Bayramlarda seyranlarda bu tür yazılar okunmaz
Çünkü okuyucu okuma gereği duymaz
LAKİN
Yazmak görevimiz
Bayram aynı bayram, dünya da aynı dünya sadece içindeki insanlar değişti.
Sözde medenileşip, modernleştiler.
Haliyle her bayram arifesinde olduğu gibi bugün de yazı konumuz bayram…
Öncelikle herkesin bayramını kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Barış, kardeşlik, dostluk ve güzellik dolu bir bayram olsun.
Dargınların barışması, kan davalarının son bulmasını, barışın hakim olmasının yanında son günlerde en fazla ihtiyacımız olan Ekonomik kaygılarımızın son bulmasını umut ediyorum.
Bu kurban bayramı için yazacağımız yazının, diğer bayram yazılarına benzememesi ilk kuraldır.
Tıpkı çocukların bir bayram önce giydiği elbiseleri bir dahaki bayram giymediği gibi biz de yazılarımızın bir önceki bayram yazısına benzememesi için gayret ediyoruz.
Bayram gelmeden bayram yazısını yazmak da yıllarca alışık olduğumuz bir durum.
Tabi bayram bir yönüyle sevinç ve mutluluk getirirken, diğer taraftan hüznü de beraber getirir.
Bu bayram yaşamayan sevdiklerimizi ve kaybolup giden o çocukluğumuzdaki coşkulu bayramları hatırlarız.
Bu yüzden bayramların hüzünlü tarafı daha ağır basıyor.
Bir yönü ile bayramlar hep eksik kalıyor.
Kimisi için bayram, bayram tadında değildir.
Köy yerinde yokluklara rağmen bayramlar farklıydı, coşkuluydu, bayram tadındaydı.
Bayramlar en çok evlat acısı yaşayan, evlat yolu gözleyen anneler için buruk ve gözü yaşlı geçer.
Bayram günü evlat yolu bekleyen, evladının mezarına koşan anneler var oldukça, bayramların bir tarafı eksik kalacak.
Yani eski güzel ve anlamlı bayramlar, yitik ve kayıp.
Yok oldular.
Hayal olup uçtular.
Sadece anılarda kaldılar.
Bu duygu ve düşüncelerle OKUYUCULARIMIZIN BAYRAMINI İÇTENLİKLE KUTLUYORUM…