Yerel yönetim seçimleri yaklaşırken partiler, seçmenin benimseyeceği, Profili yüksek ve kazanma şansı olan belediye başkan aday arayışına girdiler.
Yerel yönetim (özellikle belediye başkanlığı) seçimleri, adayı daha fazla ön plana çıkarması açısından milletvekili seçimlerinden farklıdır. Adayın sahip olduğu kimi özellikler kişisel, eğitim, iletişim becerisi, geleceğe dair projeler, ideoloji, seçmenin tercihinde etkili olabilmektedir.
Demokratik toplumlarda siyasal iktidarın yapılanmasına yön veren en önemli faktör siyasal hayata katılma davranışıdır. Siyasal katılmanın en basit şekli ise seçimlerde oy kullanmadır.
Oy kullanma, demokratik sistemin işlerliğinin etkin bir şekilde sürdürülebilmesini sağlayan önemli bir yoldur.
Bireyler seçimlerde oy kullanırken vatandaşlık görevlerini yerine getirmenin ya da insan olarak en temel haklarından birini kullanmanın ötesinde bir siyasi davranış sergilemektedirler.
Halkın yönetimi demek olan demokrasinin, milli egemenlik, özgürlük ve eşitlik ile siyasi partilerden oluşan üç temel ilkesi bulunmaktadır.
Bunlardan özellikle siyasi partiler, demokratik sürecin sağlıklı işlemesini sağlayan en önemli unsurdur.
Siyasi partilerin zayıf olduğu ülkelerde adaylar, genellikle yönetici ailelerin akrabalarından, askeri veya bürokrasi ortamdan gelirken;
Siyasi partilerin güçlü olduğu ülkelerde ise, toplumun benimseyeceği, eğitimi, iş görebilme yeterliliği ve yönetim deneyimi gibi bir takım vasıfları taşıyan her hangi birileri siyasi partiler tarafından aday gösterilebilmektedir.
Seçmen tercihi ülkenin siyasal yapılanmasına bağlı olarak hareketlilik kazanabilmektedir.
Seçmen tercihlerindeki hareketliliğin nedeni en genel ve temel anlamda iki görüş ile açıklanabilir.
Bunlardan birincisi seçimlerdeki partiler arası rekabeti “seçmenlerin yönlendirdiği” model,
İkincisi ise “partilerin yönlendirdiği” modeldir. Belediye başkanlığı seçimleri bu anlamda bu iki modelin dışında, aday ve adayın sahip olduğu kimi özellikler, kişisel, eğitim, iletişim becerisi, geleceğe dair projeler, ideoloji, hemşericilik tarafından yönlendirilmektedir.
Siyasi partilerin siyasal hayata egemen olduğu ülkelerde, bir kişinin bir siyasi parti tarafından aday gösterilebilmesinin temel kriteri, kişinin öncelikle aday olacağı partinin ideolojisine, inanç yapısına, insan profiline, tüzüğüne ve programına uygun olmasıdır.
Bu kriterleri sağladıktan sonra ise seçmenden oy alabilecek özellikleri kendisinde taşıyor olması gelmektedir.
Bir adayda bulunması gereken özellikler, yerine göre , eğitimli, dindar, , bilgili, kariyerli, tecrübeli, , tanınmış, o iş için avantaj sağlayacak meslek sahibi olmak, kısacası iyi bir imajının olmasıdır.
Adayın duruşundan eğitiminden dini inanışına, aile yaşantısından mesleğindeki başarısına kadar birçok özelliğinin toplamından oluşan aday imajı, üstün vasıf olarak, tüm partilerin adaylarında aramış oldukları özelliklerin başında gelmektedir
Kişisel Özellikler Adayın sahip olduğu kişisel özellikler (insani yönü, güvenilirlik, yaradılış özellikleri, mücadeleci olması, duygusal olması, ahlak anlayışı, yaptırım gücü, iş bitirme becerisi gibi) de imajın bir parçasını oluşturmaktadır. Adayın dürüstlüğü ve günlük yaşam alanında ortaya çıkan sorunlarla ilgili yetkinliği seçmenin tercihinde önemli bir faktör olabilmektedir.
Eğitim Adayın eğitim durumu, mesleği ve belediye hizmetleri konusundaki bilgi ve becerisi de seçmenin tercihini etkiler ve adayın imajının önemli bir parçasını oluşturur. Adayın mesleği ve geçmiş deneyimleri onun yeterlilik açısından değerlendirilmesinde önemli bir unsur olarak ortaya çıkabilir
Geleceğe Dair Projeler Adayın imajının bir bölümünü de adayın seçim sürecinde ele aldığı konular, projeler, sorunlara yönelik ürettiği çözüm önerileri oluşturmaktadır ilişkin plan ve projeler hazırlamak ciddi ve bilimsel araştırmaları gerektirir. Bu şekilde adayın seçilmesi durumunda projelerini gerçekleşmesi mümkün olabilir.
İdeoloji-Parti Adayın imajının bir bölümü de adayın bir ideolojiye sahip olup/olmaması, siyasi deneyimi, bir partinin adayı ya da bağımsız aday olması gibi siyasi faktörler oluşturmaktadır.
Ayrıca bir Belediye başkan adayı;
Akl-ı selim sahibi olmalı: Aklı selimin alameti, kişinin, Allah’ın razı olacağı ameller yapması, Allah’ın gazap edeceği, gazabını celb edeceği kötülüklerden sakınmasıdır.
Kabiliyetli olmalı: İdarecilik ve yöneticilik çok üstün bir kabiliyet ister. Kabiliyeti olmayan kişilerin böyle bir işe talip olmaması gerekir.
İlim sahibi olmalı: ilahi kelamda (hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?) bu bir ayet mealidir. Bu ilahi mesaj yöneticiler için kılavuz olmalıdır. Çünkü Emanet ‘’tüyü bitmedik yetimin hakkı’’ olan makamdadır.
Yöneticiler öncelikle yapacağı işi, dini ilimleri, tarihi, toplumun örf ve adetlerini, fert ve toplum psikolojisini, sosyolojiyi, içinde yaşadığı çağın siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel yapısını, dünyada meydana gelen olayları çok iyi bilmeli. Hizmetine talip olduğu kentin, sosyal ve kültürel özelliklerine vakıf olmalıdır.
Adaletli olmalı: Adil ve kucaklayıcı olmalıdır. Adil ve kucaklayıcı olmayanlar, yöneticiliğe asla layık değillerdir. Adaletle karar vermek, vicdanı davranmak, halktan yana olmak, haklara riayet etmek basiretine sahip olmalı.
Adalet ilkesini gözetmeyenden başkan olmaz. Çünkü,böyle bir adam, Kayırmacılık yapar kimlerine iltimas geçer kimilerine torpil yapar, kimilerinin de hakkını yemekten kaçınmaz .
Cesaretli olmalı: Yönetici cesur olacaktır. Gerektiğinde risk altına girmekten asla çekinmemeli. Cesareti olmayanın esareti vardır. Çünkü cesaret,doğru bildiği bir şeyi yapma kararlığıdır.
Basiretli ve Ferasetli olmalı : Yöneticiler basiret ve feraset sahibi olmalıdır. Bön ve ahmaktan yönetici olmaz.
Dürüst olmalı: (En genelde güzel ahlaklı olmak.) En başta olması gereken özellik, dürüstlüktür. İlla ki dürüstlük. Çünkü dürüst olmayanın icraatları zihinlerde hep şüphe bırakır Yalancı, sahtekâr, insanlara karşı dürüst davranmayan, sürekli aldatan kişilerin iş başına gelmesi, o millet için büyük bir felakettir.
Sabır ve Sebatlı olmalı : Yöneticilik çok büyük sabır isteyen bir iştir. Aceleci, istikrarsız kişiler, böyle ağır işlerin, ağır yüklerin altından kalkamazlar.
Hizmeti ibadet bilmeli: Esas gayesi hizmet değil de başka işler çevirmek olanın yönettiği belediyenin çuvallayacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Konuyu adalet güneşi Hz. Ömer’in şu meşhur sözü ile bitirelim.
“Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu,
Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu”.
SEYİTHAN KAYA
BAĞIMSIZ DENETÇI
MALİ MÜŞAVİR