Bahçede gül yetişti
Suladım hep gelişti
Bir bir günler geçince
Boyu dama erişti
Üstüne kuş konmuştu
Aniden gül konuştu
Dedi sahibim kızar
Kuş biraz bozulmuştu
Dedim kuş gül haklıdır
Onda sevgim saklıdır
Sende bir sevgilisin
O fikir gülün akıldır
Tasdik tarihi 5 Ekim 2000
SEVGİ NEDİR? NASIL OLUŞUR?
Sevgi, psikolojik etkileşim çeşitlerinden olan güven ve rahatlık duyularından kaynaklı ruhsal genleşimdir.
Canlılık, yaşamsal iç güdüye sahip olduğu için içgüdüsel yaklaşımı, karşı tarafın yaşama elverişlilik derecesine göredir. Örnek olarak: diken itici Gül çekicidir. Biri yaşama elverişsiz, diğeri elverişli. Birinden daralım, diğerinden genleşim etkisi duyulur.
İnsan bazlı sevgide, fiziksel yaşam endeksli sevgi oluşumunun yanında ruhsal boyutuda mevcuttur. Karakter yapısına göre psikolojik uyuşma söz konusudur.
Her çeşit yapısal şeklin ortak noktası, güven ve rahatlığa olan onaydır. Bundan dolayı, bu iki noktayı ifade eden bir yüz şekli yada davranış biçimi, sevgi denilen pozitif etkiye sebep olur.
POZİTİF ETKİ, KALBİN ENERJİ KAYNAĞIDIR.
Bu enerji kaynağı, karşıt kavramların birleşip dokunmasıyla ortaya çıkar.
Birbirinin varlık sebebi olan artı ile eksi, evli çift gibidirler. Aralarında birbirini var etme bağı vardır.
Güzelliğin övünüm kaynağı çirkinlik olduğu için güzel, çirkine bağlı olarak güzeldir. Bu bağlılık, birbirini var etme bağlılığıdır.
futbolcuların, rakibini yendikten sonraki sevinç hareketleri, temel olarak yenilen tarafa duyulan sevgi hareketleridir. Çünkü o sevinç, karşı tarafın gerçek mücadelesinin yenilgisinden geldiği için, karşı tarafa yönelik derinde bir sevgi oluşturur.
DİŞİ'NİN FİZİKİ GÜÇ OLARAK ERKEKTEN ZAYIFLIĞI, YENİLEN TARAF OLARAK ERKEĞE GALİBİYET VERİP KARŞILIĞINDA SEVGİ ALMASI İÇİNDİR. EŞİT GÜÇ DAİMİ BİR DÖVÜŞ SEBEBİ OLURDU.
Birbirine sevgili olan yenmek ile yenilmek kavramları rakip olmadıkları için aralarında, haset ve kin olmaz. Bebekten gelen sevgi duyusunun sebebide bu rakip olamayış halidir.
SEVGİ DİYE BEYAN OLUNAN HALLER
Zorluk içindeyken gelen kolaylıktan alınan duyguya, Korkudan güvene geçişin verdiği duyguya, ihtiyaçların görülüm esnasına, karakter yapısına kendisiyle uyumlu başka bir karakter yapısıyla buluşmasına, kendisine yönelik kabulun, değer verişin, saygının ve incitmemeyi ifade eden yüz veya beden şeklinden alınan etkiye, davranış biçimleri ile kendisine katılımı ima etme ile gerçekleşen ruhsal bütünleşme haline sevgi diyoruz.
Negatif halden pozitif hale geçiş süreci yaşatmaya sebep olan herhangi bir şeyin ilgi çekimi ile ona yönelik oluşan düşünsel ve ruhsal alakadarlığın verdiği ölçülü pozitif etkiye girmeye sevgi demenin yanında, onu anımsamayla da ondan kalbe çalışma enerjisi göndermenin adına da sevgi diyoruz.
Etkileşimle, bir şeyden dolayı kalbin aldığı çalışma şekli kast edilmektedir.
Bitkilerin oluşumu, duyguların oluşumuna örnektir. Fiziki yaşamın oluşum serüveninde duygusal yaşamı anlamaya giden yol vardır.
İnsanın ve diğer tüm canlılığın nasıl varlıklar olduklarını anladığımızda, sevginin izahını anlamak da kolaylaşır.
Hava, su, toprak ve ısı'dan ibaret olan oluşum ve şekillenişler gibi duyu organlarımızla algıladıklarımız, duygu oluşumu ve oluşumun şekillenişine sebeptirler.
CANLI VARLIK, UZAKTAN KUMANDALI CİHAZLA AYNIDIR.
Dokunuştan, ses-koku-görüntü ve his'e kadar tüm çeşitli unsurlar, uzaktan ve yakından duygusallığımızı şekillendiren kumanda etkileridirler.
Tek başınalık, ana rahminde oluşun ikinci boyut versiyonudur. Bu şeklin iyi, kötü, güzel ve çirkin gibi bir çok duygusal kavramları olmaz. Çünkü o, ana rahminde oluşun bir adım öte benzerini yaşamaktadır. Fiziken büyümüş olsada ruhen bebektir.
KAVRAMLAR, YAŞAMIN ETKİLEŞİMLERİNİ KARŞILAŞTIRMA SONUCU ORTAYA ÇIKAN TANIMLARDIR. Beyin, etkileşimleri tanımlarla kavrar. Ruhsaliyetin pozitif etkileşimini sevgi diye tanımlayıp kavrama alanına almıştır. Sebebi, negatif alandaki nefretle olan karşılaştırmasıdır Bu şekilde isimlenen etkileşimler, duygu çerçevesinde yerlerini alıp dile gelme olanağına kavuşmuşlardır.
BENCİLLİK, RAHİMDE OLUŞUN ÜÇÜNCÜ BOYUT VERSİYONUDUR. Kendine yada herhangi bir şeye süreklice odaklı olmak, ruhsal ve bilimsel olarak dar alanda küçük kalmaya sebeptir. Dışa dönük sevgi, büyüten sevgidir.
Evrenin büyüklüğü, ruhun büyüyebilme özelliğinin sınırlarını gösterir. Ev, mahalle, şehir vs. Birer rahim çemberidirler. Spermin çıktığı yer, bebeğin çıktığı yer, yetişkinin çıktığı yer (dünya) birer rahimdir. Yol, rahimden rahime geçiş yoludur. Geçiciler, içerdeyken sonraki rahimi görmedikleri halde çıkışa doğrudurlar. Her sonraki, öncekinin ahiretidir.
Canlılık, incinme ve rahatlık özelliklerine sahip olduğu için, duyumlarını artı ve eksi diye iki kısıma ayırır. Rahatlık verici her türlü duyum ve temsiliyatları artı, acıtım verici her türlü duyum ve temsiliyatlarıda eksi diye tanımlar.
Bir yılan tabiata göre, çiğneme özelliği olmadığından yiyeceğini rahatça yutabilmek için onu hareketsiz kılmak zorunda olan ve çiğneyemediği için de güçlü bir sindirime sahip olmak zorunda olan masum hortumvari güzel ve mükemmel canlı bir varlıktır.
Tabiat için masum, güzel ve mükemmel olan bu canlı varlık, insana yönelik de aynı ifadelere sahip olması için, insanı incitmemesi gerektiği gibi, insanı inciten başka şeylere karşı da önleyici özelliğe sahip olması gerekir. Tabaten insana ve icitebildiği her canlıya yönelik böyle olmadığı için, görselliği ve ona dayalı her türlü çağrışım ve temsiliyatlar, icitebildiği her canlının negatif etkileşim alanına girer.
Yılanın güzelliğini görebilmek için, ruhun tabiatla bütünleşebilecek kadar genleşip tabiat gözüyle bakması gerekir. Yılanı koruma altına alan ruh yapısı, genleşmiş ruh yapısıdır.
DOKUNSAL DUYUMUZ, GÜL İLE DİKENİ POZİTİF VE NEGATİF SINIFLARA AYIRARAK, TANIMLARINI GÖRSEL VE DUYSAL DUYULARADA AKTARIR. Bundan dolayı dikenin şekli görsel olarakda düşük düzeyde psikolojk incittim hissine sebep olabilmektedir. Bu gerçeklik, mevzubahislerde onun inciticilik temsiliyatlı olarak kullanılmasına da sebep olmaktadır.
Başları yuvarlak bir çubuk ile iğneyi yanyana koyduğumuzda, dokunsal duyumuzun pozitif algısı, iğneye göre incitici olmayan çubuktan gelir.
Doğal ve yapay varlıkların çeşitli etkileme şekilleri vardır. Bu varlıklarla benzerlik taşıyacak olan başka bir varlıktan, bu benzerlikten dolayı aynı etkileşim olabilmektedir. Plastikten bir akrep, gerçeğinin etkisini verebilmektedir. Yapay çiçek yine öyle. Gözleri yılan gözüne benzeyecek kişi olsa yine öyle olur. O yüzden duygusal etkileşimlerin rehberlik ehliyeti olmaz. Duygu, başka bir sebep olmaksızın sadece benzerlikten o kişiye yılana olan muameleyi yöneltir.
Demek oluyorki, sadece kendi algısına göre hareket etmek zarar verici olabiliyor. O yüzden tepkisel yaklaşımların rehberi duygu değil mantık olmalıdır. Bir duyguya kapılmış kişi, o duyguya kapılmamış başka bir kişiye müracatı gerekir.
SEVGİ, ZORLUK VE ENDİŞENİN ZITLARI OLAN KOLAYLIK VE GÜVENDEN OLUŞUR. .
Kişi için güven ve kolaylık ifade eden etkileşimler, ruhsal yayılım genleşmesi sağlar. Psikolojinin bu hale bürünmesine sevgi diyoruz.
Genel olarak yavrulardan ve çocuklardan güven ve rahatlık duyulur. Bu durum, her çeşit karakter yapısı için ortak bir durumdur. Yavrulardan zorluk ve korku etkileşimi duyulmadığı için etkileşim, rahatlık ve güven şeklinde yansıma yapar.
Etkileşim varlığının kendisi sabittir. Şekli ise değişkendir. Simasından kolaylık ve güven okunan yetişkinlerden de rahatlık ve huzur etkileşimi duyulur. Ruh, onlardan kaynaklı etkileşimden de genleşip yayılıma uğrar. Rahatsızlık verici hale girildiklerinde genleşim vasıtası olmaktan çıkarlar.
SEVGİ, YAŞAMİ MANEVİYAT ALIŞVERİŞİN UYUM YASASINI OLUŞTURMAKTADIR.
Bir çiçek, sanatsal görüntüsü ile bir anlatım içindedir. "zararsız, masum ve incitici olmadığım için senin genleşip yayılmana uyumluyum" ifadesini içerir. Bu ifade, onu koruyup besleme olarak ona geri döner.
Sonraki makaleyi aşk'a dair yazabilmek dileğiyle sevgiler ve saygılar.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
22.11.2024