Mehmet Koç
Belediye başkanları, şehir ve kasabaların yerel ihtiyaçlarını karşılamak ve buraları yaşanabilir bir duruma getirmek için görevlendirilen önemli kamu görevlileridir. Onun içindir ki başkanlar, demokratik bir yöntemle halk tarafından doğrudan seçimle belirlenmektedir.
Bu nedenle yerel halkın elinde kendisine en yakın yöneticileri doğrudan belirlemek için çok güçlü bir araç bulunmaktadır. Halk da, bu seçme yetkisini kullanırken, 'kendim ettim kendim buldum' durumuna düşmemek için isabetli bir karar vermek durumundadır.
Doğal olarak başkanların, bu görevlerini yerine getirme yöntemleri kişiye göre farklılık gösterebilir. Bazı başkanlar, sadece hizmet amaçlı olarak belediye başkanlığı yaparken, bazıları ise daha çok politikaya ağırlık verebilmektedir. Peki, bu yöntemlerin hangisi daha tercih edilmelidir? Seçmenin kararını verirken bu ikilemin farkında olması ve tercihini ona göre belirlemesi gerekir.
Bir belediye başkanının önceliği, halkının yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak olmalıdır. Çünkü hizmet odaklı olarak çalışan bir belediye başkanından; altyapı çalışmalarından, suve kanalizasyon şebekesinden, imar-iskandan, sel ve taşkınlardan, depreme dayanıklı yapılardan, temizlikten, şehir içi ulaşım ve trafik durumundan, park - bahçe düzenlemelerinden, sosyal yardımlardan, eğitime kadar her alanda etkili ve hızlı bir şekilde hizmet üretmesi beklenmelidir.
Bu tercihe dayalı olarak seçilen başkanın halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak ve şehri geliştirmek için çaba göstermesi gerekir. Bu gibi bir faaliyetler, toplumun genel refahını artırdığı gibi, insanların yaşam kalitesini de yükseltir.
Öte yandan, siyasete ağırlık veren belediye başkanları ise, genellikle ideolojik veya parti çıkarlarını öne plana çıkarırlar. Dolayısıyla belediyenin, halka yönelik asli ve öncelikli hizmetleri ikinci planda kalır, o zaman da bazı hizmet alanlarında bir takım sıkıntılar yaşanabiliyor.
Bir diğer sıkıntı, politik bir anlayışla hareket edildiği vakit halkın geneline aynı oranda hizmet sunma güçlükleri de yaşanabilir. Çünkü siyasi saiklerle yapılan çalışmalarda belediye hizmetlerinde bir takım kayırmalara, ayrışmalara sebep olunabilir.
Peki bu durumda hangi başkanın hangi eğilime sahip olduğunu nasıl bileceğiz?
Seçim yaparken başkanın, deneyimleri, yetenekleri ve iş yapma kabiliyetlerine bakmak gerekiyor. Öncelikle geçmişteki performansı, vermiş olduğu vaatlerini ne derece gerçekleştirdiği, sözlerinin arkasında durup durmadığı büyük önem arz ediyor. Onun için yaptığı çalışmalar, beceri ve yetenekleri ortada olan bir başkanı seçmen halkın geneli için yararlı olur.
Politik bir belediye, doğal olarak bir ideolojiyi destekleyen seçmenler için cazip olabilir. Lakin bu ilçede, belediye politik bir araç olduğu vakit hizmet sunumunda çeşitli sıkıtılar yaşandığını hep birlikte gördük.
O sebeple her zaman ifade ettiğim gibi, politikayı siyasi partiler yapmalı, Doğubayazıt, Ağrı ya da Patnos belediye başkanı, hangi saikle seçilmiş olursa olsun sadece ve sadece yasalarda belirtilen hizmetlere odaklanmalıdır. Çünkü halk, çok sıkıntılar yaşadı biraz da hizmet görsün.
Binaenaleyh belediye başkanları, siyasi konuları bir yana bırakarak tamamen hizmet odaklı olarak görev yapmalıdır. Böyle bir durumunda halk, çok daha rahat eder. Oy kullanırken adayların geçmiş performansı ve gerçekleştirilebilir vaatleri dikkate alınmalı ve buna göre seçim yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, şehirlerin gelişimi ve halkın refahı, etkili ve adil bir yönetim anlayışıyla mümkün olur.