Tarih: 20.01.2012 00:00

Okullar yarıyıl tatiline girdi

Facebook Twitter Linked-in

Okullar yarıyıl tatiline girdi


         2011-2012 eğitim-öğretim yılı ilk yarıyılı tamamlanıyor. Okullar bugün 15 gün yarıyıl tatiline giriyor. ılköğretim ve ortaöğretimdeki yaklaşık 17 milyon öğrenci, bugün karne heyecanı yaşayacak.


         19 Eylül 2011′de başlayan 2011-2012 eğitim-öğretim yılının ilk yarı yılı, bugün sona erecek. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimdeki 16 milyon 845 bin öğrenci ve 775 bin öğretmen, 2 haftalık yarıyıl tatiline çıkacak.


         Bu yıl okula başlayan 1 milyon 259 bin ilköğretim öğrencisi de ilk kez karne almanın heyecanını yaşayacak. ıkinci yarı yıl, 6 şubat Pazartesi günü başlayacak ve 8 Haziran Cuma günü tamamlanacak.


-ıKıNCı DÖNEM SINAVLAR GERÇEKLEşECEK-


         Milli Eğitim Bakanlığının sınav takvimine göre, SBS ile Parasız Yatılılık Bursluluk Sınavı, ilköğretim 8. sınıf öğrencileri için 9 Haziran tarihinde yapılacak. ılköğretim 5, 6, 7. ve ortaöğretim 9, 10 ve 11. sınıfların gireceği Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı 10 Haziran tarihinde düzenlenecek.


         Üniversiteye giriş sınavlarının ilk aşaması Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 1 Nisan Pazar günü yapılacak. Lisans Yerleştirme Sınavları?nın (LYS) başvuruları 24-30 Nisan tarihleri arasında alınacak. LYS, 16-17 Haziran ve 22-24 Haziran tarihlerinde beş oturumda gerçekleştirilecek.


-VELıLERE KARNE UYARISI-


         Öğrencilerin karnelerinde olabilecek düşük notlarla ilgili aileleri uyaran uzmanlar, velilerin karneleri bir başarı ölçüsü olarak görmemesini istediler.


         Uzmanlar, çocukların karnelerindeki notlardan dolayı aileleri çocuklarına baskı yapmamaları, başka öğrencilerle ve özellikle kardeşleriyle kıyaslamamaları ve yarıyıl tatilinde çocuklarının sosyal ve kültürel etkinliklere katılımını sağlamaları gerektiğini hatırlattılar.


         Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Hakan Sarı, ailelerin karne hediyesi olarak maddi değeri çok yüksek hediyeler almaması önerisinde bulunarak, Çocuklara karne hediyesi olarak öncelikle aferin, seninle gurur duyuyorum, tebrik ederim gibi sözel ödüller verilmelidir dedi.


         Sarı, okulların yarıyıl tatile girmesiyle karne alacak öğrencilerin ailelerine yönelik, açıklamalarda bulundu.


         Karnelerin öğrencilerin kapasitelerinin tek göstergesi olmadığını vurgulayan Sarı, karneyi çocukların hangi derslerde başarılı ve güçlü olduğunu, hangi derslerde eksiklerinin olduğu ve desteğe ihtiyaç duyduğunu göstermek için öğrenci ve veliye yönelik bir rehber olarak verildiğini kaydetti.


         Anne ve babaların karneye yükledikleri anlamın ne tür tepkiler verdiklerinin de belirleyicisi olduğunu ifade eden Sarı, şöyle konuştu:


Karne sadece çocuğun ders başarısının ya da başarısızlığının göstergesi değil, aynı zamanda derslere katılımın, arkadaş ve öğretmenleri ile olan ilişkisinin, ilgi duyduğu ve duymadığı derslerin, okula ve öğrenmeye yönelik tutumunun da bir göstergesidir. Bu anlamda çocuklar karne aldıkları zaman, sadece notların üzerinde durmak çocuğun diğer özelliklerini görmemizi engelleyebilir. Okul ve hayat başarısında anne babaların yaklaşımı çok önemlidir.


- Değer verdiğinizi hissettirin -


         Ailelerin çocuklarının kişilik özelliklerini, zihinsel kapasitesini, ilgi ve yeteneklerini tanımasının öneminin de altını çizen Sarı, ailelerin her çocuğu aynı olarak değerlendirdiğini ve eşit düzeyde başarı beklediğini söyledi.


         Her çocuğun kendine özgü, eşsiz ve biricik olduğu unutulmamalıdır diyen Sarı, bu nedenle çocukların öğrenme ve ders çalışma yöntemlerinin farklı olduğunu belirtti.


         Ailelere karnelerin dağıtıldığı günde önemli görevler düştüğünü dile getiren Sarı, Anne ve babalar çocuklarını her zaman ve her durumda koşulsuz olarak sevdiklerini, kabul ettiklerini ve değer verdiklerini hissettirmelidir. Böylece çocuklar, karnelerinde notların anne ve babalarının onlara duydukları sevgi, güven, kabul ve değeri asla değiştirmeyeceğinin bilincinde olurlar dedi.


- Kendi başarılarınızı sürekli olarak örnek göstermeyin -


         Çocuklarının karnelerini değerlendirirken anne ve babalara bir takım tavsiyelerde de bulunan Sarı, şunları kaydetti:


         Aileler önce iyi notları vurgulayabilir, sonra başarısız notların üzerinde durabilir. Ders başarısı düşük bir karne karşısında kızmak, yargılamak, aşağılamak, suçlamak, çocuğa şiddet uygulamak, başkalarının yanında küçük düşürmek gibi olumsuz tepkilerden sakınılmalıdırlar. Düşük karne notları karşısında çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri sağlanabilir. Çocuğun karnesi ile ilgili duygu ve düşünceleri aileler onların kişiliğine yönelik sert eleştiriler getirmeden ifade edebilir. Aileler çocuklarının başarılı olabilmesi için ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını hissettirmelidirler. Çocuklarla durum değerlendirmesi yapılarak ders başarısızlığının nedenleri üzerinde konuşulabilir. Çocuğun güçlü yönlerini takdir edip desteklenmesi gereken yönler birlikte tespit edilebilir. ılk yarıyıldaki başarısızlığın daha kolay telafi edilebileceği, bunun için de istekli, kararlı ve programlı bir çalışma gerektiği ifade edilebilir.


         Çocukları, başarılı kardeşleriyle ve arkadaşlarıyla karşılaştırmak onun özgüvenini ve benlik algısını zedeleyerek bu problemi aşamayacağı duygusuna neden olabileceği için bu tür davranışlardan kaçınılması gerektiği uyarısında bulunan Sarı, Anne ve babalar kendi okul başarılarını sık sık örnek göstererek çocuklarına baskı yapmak yerine çocuklarının gerçeklerine uygun, makul beklenti ve hedefler belirlemelidir dedi.


         Çocukların başarısında ailelerin çocuklarının bireysel özelliklerini bilmeleri ve onlara en uygun öğrenim yöntemlerini uygulaması konusunda destek olmalarında etkili olduğunu dile getiren Sarı, ailelerin çocuklarının öğrenmekten ve çalışmaktan zevk alma duygularını geliştirmenin yollarını aramaları tavsiyesinde de bulundu.


Ailelere çocukları ile etkili bir iletişim kurması gerektiğini vurgulayan Sarı, ailelerin öğretmenlerle konuşarak çocuklarının eksiklerini daha iyi anlayabileceğini söyledi.


- Bütçeye ve çocuğun gelişimine yönelik hediyeler -


         Karnesi iyi olan çocukların ailelerini de uyaran Sarı, Çocuklara karne hediyesi olarak öncelikle aferin, seninle gurur duyuyorum, tebrik ederim gibi sözel ödüller verilmelidir dedi.


         Çocuklara çok büyük hediyelerin sözünün verilmemesi gerektiğini de vurgulayan Sarı, Alınacak hediyelerin ailenin bütçesine ve çocuğun gelişim dönemine uygun olmasına özen gösterilmelidir. Çocuklara derslerindeki başarıyı düzenli çalışmasının karşılığında aldığı konusunda farkındalığını artırmalıdır. Karne hediyesi olarak maddi değeri çok yeksek şeyler almayın ya da her istediğini yapmayın diye konuştu.


Karneleri nasıl olursa olsun çocukların yarıyıl tatilini iyi değerlendirmesi gerektiğini ve bu konuda ailelere görevler düştüğünü dile getiren Sarı, şöyle devam etti:


         Aileler, tatil süresini eğlenmek ve dinlenmek için olduğu kadar, zayıf olan derslerini tekrar etmesi ve ikinci döneme hazır başlaması için her gün düzenli olarak çalışması konusunda yardımcı olmalıdır. Başarısız olan derslerini düzeltmeleri konusunda çocuklara güvendiklerini hissettirmelidir. Bilgisayar oyunu gibi etkinliklere çok zaman harcayan çocuklara tatilde bu alışkanlıklarını azaltmaları, bunun yerine yapmaktan hoşlandıkları ve başarılı oldukları etkinlikleri belirlenmesi konusunda yardımcı olunmalıdır. Ara dönem, anne ve babaların çocuklarıyla vakit geçirmeleri için iyi bir fırsattır. Anne ve babalar çocuklarıyla mümkün olduğunca çok zaman geçirmeli, müze, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere zaman ayırmalıdır. Ayrıca çocuklar tatil süresi içinde gelişim düzeylerine uygun kitaplar okuyabilir.


         Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Ergene: Çocuğunuzun karnesini başkalarına karşı bir övünme ya da utanma nedeni olarak kullanmayın


         Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Tuncay Ergene, yarın karne alacak öğrencilerin velilerine, Çocuğunuzun karnesini başkalarına karşı bir övünme ya da utanma nedeni olarak kullanmayın önerisinde bulundu.


         Notlar yüksek olduğunda çocuğun karnesinin aileye heyecan, memnuniyet ve gurur getirdiğini belirten Ergene, Bazen de karnedeki kötü notlar aile içerisinde üzüntü, kaygı, öfke ve belirsizliği getirir. Her iki durumda da karne dönemi, aile içerisinde geleceğe ilişkin planların yapıldığı ve geçmiş çabaların, çalışma alışkanlıklarının, zamanın nerede harcandığının ve amaçların gözden geçirildiği yeni bir dönemdir diye konuştu.


         Karnelerin anne-baba ve öğretmenlerce değerlendirilmesinin karnenin işlevi açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Ergene, karnenin, öğrencinin başarılı veya başarısız, değerli veya değersiz, işe yarar veya işe yaramaz olarak etiketlendiği bir belge olmadığını, öğrencinin bulunduğu eğitim ortamında ondan beklenen bilgi ve beceri alanındaki yeterlilikleri ne derece gösterdiğine ilişkin bir eğitsel araç olduğunu söyledi.


         Karnelerin sadece çocuk için değil, öğretmen, okul ve aile için de yol gösterici bir nitelik taşıdığını ifade eden Ergene, çocuğun gelişimi ile ilgili olarak herkesin kendisine Bu yetersizlikleri gidermek için ne yapabiliriz? sorusunu sorması gerektiğini kaydetti.


-Aileler karne döneminde nasıl iletişim kurmalı?-


         Anne-babaların, karne döneminde çocuklarıyla nasıl iletişim kurması gerektiğine değinen Ergene, şöyle konuştu:


         Çocuğunuzla başkalarının yanında karnesi hakkında konuşmayınız. Konuşma için 30?40 dakikalık bir zaman ayırınız. Televizyon, bilgisayar ile ilgilenmeden rahat bir değerlendirme için yeterli zamanı ayırınız. Karneyi çocuğunuzu azarlamak veya küçük düşürmek için bir araç olarak kullanmayınız. Geçmiş sömestrde çocuğunuzun neler öğrendiğini sorunuz. Aldığı notlardan çocuğunuzun memnun olup olmadığını, başarısını artırmak için neler yapılabileceğini çocuğunuza sorunuz. Bunları siz sıralamayınız. Çoğunlukla çocuklar bunları dinlemeyecektir. Çocuğunuzun gelecek döneme ilişkin hedeflerini dinleyiniz olumlu bulduklarınızı destekleyiniz.


         Velilerin karneyi inceledikten sonra önce gördükleri olumlu yönler ve iyi notlar üzerinde durmaları ve bunlara ilişkin memnuniyetlerini belirtmeleri gerektiği üzerinde duran Ergene, Karnedeki kırık notlarla ilgili konuşurken çocuğunuzu tahrip etmeyiniz. Duygularınızı paylaşınız. Örneğin, Bu durum, seni olduğu gibi beni de üzdü; ama daha çok çalışman gereken dersleri görmüş olduk diyebilirsiniz dedi.


         Ailelerin, çocuğun karnesine ilişkin kendi duygularını paylaşmasına fırsat vermesi, duygularını açmaya teşvik etmesi önerisinde de bulunan Ergene, Tehditkar ve kaygıya yol açacak ifade ve tarzlardan kaçının. Duygular, düşünceler ve davranışlar birbirlerinden etkilenirler. Çocukların öncelikle duygularını ifade etmelerine izin verin diye konuştu.


- Sizin için değil, öncelikle kendisi için çalışmalıdır -


         Onu sevdiğinizi ve değer verdiğinizi gerçekçi bir şekilde gösterin diyen Ergene, çocukların anne ve babalarının ne söylediklerinden çok neyi nasıl söylediğine daha çok dikkat ettiklerini belirtti.


         Çocukların başarısının, başka çocuklarla özellikle kardeşiyle, komşularla veya yakın akrabalar ile kıyaslanmaması gerektiğini vurgulayan Ergene, başarılı bir çocuğa sahip olmaktan çok, sağlıklı ve uyumlu bir çocuğa sahip olmanın önemli olduğunu ifade etti.


         Karnenin başkalarına karşı bir övünme ya da utanma nedeni olarak kullanılmaması gerektiği üzerinde de duran Ergene, Böyle ifadelerden kaçının. Örneğin, Bu karneyle konu komşuya rezil ettin bizi. , Ben de şöyle göğsümü gere gere çocuğumun karnesini dosta düşmana gösteremeyecek miyim? gibi ifadeler, çocuğun kişiliğini zedeler. Unutmayın çocuğunuz, sizin için değil öncelikle kendisi için çalışmalıdır diye konuştu.


         Karnenin çocuğun kişiliğinin bütününe yönelik bir değerlendirme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini de söyleyen Ergene, Karnesi çok parlak çocuklar ödüllendirilirken, karnesi daha az parlak çocuklar da teşvik edilmelidir. Çocuğa, elde edilen sonuç kadar, gösterilen çabanın önemli olduğu mesajı verilmelidir dedi.


-Öğretmen ve öğrencilere mesaj-


         Öğretmenlere ve öğrencilere de mesaj ileten Ergene, rehber öğretmenlerin velilerle görüşerek ilgili açıklamaları yapmaları ve onları doğru yönlendirmeleri gerektiğini belirterek, bu konuda kaygı yaşayan öğrencilerle de görüşülerek gerekli psikolojik desteğin sunulması gerektiğini kaydetti.


         Öğretmenlerin, tatilin bir dinlenme süreci olduğunu düşünerek öğrencilere fazla ödev vermemesi önerisinde bulunan Ergene, Tatil dinlenerek, ders ve ödev etkinliklerinin dışında farklı etkinliklerle değerlendirilmelidir. Öğrencilere okuma, sinemaya gitme, ailesi ile birlikte sosyal ve kültürel etkinliklere katılması önerilmelidir dedi.


         Karne, sizin sınavlara yansıyan performansınızın göstergesidir, kişiliğiniz değil diyerek öğrencilere seslenen Ergene, öğrencilerin performanslarından memnun olmaması durumunda,  çalışma alışkanlıklarını gözden geçirmeleri, çabalarını arttırmaları gerektiğini, bunun için de sömestr tatilinin iyi bir fırsat olduğunu söyledi.






Orjinal Habere Git
— HABER SONU —