Nezir ÇELİK

Dün Doğubayazıt’ta oluşan yağış ve yaşanan şiddetli fırtınanın ardından ilçeye bağlı bazı köylerde korkunç manzaralar bıraktı.

Şiddetli fırtına başta Doğubayazıt Devlet Hastanesi çatısı olmak üzere onlarca çatı ve ağacı yerinden söktü.

Dememiz oki, Doğubayazıt ufak bir yağışta bile etkileniyor.

         Öyleki Dağlardan gelen sularında katılması ile yükselen taşkın daha çok gecekondu ve de toprak briketlerden yapılan evlerde geniş hasarlar meydana getiriyor.

         İlçede birçok ev sular altında kalıyor. Daha çok yoksul vatandaşların yaşadığı mahallelerde etkili oluyor.

         Sel ve taşkınlardan her yıl adeta muntazam olarak etkilendiklerini söyleyen vatandaşlar, “inşallah bir gün daha başka büyük afetlerle karşılaşmayız. Malımız canımız Allaha emanet.” diye konuştular.

Sadece göstermelik zarar gören kişilerin yanında olmak, yapıcaz, edicez, caklar cuklar…

Bilindiği gibi, Sel ve taşkınlar sebebiyle geçtiğimiz yıllarda çok zayiat veren Doğubayazıt, aynı sıkıntıları bir daha yaşamanın korkusu içinde. Özellikle sel yataklarına yakın oturan vatandaşların endişeleri çok fazla.

Tabiat doğası gereği tedbirsizliğe acımaz, can ve mal kaybına sebebiyet verir verecektir de.

Bizlere düşen ise, her ihtimali hesap ederek tedbiri almak ve zararı tölere etmektir.

Lakin görünen o ki tedbir, can ve mal kaybı yaşandıktan sonra aklımıza geliyor.

 Doğubayazıt'ta hızı saatte 70 km,yi bulan şiddetli rüzgar, ne yazıkki verdiği zararla halkın, haklı olarak panik yaşamasına sebep oldu.

Bir çok köy ve mezralar zarar görürken, akıllara şu soruyu da beraberinde getiriyor, insan hayatı yeterince güvendemi?

Görünen o ki değil.

Şehir merkezi dahil olmak üzere bir çok köyleri, rüzgarın etkisi ile tam bir kaos yaşadı, sebep evlerin çatılarının uçması, ahırların yıkılıp hayvanların telef olması maalesef.

Doğubayazıt Devlet hastanesinin  de zarar görmesi ister istemez yapıların sağlamlığını düşündürüyor.

Nereden bakarsanız bakın, tutar yeri yok bu ziyanın, çatılardan uçan malzemelerin insanlara zarar vermesi olasılığı, zararı felakete dönüştürebilirdi.

Bu coğrafya bir çok açıdan sıkıntılı yaşam kavgası verirken, bin bir emekle kazandığı ve geçimini idame edebilmek adına üzerine titrediği malının bir rüzgârla elinden kayıp gitmesi içler acısı bir vaziyet.

Yokluğuna yokluk eklenen vatandaşımızın duyarlı kurum ve kuruluşların yardımları ile mağduriyetlerinin giderilmesi ise tek temennimiz.

Çünkü biliyoruz ki bizim insanımız banane demeyecek kadar duyarlı, yabana atılmayacak kadar değerlidir.N.Çelik...