Bu gün sizlere insanlar ve kökleriyle alakalı bir şeyler yazmak istiyorum. insanlar ve kökleri deyince zihninizde konuyla alakalı bir şeyler oluştu mu?
İnsan, yaşamı boyunca aidiyet duygusu ile sınanır çünkü aidiyet duygusu insanın doğasından gelen derin bir arzudur.
Kendini gerçekleştirme yolunda temel bir ihtiyaçtır.
Sosyal yaşamda kabul görülme etkisi öz saygı hatta ilk insanlar için hayatta kalma ve üreme gibi en önemli unsurlardan bir tanesidir.
Maslowa göre "bireyin davranışlarını motive eden en büyük ihtiyaçtır" aidiyet duygusu.
Aidiyet duygusu ile beraber sosyal kimliklerimiz oluşur inançlara, insanlara, işlere ve ilişkilereihtiyaç duyar kök salmak isteriz.
Bir ağacın toprağa kök salması gibi sıkı sıkıya tutunuruz o kökler sağlamlaştıkça kendini
gerçekleştirme yolunda güven duygusunun da sağlamlaşmaya başladığını hissederiz. Ancak köklenmenin zaman zaman büyük zayıflıkları da doğurabileceğini düşünüyorum.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Bir işe, bir şehre, bir ilişkiye, bir inanca, bir insana duyulan aidiyet salınan bir köktür aslında. "Coğrafya kaderdir" ifadesi bu köklenmenin fiziksel boyutunu anlatır.
Bu yüzden insan yaşamı boyunca köklerinden sorumludur hatta yaşamını yetirdikten sonra da
sorumlu kalmaya devam edecektir. Salınan her kök onun soyundan bir başka bireyin hikayesinin temel taşı olacaktır. İnsan, sadece
kök salmakla değil köklerini sorgulamakla da sorumludur. Bana kalırsa aidiyet duygusuna ihtiyaç duyabilir bir yerlere ait hissedebilirsiniz ancak bir
yerlere köklenmek zorunda değilsiniz.
Aidiyet bir ihtiyaçtır ancak köklenmek seçimdir.
Çünkü bazen en güçlü bağlar köklerden değil fikirlerinizin ışığından oluşur. kök salmaktansa ait olmakta fayda var.
Fikirleriniz dönüşebilir, İstekleriniz değişebilir
Derim!
Sevgilerimle…
9636,12%-0,25
34,64% 0,01
36,33% -0,13
2945,14% 0,48
4880,88% 0,00
Ağrı
27.11.2024