sorarım sizlere bu kadar sağlık personeli açığı olan bir ülkede bu eğitim kurumlarının önünü açmak mı milletin yararınadır yoksa türlü bürokrasi engelleriyle eğitim kurumlarını zora sokmak mı? Karar sizin…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —