Eğitim ve öğretim yılının başlangıcını gazeteciler, “öğrenciler için zil çaldı” diye haber yaparak duyurur.
Okulların kapanmasının üzerinden bir aydan fazla süre geçti.
Bunun yaklaşık 3 haftası, güya öğretmenlerin mesleki seminer çalışmaları ile geçti.
“Güya” diyorum çünkü öğretmenleri okulda tutup guruplar halinde boşa zaman geçirme ve sohbet etmekten başka bir işe yaradığına inanmıyorum bu seminerlerin.
Aksini iddia eden okul idarecisi varsa, seminerlerde işlenen mesleki konuları tutanakları ile yollasınlar, söz veriyorum sayfa sayfa gazetemizde yayınlayacağız.
Bana göre bu seminerlerin, öğretmen ve okul idarecilerine dedikodu yapmaları için zaman tanımak ve onlara eziyet etmekten başka bir etkisi yoktur.
Keşke seminerler yerine okulların tadilatı, onarımı, güzelleştirilmesi ve eksiklerin giderilmesi ile ilgili destek sunsaydılar.
Ancak okullar kapandıktan sonra hiç kimsenin umurunda değil okuldaki eksiklikler.
Taa ki okullar açılana kadar.
Ancak okullar açıldıktan sonra okuldaki fiziki ve idari eksiklikler, akıllarına yeni geliyor.
Oysa okuldaki eksiklikleri gidermenin şimdi tam da zamanıdır.
Okulların açılmasına yaklaşık 2 ay kadar bir süre var, bu süreçte ne yaptıysan yaptın.
Haa… yapmadıysan, okuldaki eksiklikler direk olarak yıl boyunca eğitim ve öğretimi etkileyecek.
Onun için şimdiden okul yöneticilerine uyarıda bulunmak amacı ile yazımın başlığında“Okul İdarecileri İçin Asıl Şimdi Zil Çaldı” diye dikkatlerini çekmek istedim.
Tabi okulların sıfır bütçelerinin olduğunu biliyorum.
Ama yöneticiler şunu yapabilirler, okullarındaki eksikliklerini listeleyerek, bağlı oldukları Milli Eğitim Şubelerine bildirebilirler.
Milli Eğitim Şubeleri de okullardan gelen taleplerin karşılanması için imkânları zorlayarak, gereğini yapmaları gerekir.
Okulların tatil sürecini birçok idareci ne yazık ki eksikliklerin giderilmesi için fırsata dönüştüremiyor.
Şayet bir idareci “para yok, imkân yok, okulların eksiklerini o yüzden gideremiyorum” diyorsa, bence o koltuğu boşuna işgal etmemelidir.
Nice örnek ve öğretmen tanırım hiçbir çare bulmadığında iş elbisesini giyip başlıyor kendi imkânları ile okuldaki eksikliklerini gidermeye.
Elbette öğretmen ve idarecilerin işi, boyacılık, tesisatçılık yapmak değildir, olmamalıdır.
Ama nasıl gerektiğinde kendi evimizde tulumumuzu giyip işe koyuluyorsak, sorumluluk alıyorsak, okullarda da aynı sorumlulukla hareket etmemiz gerekir.
Tabi ki okuldaki sorun ve sıkıntıları, ihtiyaçları giderme işi, başta Milli Eğitim Müdürlüklerinin işidir.
Okullar kapanır kapanmaz yapılacak ilk iş, okulların ihtiyaçlarını belirleyip çözüm bulmaktır.
Bu yönde şu anda bir çalışma yapılıyor mu, yapılmıyor mu, doğrusu bir bilgim yok.
Ancak her sene genelde idareciler ve öğretmenler tatil sürecini uyumakla geçirdikleri için dedim bir uyarayım. (RECEP KAVUŞ)
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
21.11.2024