Makamının gerektirdiği vazifelerini, sorumluluklarının bilincinde hakkını vererek yapan insan, daima aldığı kazancını hakkediyordur.
Aksi takdirde ise, hiç bir suretle, makamı işgal ederek, yapmadığı vazifenin karşılığında aldığı maaşı helal değildir.
İki kere iki dört eder, bunun ötesi yoktur.
Herkes kendi işini adam gibi yapmak, vicdanını önüne koyup hesaplaşmak ve kendini aklamakla mükelleftir.
Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Lafa zaten bu insanların karnı tok, yemiyor ve nereden bakarsanız bakın, tutar yeri yok.
Makamını kişi icraatları ile büyütür, yoksa büyük makam olduğu için kişi büyümez. Bu yanılgıyla, nasılsa mevkiim büyük, kimse bana cesaret edip, sesini çıkartamaz rahatlığı ile işinin hakkını vermeyen, halkına layık olduğu hizmeti çok gören çalışana, bu halk o mevkiyi yedirtmesini de bilir.
İl ve ilçe bazında, insanlarımızın hizmet anlamında zaruriyetlerini önemsemeyen kim varsa ki, muhtemelen bu makale ile rahatsız olacaklardır, bu insanların sesi olarak yazıya döktüğüm her eksiklik, işini yapmayıp, makamının rehaveti ile rahatını bozmayan yetkililere bir nebze kendine çeki düzen verme vesilesi olur umarım.
Benim ve vatandaşın idrak edip bariz bir şekilde görebildiği eksiklikleri, yetkisi bu eksiklikleri gidermek olan sorumlular da görüyorlardır elbette. Hal böyleyken bir zahmet kendisini vatandaşın yerine bir saniyeliğine koyup , sorumlu olduğu işi adam gibi neden yapmadığını da sorgulamalıdır.
Ben gazeteciyim, bende vazifemi yapıyorum, insanların nabzını yoklamakla vazifeliyim, birileri mutlu olsun diye, nabza göre şerbet vermekle değil.
Dolayısıyla, vicdanımla kavgam olmadı şükür.N.Çelik...